Yeni yılda ekonomiye heterodoks ışın (ışık) tedavisi

Sebep ve sonuç tartışmaları arasında nihayet Türkiye´de enflasyonist bir kriz olduğu ve krizin giderek derinleştiği kabul edildi ki tedavi yöntemi konusunda yeni bir irade beyanı ortaya çıktı. Türkiye 21 yıl sonra yeniden ekonomik istikrar arayışında. Her gün ayrıntıları değişse bile gündeme gelen esnek yöntemin özelliklerini ve hangi koşullarda işe yarayabileceğini sizlerle paylaşmak isterim.

Prof. Dr. Sema KALAYCIOĞLU Ekonomi
26 Ocak 2022 Çarşamba

“Gözlerinde Işık Var”[1]

Bakan Nebati göreve geldiğinde, Türkiye ekonomisinden ne kadar umutlu olduğunu, gözlerindeki ışık ile anlatmak istediğinde, bunun getirildiği makamın heyecanı veya sarhoşluğu ile söylenmiş olduğunu düşünenler olabilir. Ama aslında Bakan’ın gözlerindeki ışıktan öte vermeye çalıştığı umutta gerçek payı elbette var. Eğer sorunlara kararlılıkla, güven vererek, insanları ikna ederek yaklaşılırsa, bugüne kadar pek çok felaketi atlatmış olan Türkiye ekonomisi tekrar rayına oturur. Çünkü esnek, uyum yeteneği ve sıkça dile getirildiği gibi potansiyeli yüksek bir ekonomidir. Bu nedenle, ‘çıkmadık can’dan olan ümit gibi bir ümide zaten hiçbirimiz kapı kapamadık. Karanlıkları yırtarcasına doğan güneşe ise hiç göz yummadık. Ancak Türkiye sahip olduğu potansiyeli, başta tarım olmak üzere, hiçbir sektörde hakkıyla kullanamadı. Hele son zamanlarda, 2001 krizinden sonra neredeyse on yılda yerine oturan dengeler bir bir, abes ideolojik yaklaşımlara feda edildi. Otoriter müdahaleler, köklü kamu kurumlarının çalışmasını engelledi. Kamu bürokrasisinde liyakat değil sadakati gözeten atamalar, ekonomi yönetimini bilgi, sağduyu ve en önemlisi vatan sevgisinden uzaklaştırdı. Kişisel maddi çıkar ve makam tutkusu ile sadece verilen emirleri uygulayarak gelinen noktada israfın, yolsuzlukların açtığı bütçe ve rezerv kara delikleri ile zirve yapmış bir enflasyon var. Görünen köy kılavuz istemez ülkede yokluklar ve daha fazla yoksulluk var. Ümit olmasına var. İş ki teşhiste tereddüt, tedavide gecikme ve ilaç dozu ayarlamasında hata olmasın. Kaş yapayım derken göz çıkarılmasın. Önlemler, açıklamalar, bozuk, bezdirici, kırıcı ve incitici üslup ile yapılmasın.   

Heterodoks Tedavi

Ortodoks ekonomi politikaları, geleneksel, varsayımları olan para, maliye, gelir ve ticaret politikaları olarak düşünülür. Bu politikaların çeşitli nedenlerle işlerliğini yitirmesi ve yalama olması ile ekonomiler dar boğaza sürüklendiğinde Büyük Dünya Buhranından bu yana sıra dışı, varsayımlardan çok içinde bulunulan koşulların gerçekliğine dayanan müdahalelerin seferber edilmesi söz konusu olmuştur. Heterodoks yöntemler adını alan bu politikalar, aslında hemen her zaman geleneksel politika araçlarına ilaveten kullanılır. Piyasanın işleyişi önemlidir. Ama piyasa mekanizmalarının çarkları arasına içerden veya dışarıdan takılan irili ufaklı çakıl taşları ayıklanmazsa arz ve talep dengeleri bozulur. İşte heteredoks politikalar genellikle sisteme yapısal reformları, bu çakılları ayıklamak için seferber edilir. Öncelikle kamu kurumlarında özerkliğin, ülkede hukukun üstünlüğünün yeniden tesis edilmesini, mülkiyet haklarının ve hukukun üstünlüğüne tekrar güvence altına almayı öngörür. 1970’li yılların sonundan itibaren Bolivya ve Şili’de, 1980’li yıllarda İsrail’de başvurulan heteredoks politikaların, 1990’lı yıllar boyunca Meksika, Brezilya, Arjantin’de uygulandığına tanık olduk. Yine 1990’lı yıllarda ‘Geçiş Dönemi Ekonomileri/Transition Economies’ denilen Sovyetlerden ayrılan Doğu Avrupa, Orta Asya Cumhuriyetleri ve Yugoslavya’dan ayrılan ülkelerde farklı, farklı reçetelerle uygulanan yapısal reform ağırlıklı heteredoks ekonomi politikaları, bu ülkelerin bazısında başarılı oldu. Bazısında olamadı. Hatta başarılı örneklerden bir kısmı daha sonra yine ekonomik istikrarı kaybetti. Ama en iyi örnek İsrail’di.

Güven, İnandırıcılık ve ‘Uzlaşma ile Tedavi’

Heteredoks politika uygulaması başarılı olan her örneğin ortak çıkış noktasında, güven yitirmiş siyasi simaların yerine gelen, ikna yeteneği yüksek, toplumda çıkarları sert bir şekilde ayrışan kesimleri uzlaştırabilen, mesleki ve kişisel liyakatleri kanıtlanmış, sicillerinde yolsuzluk kamburu olmayan isimler oldu. Yeni politikalar önce inandırıcılığı olan, tarafsız önderleri gerektiriyor. Hep bir savaş ekonomisi olan İsrail, 1986’da bu politikaları uygulamaya başladığında, İsrail Merkez Bankasının başına getirilen Michael Bruno’nun daha sonra yazdığı, büyük ölçüde İsrail deneyimlerini anlatan ve diğer örnekleri kıyaslayan kitabının adı ilginç. ‘Crisis, Stabilization and Economic Reforms: Therapy by Consensus’[2] (Krizler, İstikrar ve Ekonomik Reformlar: Uzlaşma ile Tedavi), size Kemal Derviş’in uzlaştırıcı yaklaşımları ile yürürlüğe giren heteredoks politikalarla 2001 krizinden çıkan Türkiye’yi hatırlatmıyor mu? O tarihte, önce zam yapmamaya ikna edilen ücret, kira, kar ve sermaye kesimlerinin, aynı anda hem IMF, hem de AB uyum reformları ile ekonominin nasıl yeniden rayına gireceğine inandığını ve Türkiye’nin 4-5 yıl içinde nasıl düze çıktığını hatırladınız mı? Şimdi Sayın Nebati heteredoks politika uygulamaları işte böyle reform ve uygulamalarla yürütebileceğini düşünüyorsa, bunda hayalden öte bir gerçek payı olması gerek. Tarihin bir başka tehlikeli dönemecinde Türkiye’nin önce bir uzlaşma ve barıştırma ile tedaviye ihtiyacı var. Kavgalara değil. Galiz üslup ile değil. Sıra dışı ve gelecek nesilleri ipotek altına alan garip borçlanma yöntemleri ve kaynakları ile hiç değil.

Işığı Görmek ve Göstermek İçin

Her zaman ve tüm heteredoks politika paketlerinde gözetildiği gibi, Türkiye’de de tüm psikolojik, sektörel ve kurumsal sorunların göz önünde tutulması önemli. Ekonomik istikrarın yeniden sağlanması için önce çıkarları ayrışan insanları uzlaştırıcı yaklaşımlar gerekli. Bölmek ve kavga ettirmekten siyasi beka umma yaklaşımı sona ermeli. İnsanlar, gerçek enflasyon, bütçe, TCMB rezervi ve cari açıklarını, kamu ve özel borçlarını, Hazine’nin borçlanma imkân ve kapasitesi ile borçlanma maliyetlerinin gerçek değerini öğrenmeli. Heteredoks politika sepetleri çok sayıda çıpa kullanır. Bu çıpaların işleyişindeki çelişkilerin nasıl çözüleceğinin bilinmesi iki haneli enflasyonun kronikleşmemesi açısından gerekli. Bakanın gözlerindeki ışıkta, çok sayıda farklı kur, faiz ve vergi uygulaması biçiminde teşviklerin yaratacağı karmaşa, hesaplama zorluğu ve adaletsizliğin farkındalığını göremedim. Zaten yapısal reformların nasıl yapılacağı ile ilgili belirsizlik sürüyor. TCMB, BDDK ve SPK gibi kurumlar yeniden özerk kararları ile geleneksel para politikası araçlarını kullanabilecek veya denetimleri yapabilecekler mi? Yargı yeniden bağımsız olacak mı? Mülkiyet hakları yeniden güvence altına alınacak mı? Bütün bunların cevabını almadıkça, hiçbir hazine destekli kur garanti sözü veya tek haneye düşeceği müjdelenen enflasyon gözleri kamaştırmayacak. Hepinize mutlu ve sağlıklı bir yeni yıl dilerim.


[1] Bu 1950’li yılların başında Mefharet Atalay’ın söylediği bir şarkıydı. Hatırlamayanlar için bir iki dizesini yazayım. “Gözlerinde ışık var; Peşinde bin âşık var. Dudağında mey mi var? Sarhoşum sarhoş.”

[2] Michael, Bruno (1993) “Crisis. Stabilization and Economic Reform: Therapy by Consensus”

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün