Bugün, ilk gün…

Tülay GÜRLER KURTULUŞ Köşe Yazısı
31 Aralık 2019 Salı

Bugün yeni bir yılın ilk günü. Dinen hangi takvimi takip edersek edelim, bu yılın takvim sayıları, hayatımızı belirliyor. Doğum günlerimiz, evlilik yıldönümlerimiz, sevgililer günü, unutmak istemediğimiz birçok tarih, bu takvimde… 

Sadece yeni gelecek 365 gün 6 saate sığan, bilinmezlikler, sürprizler saklayan, büyük temennilerle beklenen güzel günlerin tatlı heyecanı var içimizde, gelmeyen bir şeyi kutlamıyoruz henüz, ona sadece hoş geldin diyoruz, o kadar…

Madem Miladi Takvim’i kullanıyoruz (ki bütün modern ülkelerde bu böyledir) o zaman eski yılın son günüyle yeni yılın ilk gününü kendimize göre değiştirmemizin bir manası da yok elbette.

İslam âleminin takvimi olan ve ay dönümünü esas alan Hicri Takvim’de yeni yıl, muharrem ayının birinci günü başlar. Zilhicce ayının son gecesini muharrem ayının birinci gününe bağlayan gece ise yılbaşı gecesidir. Buna göre yeni yıla, ay dönümü esas alındığı için bir sonraki gün gece yarısı değil, güneşin batması ile beraber, akşam ezanı okunduğunda geçilir. 

Rumî Takvim, ise Hicret’i yani Hazret-i Muhammed’in Mekke’den Medine’ye göç edişini başlangıç olarak kabul eden Miladî Takvim’e göre 622 yılında başlayan, güneşin dönümüne dayalı bir takvimdir. Ay takviminde bir yıl 354 gün, Güneş takviminde ise 365 gündür.

Yılbaşı, herhangi bir takvime göre içinde bulunulan yılın bitimi ve yeni yılın başlangıcı olarak kabul edilir.

Doğu Ortodoks Kilisesinde yılbaşı, Hazret-i İsa’nın sünnet yıldönümüne de denk gelen 14 Ocak’ta kutlanır. Bulgaristan, Kıbrıs Cumhuriyeti, Mısır, Polonya, Romanya, Suriye, Türkiye ve Yunanistan, Gürcistan, İsrail, Rusya ve Sırbistan’da yaşayan Ortodokslar, yılbaşını kutlamak için bu takvimi esas alırlar.

Uzak Doğu, bambaşka bir dünya...

Çin yılbaşı her yıl ilk kameri ayının yeni ay gününde kutlanır, 21 Ocak ile 21 Şubat arasına denk düşen bu gün, Çin’in en büyük bayramı olarak kabul edilir.

İran takviminde ise yılbaşı 21 Mart tarihinde kutlanan Nevruz yani yeni gün anlamına gelen büyük bayramdır. İran Sultan’ı Cem’in büyük bir tahtta, sırtına aldığı mücevherlerle bezeli kaftanı ve üstüne oturduğu, tamamen değerli taşlarla kaplı tahtında, güneşin doğuşunu beklediği gecedir Nevruz. O gecenin sabahında güneşin ilk ışıkları tahta ve sultana vurduğunda müthiş bir ışık seli doğar, bu da tüm yılın aydınlık ve mutlu geçeceğine işaret sayılır. Gece ve gündüzün eşit olduğu bu tarih, İran takvimi için çok önemlidir.

İbrani takvimine göre yeni yıl, Hamursuz Bayramı’ndan 163 gün sonra kutlanır. Bu da eylül ayının sonlarına denk gelir, ay dönümüne göre ileri ya da geri tarihlere rastlayabilir.

Takvimler iyi ki var. Yani istersek hepsine birden merhaba diyebilir, yeni yıla bir yıl içinde farklı zamanlarda, farklı sebeplerle birkaç kez merhaba diyebiliriz. 

Hangi sebeple, ne zaman, hangi yıla selam verdiğimizin bir önemiyok.

Önemli olan hepsine birden merhaba diyecek sıcaklığı, güzelliği, dostluğu ve paylaşımı yakalayabilmek… Önemli olan bu takvimlerin, insanları hoş sebeplerle bir araya getirmek için birer vesile olduğunu anlayabilmek… Yeni yılı beklerken bütün takvimlere sığan günleri kucaklayıp hepsinin içinde dostlarımızın hangi gün yeni yıla merhaba dediğini düşünerek onların bu güzel günlerini kutlamayı unutmayalım.

Çünkü yeni yıl, adından da belli, yepyeni günlerle gelecek hepimize. Bundan güzel ne olabilir?

Hepinize; gönlünüzden geçen her dileğin gerçek olacağı, mutlu, sağlıklı, huzur ve barış dolu bir sene dilerim.

 

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün