Vatandaş! Let’s speak ‘Türkçe’

Sami AJİ Köşe Yazısı
28 Temmuz 2020 Salı

Korunmaya muhtaç varlık olarak nitelenen ‘+65’ grubunun son birkaç yıldır yeni bir sorunu ortaya çıktı.

Gençlerle konuşurken, televizyonlardaki tartışmaları izlerken veya gazeteleri okurken karşımıza öyle kelime ve cümleler çıkıyor ki anlamak gerçekten imkânsız oluyor. Üstüne üstlük bir de yanlış telaffuz edilince de ortaya tam bir kargaşa çıkıyor.

Geçen yazılarımın birinde sevgili eşimin iki tecrübesini anlatmıştım. Birincisinde, kitapevine girip “mecmua” sormuştu. Böyle bir şey bulunmadığını cevabını alınca şaşırmış ama son dakikada dergilerin satıldığı rafları gösterince görevli konuyu anlamıştı.

İkincisinde ise bir giyim mağazasının satıcısına “Tenzilat var mı?” deyince “Böyle bir şey satmıyoruz” cevabını aldı ve tam kızcağıza yüklenecekti ki yönetici yetişti ve “Evet hanımefendi indirimimiz var” dedi ve mutlu sona varıldı.

Bu süreçte iyi kötü, eski nesil ve yeni kuşak anlaşıyor ve geçinip gidiyorduk.

Ancak son birkaç aydır birdenbire adeta yabancı kelimelerin genel bir taarruzla üstümüze saldırdığını müşahede ediyorum. Yaşamımızın her cephesinden geliyorlar.

Bir gazetenin başlığı: “Gümüş altınla ralliye katıldı…” gümüş bir yere katıldı ama nereye katıldı? Tabii araştırmaya başladım. Paylaşıyorum.

Efendim ‘Rally’ bir nevi müsabakadır ve genelde araba yarışları için kullanılan bir terimdir. Örneğin ‘Rally de Monte-Carlo’  bunların içinde en ünlüleridir. Diğer bir deyimle yazar gümüşün altınla beraber yarışa girdiğini belirtmek istiyor. Bu kadar basit.

Aynı mealde, birdenbire ‘tandem’ terimi ortaya atıldı. Bu terimi futbolda da duyuyorduk. Mesela maçları yorumlayan dostlarımız orta sahayı Leonardo ve Naguma tandeminin koruyacağından söz ediyorlar… Yahu, tandem ‘ikili’ demek. Herkesin anlayacağı ikili kelimesini kullanmak varken, ne diye tandem sözcüğünü kullanırlar? Herhalde ‘entel’ kesime daha renkli bir görünüm vermek istiyorlar.  

Tıp alanında konuşmaya bile lüzum yok. İlaç kutularından çıkan izah pusulalarını zaten büyüteç ile okuyor ve hiçbir şey anlamıyorduk. Doktorlara ve eczacılara güvenip “Ya Allah ya Bismillah” veya “kon el nombre de Dio” deyip yutuyor veya içiyorduk.

Şimdilerde ise ve hele COVID-19 ile tam şaşkına döndük.

Örneğin, doktorlarımız yine gazete ve televizyonlarda ‘Mitokondrilerimizi’ arttırmamız gerektiğini ısrarla vurguluyorlar. Cehaletimi mazur görün ama anlayamamıştım. Hemen ‘Google Dede’ye danıştım. Bakın ne diyor: “Mitokondri, hücre organellerinden biridir. Yunanca, mitos ve khondrion sözcüklerinden türetilmiştir. Bu organel oksijenli solunum yapabilen ökaryatik hücrelerde bulunur.” Gayet açık değil mi?

Hayır diyorsanız, ben özetliyeyim: Bunlar vücudumuzda enerji üretim merkezleri imiş. Ancak hareketsiz bir hayat sürerseniz azalıyorlarmış. Diğer bir deyimle uyuşmayın. Hadi bakalım “Walk Walk...”1

Bilgisayar ve cep telefonları sayesinde ortaya zaten yepyeni bir lisan çıktı. Samimi söyleyeyim, kulunuz artık anlamaya bile çalışmıyor. Zoom’dan girin, Webinstar’dan çıkın, Facebook’u izleyin, Instagramınız var mı, Twitter’dan gelen mesajı okudunuz mu? vs. vs. Pes ettim.

İş hayatımızda ise zaten İngilizce konuşmak farz oldu aslında. Ama yine de İngilizceden uyarlanıp Türkçeye aktarılan bazı sözcükleri anlamak ve anlatmak zor oluyor. En hoşuma giden iki terim ise, aynen kısaltıldığı gibi aktarıyorum: “Filanca şirketin CEO’luğuna, Ahmet bey veya falanca şirketin CFO’luğuna2 Mehmet bey getirildi” gibi haberleri sık sık okuyoruz. Birisi genel müdür ötekisi ise mali işler müdürü olmuş.

Lütfen kıyaslayın. Hangi terim daha şatafatlı duruyor?

Örnekleri çoğaltmak mümkün. Esasen sizler de her gün benzer söylemlerle karşılaşıyorsunuzdur.

Özetle, bu süreci durdurmanın veya kontrol altına almanın gereğine inanıyorum.

 Zira, dil birliği, bir milleti niteleyen ve birliğini sağlayan en önemli unsurlarından biridir. Bu özelliğimiz kaybolduğu anda bütünlüğümüzün da zarar göreceği açıktır. Görev hepimizindir. Sanatçılardan başlayarak, iş insanları, siyasiler, yazarlar, üniversite hocaları, ezcümle her kesimden temsilcilerin yılda bir kaç kere toplanıp bir nevi Dil Kurultayında görüş ve önerilerini ortaya koymalarının gerekli olduğu kanaatindeyim. 

Böylesine bir teşebbüste, Türk Dil Kurumumuzun öncülüğüne güveniyorum.                  

---

 

1 Google veya Youtube’da Leslie Sansone’nin size uygun bir yürüyüş programı seçebilirsiniz!

2 CEO İngilizce ‘chief executive officer’ kelimelerinin kısaltılmış halidir. Aynı şekilde CFO, ‘chief financial officer’in kısaltılmışıdır. 

 

        

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün