Ali Koç’un Türk futboluna etkisi

Rudi DİRİMAN Köşe Yazısı 1 yorum
31 Ekim 2018 Çarşamba

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’un bugüne kadar yaptıklarını dikkatle ve büyük ilgi ile izliyorum. Aziz Yıldırım’a karşı seçimleri kazanması ve göreve geldikten sonra aldığı kararların hep belirli bir strateji ile gerçekleştirilmiş olduğu açıkça belli. Fakat Ali Koç başarısız olursa kaybeden sadece Fenerbahçe olmayacak. Galatasaray, Beşiktaş Trabzonspor da bu durumda etkilenecek.

Ali Koç göreve geldiğinde ilk yaptığı, doğru iletişimi sağlamak oldu. Bunun için FB TV’de düzenli ve açık yayınlar yaptı. Sektörün en deneyimli dijital reklam ajansı ile çalışmaya başladı. Sürekli net ve en doğru bilgiyi paylaşmaya başladı. Bu Fenerbahçe tarihinde görülmemiş bir şeffaflıktı.

Diğer önemli bir nokta finansal yapının sürdürülebilir hale gelmesiydi. Toplam on dört futbolcu için yaklaşık 16 milyon Euro harcarken, on bir futbolcu için 25 milyon Euro bonservis bedeli elde etti. Böylece transfer dönemi sonunda finansal tabloya  9 milyon Euro ek gelir yazmış oldu. Koç grubuna bağlı Avis markası ile şirkete sponsor olarak, finansal olarak elindeki kaynakları kullanmaya başladı. Bunun yanında “Ben başkanım benim param” demedi transferleri, profesyonel menajerlere bıraktı. Avrupa’da parlak yeni parlamış bir teknik direktörü göreve getirdi.

Buraya kadar, büyük bir şirkete yeni atanan CEO gibi, kitapta yazan bütün doğruları yaptı. Böylece başarı kaçınılmazdı. Fakat bugün gelinen durum bu şekilde değil… Başkan önce kendi doğrularının aksine takımın soyunma odasına indi ve şimdi de teknik direktör değişikliğine gitti. Bu iki gelişme eski kara düzenin çokça alışık olduğu, kriz durumunda yapılanların en başında gelen aksiyonlar. Bir sonraki açıklama hakemler ve federasyon hakkında olursa durum oldukça karmaşık bir hale gelecek.

Bugünden itibaren Ali Koç’un kriz ve stres altında yöneticilik vasıflarını göstermesi gerekiyor. Maalesef, iş dünyasından çok daha zorlu bir durumun içinde bulunuyor. Ali Koç ilk önce kısa dönem başarıları ile kendisinin tartışılmasının önüne geçecek ve zaman kazanacak. Şu an en büyük probleminin zamana karşı yarışmak olduğu açıkça görünüyor.

Mevcut durumunda Ali Koç’un başarısız olması gibi bir seçenek yok. Dünyada çokça başarılı olmuş yöntemlerin er ya da geç Türkiye’de başarısız olması mümkün değil. Burada önemli olan başarı gelene kadar geçecek zaman zarfında, taraftar, medya, eski yönetim baskısına göğüs gerebilecek mi? Bunu göreceğiz. Burada en büyük görev tabii ki aklı başında eğitimli Fenerbahçe taraftarına düşüyor.

Koç’un karşı karşıya olduğu durum Fenerbahçe’de kadar Türk futbolunu ilgilendiriyor. Buradaki en büyük mücadele eski, otoriter, geleneksel yönetim biçimine karşı modern, iletişime açık, bilgiye dayalı yönetim tarzına karşı değişimi. Fenerbahçe’deki böyle bir zihniyet değişimi bütün Türk futbolunu etkileyecektir, tıpkı Aziz Yıldırım yönetimin geçmişte birçok Anadolu takımı etkilediği gibi…

Dolayısıyla herhangi bir başarısızlık sonunda her seferinde “böyle gelmiş böyle gider” kafasındaki yöneticilerin, taraftarların ve medyanın bir kez daha zafer kazanması anlamında geliyor. Bu durum Fenerbahçe kadar Türk futbolunu olumsuz bir şekilde etkilenmesine neden olur.

 

 

 

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün