Bilgisayar ekranıyla, kitap sayfaları arasında mekik dokuyan gözlerimi dinlendirdiğim bir anda şunu düşündüm:
İyi ki kitaplar var!
Yoğun bir çalışma ortamı içinde, okumaya ayırdığım zaman sınırlıyken, zorunlu olarak daha seçici davranıyordum. Birkaç yıl öncesine değin beni yazmaya kışkırtacak, bir konuya yönlendirecek kitapları okumaya çalışıyordum. Zamanımı boşa harcamamak için de keyif aldığım kimi türlere sırtımı dönmek zorunda kalmıştım. Şimdi okumaya ayırdığım saatler çoğalınca, hiç tür ayrımı yapmaya gerek görmeden beğendiğim kitapları elimin altında bulunduruyorum. Kimiyle bilgileniyor, kimiyle heyecanlanıyor, kimiyle zamanımı dolduruyor, kiminden de yalnızca keyif alıyorum.
Bu yaştan sonra bilgilenmek yeni şeyler keşfetmek elbette ki önemlidir; oysa benim için asıl önemli olan okumam, okuyabilmem!
Biliyorum, bu alışkanlığı kazanamamış kişiler için söylediklerimin bir anlamı olmayabilir; ama benim safımda yer alanlar için kitaplar, yaşama anlam katmanın, kendimizi tanımanın, niçin yaşadığımızı algılamanın bir başka yolu!
Madame Bovary romanının ünlü yazarı Gustave Flaubert’in, dostu Mademoiselle de Chantepie’ye verdiği öğüdü anımsıyorum:
“Yaşamak için oku!”
Bu sözleri açacak olursak, içinde neleri barındırmıyor ki… Bu konuda düşündüklerimi oturup sayfalarca anlatabilirim. Ünlü yazarın söylediklerinin, bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da herkes için önemli ve geçerli olacağını biliyorum. Benim açımdan tüm tutkunluğum kitaplar için olsun!
Kendi payıma okurken, çok sayıda yaşamın içine giriyorum. Başka ülkeleri, onların kültür ve geleneklerini tanıyor, değişik insanların öykülerini okuyarak farklı deneyimler, yeni heyecanlar yaşıyorum. Hepsinden önemlisi, kendimi tanıyorum! Her bir kitap yüzüme ayna tutuyor; düşünmemi, sorgulamamı sağlıyor. Bana sayfalar dolusu bir başka yaşamı, o yaşam içinde bir öyküyü anlatırken, çoğu kez içinde kendimi buluyorum. O öykünün kahramanı ile birlikte gülüyor, onunla ağlıyor, isyan ediyor, mutlu oluyorum. Yaşama yeni gözlerle bakabiliyorum.
Ünlü Fransız yazar Marcel Proust şöyle diyor:
“Gerçek bir keşif yolculuğu yeni yerler aramak değil, yeni gözlerle bakmaktır.”
Bu yüzden her kitap benim için gerçek bir keşif yolculuğu olmaktadır.
Okumak kadar, yeni çıkan kitapları izlemek, çıkacak olanlar hakkında da bilgilenmek, son yılların alışkanlığı oldu. Kitapçıları geziyorum, siteleri ziyaret ediyorum, ilgimi çeken kitap adlarını bir yere not alıp en kısa zamanda edinmeye çalışıyorum. Özellikle tutkunu olduğum yazarların tüm yapıtlarını okumaktan ayrı bir keyif alıyorum.
Dilerim ki bu tutkum hiç eksilmesin!
