Artık eskisi gibi olmayacak

Alber NASİ Köşe Yazısı
18 Mart 2020 Çarşamba

İnsanlık değişim için arada sırada mola vermeye ihtiyaç duyar. Tarih boyunca savaşlar bu tip molaların verilmesine yardımcı olmuşken artık bilinen tip savaşların kalmadığı bir dünyada mola vermek için farklı sebeplere ihtiyaç vardı.

Çin’den sonra Avrupa korona virüsünün pençesinde. Çin korona krizini kontrol altına aldığını iddia ediyor. Paylaştıkları verilerin sağlıklı olup olmadığı ise muamma. Resmi verilere göre Çin’in hemen ardından en ağır kayıplar İtalya’da yaşanıyor. Resmi verilerin gerçekleri yansıtmayabileceği de bir gerçek. Korona virüsünden haberdar dahi olmayan, olsa da son derece kötü sağlık altyapısı olan ülkelerdeki vaka sayısı gerçekleri yansıtmıyor olabilir. Söz gelimi Venezüella’da, Orta Afrika Cumhuriyeti’nde, Çin’in yanı başındaki Endonezya’da veya görece daha gelişmiş Hindistan’da veya Brezilya’da paylaşılan rakamlar ne kadar gerçekleri yansıtmaktadır? Son derece agresif sayılacak önlemlere rağmen 8 milyon nüfuslu İsrail de dahi vaka sayısı 200’ü aşmışken, bahsi geçen ülkelerdeki resmi sayıların düşüklüğü şüphe uyandırmaktadır.

Avrupa ülkeleri bir yandan gerçekleri paylaşırken, diğer yandan aslında sağlık sistemlerinin pek de harika olmadığı gerçeğini bir anlamda itiraf etmiştir. Avrupa’da tüm ülkeler birbiriyle olan sınır kapılarını kapatmıştır. Fiilen Avrupa Birliği geçici olsa da dağılmıştır.   

Korona virüsü dünya çapında özellikle medeni dünyada korkuları tavan düzeye çıkarırken, bilinen en büyük ekonomik krizi de başlattı. Gün itibariyle dünyadaki farklı merkez bankaları tarihleri boyunca görülmemiş parasal genişleme programını açıkladı. ABD Merkez Bankası FED, var olan 4,5 trilyon dolarlık bilançosunu 10 trilyon dolara çıkartacağın açıkladı. Ancak bu bile borsaların hız kesmeden düşmesini engelleyemiyor.  

Tarih boyunca savaşlar ideolojik gibi görünse de her zaman için ekonomik sebeplerle çıkmıştır. Şu anda başlamış olan ekonomik kriz önümüzdeki günlerde dünya üzerinde önemli sayılabilecek siyasi aktörlerden birini zora sokarsa bölgesel veya dünya çapında bir savaş kaçınılmaz hale gelir. Korona virüsü etkisiyle petrol kullanımının azalacağı öngörüsüyle düşen petrol fiyatları OPEC ile Rusya’nın petrol arzında kısıtlamaya gidilmesi konusunda anlaşamaması sebebiyle daha da sert düştü. Anlaşma olmamasının ardından Suudiler arz kısıtlamasından ziyade petrol arzını arttıracaklarını açıkladı.  

Mevcut petrol fiyatları Suudi Arabistan’ı petrol çıkarma maliyeti olarak kurtarsa bile bütçesel olarak kurtarmayacaktır. Mevcut dolar faizleriyle kısa vadede bütçe açığını borçla kapatabilirler. Rusya ise gerek döviz ve altın rezervlerinin bolluğu ve özellikle Kırım krizi sonrasında gelir kaynaklarını çeşitlendirmesi sebebiyle petrol fiyatlarının düşmesini şimdilik önemsemediğini açıkladı. Bu durumdan en çok şikayetçi olması gereken ise petrol çıkarma maliyeti 30 doların çok üzerinde olan ABD ve Amerikalı petrol üreticileridir. Dünyanın en büyük petrol üreticisi olan ve net ihracatçı olan ABD’nin petrol pazarında dayanması oldukça güç gözüküyor. Suudilerin aldıkları hemen her kararı ABD’nin tavsiyesiyle aldıkları da bir gerçek. Ancak Suudilerin petrol arzını arttırma kararını ABD ile beraber mi ABD’ye rağmen mi aldıklarını anlamak son derece güç. Bu konunda Rusya ile ABD çekişiyorsa uzun sürecek bir petrol ucuzluğu dönemi başlamış demektir. Rusya ve ABD petrol fiyatının düşüklüğü konusunda hemfikir olurlarsa ve Suudiler bu konuda muhalefete ısrarcı olurlarsa Suudi Arabistan’a “demokrasi gelmesi” yakındır.

***

Korona virüsü dünya çapında korkuyu tavan seviyeye çıkarırken, zengin yoksul farkı gözetmediğine de kendi gözlerimle şahit oldum. Yaz kış her daim canlı Fransız Rivyerası belki II. Dünya Savaşından beri en tatsız günlerini yaşıyor. Sokağa çıkmanın yasak olduğu İtalya’dan sadece 50 kilometre ötedeki Monaco’da insanların Rolce Royce,  Bentley, Maybach ve Porche arabalarla gelip süpermarket kuyruğuna girmesi her zaman karşılaşabileceğimiz bir manzara değil. Herhangi bir tedarik problemi yaşanmamasına rağmen insanların rafları üç aylık kıtlık yaşanacak gibi boşaltması ise belki de korkunun vardığı noktayı en açık şekilde gözler önüne seriyor.

Rusya’ya dönüp baktığımızda ise, fazla vaka olmamasına rağmen vatandaşlarını en fazla koruyan ülkelerden biri oldu. Okullar tatil, toplantılar iptal. Sınırlar kapalı. Avrupa’dan ülkeye gelenlerle görüşenler tespit ediliyor.

Korona virüs üzerinden Türkiye’deki Yahudi düşmanlığının minibüs seviyesine inmiş olması ise son derece kaygı verici ve üzüncü bir durum. YouTube, Facebook, Twitter ve sosyal medya üzerinden yapılan Yahudi karşıtı yalan dolan dolu yayınlara karşı hiçbir önlem alınmamış olması Türkiye’de Yahudi düşmanlığını ne yazık ki minibüs seviyesine indirmiştir. Öte yandan ne yazık ki Türkiye de koronanın pençesinde. Şahsen bildiğim vakalar olmasına rağmen bu vakaların kayıtlara dahi geçmemesi durumun vahametini gösteriyor.

***

Dünyada ister istemez küresel düzeyde bir sokağa çıkma yasağı uygulanacak. Uygulanmasa bile sokağa çıkan insanların gidecek yeri olmayacak. Belki de bu arada insanlar gündelik hengameden koparak kendi iç dünyalarına dönerek gerçekte neyin önemli olduğunun farkına varırlar. Dünya tahminen Pesah ile beraber yavaş da olsa kendine gelmeye başlar. Ancak hiç bir şeyin artık eskisi gibi olmayacağını anlamak hiç de zor olmasa gerek.  

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün