ABD’de seçimlere doğru
Selin Milano Barlas
Bir Amerikan seçmeni olarak bu yazıyı yazarken aslında sekiz hafta sonraki sonucun, 2016 seçiminde olduğu gibi tahmin edilebilir olduğu ihtimalini yok sayıyorum.
2016’daki seçim tahminlerinin ne derece ‘başarılı’ olduğunu Twitter müptelası Trump kazanınca gördük. 3 milyon fazla oy alan Hillary Clinton sahneden kaybeden olarak ayrıldı…
Rusya’nın favorisi, Putin’in ‘kankası’ Trump, 2020’de biraz daha farklı bir Amerika’nın karşısında başkanlığa aday bu defa. 200 bin Amerikalının hayatını kaybettiği bir pandemi fiziksel, psikolojik ve ekonomik sonuçlar doğurdu. İşsizlik rekor seviyelere yükseldi. Ekonomide başarısız olan liderlerin Amerika’da tutulmadığı ve yeniden seçilmeleri zor olduğu halde, seçmenlerin Trump’a hâlâ şans tanıması çok anlaşılır gelmiyor.
Sağ seçmenin güçlü olduğu tezini savunmak ne kadar doğru? Irkçı akıma desteğin kınandığı, dinî kurumlara hatta ve hatta devlete olan inancın ve güvenin Amerika’da en düşük olduğu bir zamanda Trump’ın iktidarda olup tekrar seçilme ihtimalinin konuşuyor olmamız tahayyülümün ve idrakimin üzerinde.
Pandemi sürecinde başlayan işsizlik ve ölümlerde azınlıkların ağırlıklı olarak etkilendiğini gördük. Latin ve Afrikalı Amerikalılar canlarından ya da işlerinden oldu. Hatta ve hatta bütün bu ırkçılık karşıtı protestoların başlaması işsiz siyahi bir Amerikalı olan George Floyd’un sahte para kullanarak kendine yiyecek almaya çalışırken polis tarafından öldürülmesi ile başladı. Pandemi eşitsizliği artık düpedüz ortaya çıkarır oldu.
İlginç bir şekilde son 60 yıldır yapılan gösteri ve protestolarla ilgili bir şey fark ettim. 1963 yılında Martin Luther King önderliğinde verilen insan hakları mücadelesi döneminde halkın yüzde 40’ı sadece protestoyu desteklerken, 2011’deki ‘Occupy Wall Street’ hareketi halkın yüzde 44’ü tarafından desteklenmiş. Son birkaç aydır Amerika’yı karıştıran ırkçılık karşıtı gösterilerin yüzde 75’i halkın desteğini almış…
Ekonomi batarken, işsizlik tırmanırken, sosyal adalet kanarken Trump nasıl olur da seçmen tarafından bir şans daha verilen biri olabilir? Irkçılık karşıtı protestoların halk tarafından büyük destek görmesi ve ırkçı yorumları ile tepki toplamış Trump’a şans verilmesi seçmenin kafasının karışık olduğunu mu yoksa verilerin yanlış olduğunu mu söylüyor?
Pandemi, işsizlik, tabiatın yok edilişi, küresel ısınma, insan hakları konuşulurken nasıl oluyorsa mevzu sorunlardan uzaklaşıp sonunda Trump’ın rakibi Biden’ın yaşına dönüyor. Biden ve Trump aynı neslin çocukları. Trump 1946 New York doğumlu. Biden ise 1942 Pennsylvania doğumlu. Biden’ın yaşından ziyade vergi politikalarının sermaye ve zengini kollamaması sebebinin ‘yaş’ bahanesi olma ihtimali daha yüksek.
Pandemi sonrası Amerika’da yükselen bir başka hissiyat ise Çin karşıtlığı oldu. Bu hem Demokratlar hem Cumhuriyetçiler tarafından benimsenir bir hal aldı. Trump virüse yeri geldi, “Çinli virüs” dedi ancak federal hükümetin yerel müdahalelerde bulunmaması, maske ve koruyucu malzeme tedarik etmemesi /edememesi skandalı, eyaletlerde Washington’dan bağımsız olarak Çin’den toplu alımlara yol açtı. Virüs Çinli derken hayat kurtaran malzemeler Çin’den geldi. Ancak 2020 seçimini kazanan kişi her kim olursa olsun, Çin karşıtı hissiyatın devam edeceği açık. Yerli üretime ağırlık vermek her iki taraftan da destek görüyor…
Amerika, bilim ve teknoloji çağında bir pandemi ve seçimlerde yolsuzluğa dair uyarılarda bulunan iki cephe ile boğuşurken aklıma Galileo Galilei’nin “Eppur si muove” dediği geliyor… “E yine de dönüyor…” Sonuçlara dair manipülasyonlar veya yorumlar ne olursa olsun gerçeğin eninde sonunda ortaya çıkmak gibi şahane bir yanı var…
