Bir kez daha Bereşit: BESİMANA TAVA

Rav İzak ALALUF Köşe Yazısı
14 Ekim 2020 Çarşamba

Her sene bir kez, bir kez daha… Bin yıllardır süregelen bu inanç ve imanla Bene Yisrael Baruh Aşem bir kez daha Bereşit demenin, Tora’yı öğrenme ve anlamanın çabasına girmişlerdir. Kâinatın yaratılışından beri filozoflar, bilim insanları, bilgelerle bazen çelişmişler, bazen çatışmışlar bazen de birbirlerini anlamışlardır. Bunlardan bir örneği, okuyarak aslında bilim insanlarının da inançlarının temelinde farklı noktalarda olmadıklarını gözlemlemek mümkündür.

Blaise Pascal bir matematikçi ve fizikçidir. Fizikte vakum problemlerini, matematikte de Fermat ile birlikte olasılık konularını ele almıştır. İlk hesap makinesini icat eden odur ve ‘Pascal’ adı verilen programlama dili de ismini ondan almıştır.

23 Kasım 1654 Pazartesi günü Pascal bir görüntüye tanık olur. Gördüklerini bir kâğıda not eder ve bunu kimseye anlatmaz. Kâğıt parçasını ceketinin içine diker ve ölümüne kadar sekiz yıl boyunca bu kâğıdı ceketten cekete aktarır, ama konuyu kimseye anlatmaz. Ölümünden sonra bir hizmetçi bu notu cekette bulur, oradan çıkarır ve bu şekilde bu matematikçi ve fizikçinin yaşamındaki en merkezi olay ortaya çıkmış olur.

“1654 yılı, 23 Kasım Pazartesi. Saint Clement günü. Akşam 10.30’dan yaklaşık gece yarısından yarım saat sonrasına kadar. Ateş. Avraam’ın Tanrı’sı, Yitshak’ın Tanrı’sı, Yaakov’un Tanrı’sı. Filozofların ve bilgelerin değil. Kıyamet, katiyet, duygu, neşe, barış.”

Vakum teorilerini araştırmış böyle bir filozof dünyayı nasıl Tanrı’nın varlığı ile doldurabilir? Pascal, tıpkı bir saatçinin, ürettiği bir saati programlayıp tasarlaması gibi Tanrı’nın da dünyayı yaratmış olduğuna inanıyordu. Ama tıpkı saatçinin ürettiği saatin daha sonra kendi başına işlemesi gibi, Tanrı’nın da dünyayı yarattığını ama sonrasında ona hiç etki etmediğini düşünüyordu.

Rabi Yitshak Mikorvil sanki Pascal’e cevap verir gibi Tora’dan şu sözleri paylaşır:

“Ben… Tanrın A-Şem’im”. Ve şöyle yazılıdır (Devarim 4): “(Şunu) Bugün bil ve kalbine (sürekli olarak) tekrarla ki, Aşem yukarıda, göklerde ve aşağıda, yerde (sadece) O ‘Tanrı’dır; başkası yoktur.”

Filozoflar dünyanın ne bir yöneticisi ne de benzer başka bir şeyi olduğunu, Kızıldeniz’in yarılışının, Mısır Çıkışı’nın ve yapılan tüm mucizelerin bile burçlarla gerçekleştiğini öne sürerler. Ancak gerçek onların gördüğünden daha farklıdır. Tüm dünyayı ağzının rüzgârı veya ruhuyla Tanrı idare etmektedir.

Bizi Mısır’dan çıkaran ve tüm mucizeleri gerçekleştiren O’dur… “Ben seni Mısır’dan… çıkarmış olan Tanrın A-Şem’im” diye yazılı olduğu üzere, (Tanrı’nın) bizi Mısır’dan çıkardığına inanmamız gerektiği gibi; zira bu, Tanrı’nın sözü olduğuna göre, söylediği şudur:  sizi Mısır’dan çıkardığım için Bana inanmanızı istediğim gibi, aynı şekilde Benim Tanrınız A-Şem olduğuma ve sizi gelecekte tekrar geri toplayıp kurtaracağıma da inanmanızı istiyorum. Ve aynı şekilde, (Tanrı), merhametiyle bizi ikinci kez kurtaracaktır. Pasukta yazılı olduğu gibi (Devarim 30): “Ve dönüp seni tüm halkların içinden toplayacak…”

İşte inanç bizleri maamin yani inanan ile neeman güven veren insanlar olarak yetişmemizi sağlamaktadır. Bu inancın kaynağının ilk cümleleri de bu gün 3333. kez yeniden okunmaya başlamıştır.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün