COVID-19 tüm hızıyla yayılmaya devam ederken İsrail geçtiğimiz bahar aylarından daha katı bir karantina sürecine girdi. Avrupa’da ise bölgesel kapamalar devreye girerken insanlar özellikle hizmet veren kafe, restoran otel gibi işletme sahip ve çalışanları isyan içindeler. Şimdiye kadar alınan hiçbir önlem hastalığın yayılmasını engelleyemedi. Kaldı ki alınan önlemler hem yetersiz hem de uygulanabilir değildi.
Aşıyı çare olarak görenler nerdeyse hiçbir virüse karşı aşı geliştirilmediği gerçeğini göz ardı edenler. Rusya lideri Putin’in ortaya attığı aşı zaten ilk baştan fos çıkmıştı.
İlk baştan beri hastalığın damlacık yani hava yoluyla insandan insana geçtiği yapılan gözlemler sonunda da hastalığın oluşması için belli miktarda virüsün konsantre olması gerekliliği biliniyordu. Zaten bu sebeple hastalık, hastaneleri ve sağlık çalışanlarını hızlı bir şekilde pençesine almıştı. İlk baştan beri temizlenmesi gerekenin hava olduğu da belliydi. Ama etkin ve ekonomik bir şekilde havayı temiz tutmak nasıl mümkün olabilirdi?
Einstein tarafından zamanında geliştirilen ve kendi kız kardeşinin tüberküloz tedavisinde kullandığı ‘bipolar ion’ teknolojisi bunu mümkün kılıyor. Söz konusu teknoloji sadece Korona'ya sebep olan virüsü değil gelecekte ortaya çıkabilecek ve hâlihazırda var olan mikrop ve tozu da engelliyor. Hastalıklar engellendiği gibi hava kalitesinin arttırılması sayesinde iç mekânlarda yaşayan insanların zindeliği ve performansı da artıyor.
Vaka sayısı ABD’de hızla artarken kapatmaların ABD’de gündeme gelmemesinin en önemli sebeplerinden biri konu teknolojiyi hızlı bir şekilde mevcut klima sistemlerine adapte etmeleridir. Los Angeles havaalanı, Chicago O’Hare Havaalanı, Goldman Sachs, Google gibi kurumlar konu sistemi kullanmaya başlamışlar bile. ABD iç pazarı o kadar büyük ve o kadar hızlıdır ki niche olarak kabul edilebilecek ürünler uzun süre ülke dışına açılmaya fırsat bulamazlar. Fırsat bulsalar da dünyanın geri kalanından kazandıkları genellikle Kaliforniya eyaletinden edinilen kazançtan daha düşüktür. Bu sebeple bu teknolojilerin dünyaya yayılması da genellikle en az beş sene gecikmeli olur. Ancak böylesine can alıcı bir durumda işlerin çok daha hızlı ilerleyeceğine hiç şüphe yok.
COVID-19 ve onun ekonomik ve siyasi sonuçları, ABD’de başkanlık seçimlerine sadece 35 gün kalması ve Başkan’ın seçimin yapılacağı hafta içerisinde belirlenememe endişesi, İsrail’in Körfez ülkeleriyle yaptığı barış anlaşmaları gibi gündem konularına, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki savaş da eklendi. Hem bölge hem de taraf olan ülkeler adına son derece tatsız bir gelişme. Ermenistan ile Azerbaycan arasında Dağlık Karabağ sorunu zaten mevcuttu. Türkiye’nin Azerbaycan’a doğal olarak destek çıkması hatta büyümesi halinde fiilen savaşa müdahil olması kaçınılmaz. Bu arada Rusya’nın da Ermenistan’a destek çıkması kaçınılmaz. Bu durum da iki ülke arasında yeni bir sorunu tetikleyebilir. Oysa, Türkiye ile Rusya’yı karşı karşıya getirecek yeni bir cephe her iki ülke açısından arzu edilecek bir durum değil.
