Soluduğumuz havaya dikkat!

Alber NASİ Köşe Yazısı
11 Kasım 2020 Çarşamba

ABD Başkanlık seçimleri geride kalırken, Joe Biden’ın daha doğrusu Kamala Harris’in yeni seçilmiş Amerikan başkanı olduğu nerdeyse kesinleşmişken, Donald Trump kendinden bekleneni yapmakta gecikmiyor.

Trump, 2019 yılının sonuna kadar seçimlerin nerdeyse tartışmasız favorisiyken, hatta Demokrat kanadında başkanlık yarışına girecek aday bile çıkmazken, korona virüsü sırasında Trump’ın gösterdiği beceriksiz ve bölücü politikalar sebebiyle başkanlık yarışında geriye düştü.

Joe Biden’ın çok tecrübeli bir siyasetçi olduğu tartışılmaz. Hatta Trump’ın tam tersine hem siyaseti hem diplomasiyi gayet iyi biliyor. Ancak gerçek bir lider figürü olduğu söylenemez. Alternatifsizlikten Demokrat Parti’nin başkan adayı olmuş. Barack Obama’nın başkanlığı döneminde başkan yardımcılığı görevini yürütürken de pek öne çıktığı söylenemez. Trump’ın başkan yardımcısı Mike Pence ise, Trump’a rağmen Biden’a göre çok daha fazla faaldi. Başkan yardımcılığı sırasında pek de aktif olmayan Biden’ın başkanlık görevi sırasında da fiili başkanlığı yardımcısı Kamala Harris’e bırakacağı, hatta görev süresi dolmadan başkanlık koltuğunu Harris’e bırakacağı iddiaları yaygın. Yaşı ve sağlık sorunları sebebiyle de bu durumun gerçekleşmesi olası.

Alışılmışın aksine, Trump ciddi farkla kaybediyor olmasına rağmen mücadeleden vazgeçeceğe benzemiyor. Mektupla verilen oylar sebebiyle Trump’ın iyice geriye düştüğü biliniyor. Trump ise mektupla verilen oyları iptal ettirmenin peşinde. Daha önceki seçimlerde mektupla kullanılan oylar değerlendirilirken, şimdiki seçimlerde değerlendirilmemesi pek olası görünmüyor. Mahkemelerin Trump’ın taleplerini değerlendirmeyeceği neredeyse kesin. Başkanın resmen ilan edilmesine bir ay, yeni başkanın yemin edip göreve başlamasına ise iki ay var. Bu süreç içerisinde neler olabileceğini kestirmek şimdiden oldukça güç.

Hiç şüphesiz Amerikan ekonomisinin çok ihtiyaç duyduğu ve seçimler öncesinde Demokratların ve Cumhuriyetçilerin üzerinde bir türlü anlaşamadığı kurtarma paketi bir süre daha gecikecek ve finansal piyasalardaki sorunlar gün be gün artacak. Yani bugün ertelenen kararların sebep olduğu tahribatı gidermek için çok daha fazla Amerikan doları basmaları gerekecek.

Bu sırada, korona virüsü dünyanın en önemli gündem maddesi olmaya devam ediyor. Aşı çalışmaları hız kesmeden devam ederken, Danimarka’dan gelen bir haber virüsle mücadelede geriye düşüldüğünü gösteriyor. Vizonlara bulaşan yeni tip bir korona virüsü tekrar insanlara bulaşarak yayılmaya başladı. Danimarka, çiftliklerde üretilen sayıları 17 milyonu bulan canlı ve cansız tüm vizonları yok etme kararı aldı. Elbette hastalığın mutasyona uğramış olması son derece endişe verici ve şimdiye kadar yapılan tüm aşı çalışmalarının tamamen çöp olmasına sebep olabilir.

Şu ana kadar ortaya çıkan hiçbir virüse karşı aşı geliştirilemezken hatta virüsün mutasyona uğramasıyla aşı çalışmaları büsbütün sekteye uğrama riskiyle karşı karşıyayken artık insanlığın çareyi başka mecralarda arama vakti gelmiştir. Çare yeni standartlara geçmektir. Kaldı ki iddia edildiği gibi korona virüsü laboratuvarda üretilmiş bir virüs ise bunun benzerlerinin de arkasından gelebileceği unutulmamalı. Yeni standarttan kasıt kesinlikle sürekli maske takılması değil tam tersine maske takılmadan hava yoluyla geçebilecek hastalıklara karşı etkin önlemleri almaktır.

İnsanoğlu çağlar boyunca bedel ödemeden veya çok az bedel ödeyerek sahip olabildiği yaşamsal öğeleri kirletmekte beis görmemiştir. Hava yaşamsal olan ve bedava olması nerdeyse tartışılmaz olan öğelerin başında. Ancak kabul etsek de etmesek de temiz yani virüslerden, kokulardan ve tozdan arındırılmış hava 2020 itibariyle artık eskisi gibi bedelsiz değil.

İnsanlar artık ister istemez gittikleri, ziyaret ettikleri ortamların göze ve ceplerine hitap etmesinden ziyade ciğerlerine hitap etmesine öncelik vermek zorunda. Hava kalitesine verilen önem ABD’de hızla artmakta. Dünya ister istemez bu gidişata ayak uydurmak zorunda kalacak. Çok yakında mimariler de değişecek ve yeni önceliklere göre tasarımlar gündeme gelecek. İnsan yoğunluğu, oksijen oranı, virüs endeksi hayatımızda gündelik terminolojiler arasında yer alacak. Soluduğumuz hava artık yediğimiz yemek ve içtiğimiz sudan bile daha önemli.

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün