Başkan, Kelebek Korse’deydi

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
3 Haziran 2015 Çarşamba

Pazar günü çok sevdiğimiz dostların düğün törenine davetliydik. Gezi Parkı’nın ve Mavi Marmara’nın yıldönümleri dolayısıyla birçok yolun trafiğe kapatıldığından habersiz, taksiye bindim. Tevekkelin işi rast gider. On dakikada Şişhane’deydim. İbadethaneye girmek için henüz erken olduğundan, bitişikteki cafede oturdum. Gelen geçeni izliyorum… Pazar günleri genelde bilinçli, düzgün turistler dolaşır o sokakta. Hayran hayran bakarlar Galata Kulesi’ne. Hele o sırada sinagoga gitmekte olan birbirinden şık çiftlere rastladıklarında şaşkınlıkları bir misli daha artar.

Doğrusu oturduğum yerden onlara hak verdim. Bayanları daha endamlı yapan, kişiyi beş karış daha uzun gösteren ince topuklu ‘stiletto’lardır. Ancak bunlar girintili çıkıntılı Arnavut kaldırımlarında değil, kırmızı halılarda yürümek içindir. Düşmemek veya ökçesinin iki taş arasında sıkışmaması için bayanlar eşinin eline/koluna iyice yapışır. Özetle, sinagoga el ele, kol kola giren insanların bu halleri aşırı sevgiden değil, ‘stiletto’ sendromu yaşadıklarındandır.

***

Eskiden uzun, kalabalık kortejlerden pek hoşlanmazdım. Düğünde iki yıldız parlamalıydı; o da gelinle damat. Şimdilerde fikrim değişti. Belki de katıldığım son düğünde akrabalık bağlarının çok sıkı olduğunu bildiğimden, kortej gözüme mutlu olayın paylaşımı olarak göründü.

Bu vesile ile Alçe ve Telvi ailelerini kutlar, yeni evlilere sağlık ve mutluluk dilerim.

***

Garip gelebilir ama düğün bitiminin karmaşasını çok severim. Zira koca mekânda görüşme imkânınız olmayan birçok insanı görürsünüz. Nitekim Jak Gökay’la böyle karşılaştım. Alçak sesle, “Bu hafta yazınız yoktu” deyince, “Tatildeydim” diye fısıldadım. Nedense gazetedeki kızlar, ‘yıllık izninin bir bölümünü kullanmaktadır’ ibaresini koymayı sevmezler. Doğrusu ben de hesap vermekten hoşlanmam. Bu konuda iki istisna vardır: Sadık okuyucularımdan Jak Gökay ve Eli Duenyas. Takdirlerini dile getirmeleri ayrı bir zarafettir. Dolayısıyla onları yanıtlamak her zaman için bir keyif…

***

Düğün çıkışı, Cemaat Başkanı İshak İbrahimzadeh’in çağrısına uyarak, Beyoğlu’na Kelebek Korse’ye gittik. Sahibi üç nesilden beri aynı mesleği sürdüren İlya Avramoğlu. Kelebek Korse’nin mal sahibi Santa Maria Kilisesi. Kiracısına gönderdiği ihtarnameyle dükkânın tahliyesini istiyor. İnsan üzülüyor haliyle.

Tezgâhın arkasına geçen İbrahimzadeh’in amacı biraz moral destek vermek, biraz da satışları hızlandırmaktı. Değme satıcıyı aratmayan başkanla birlikte ciddi bir müşteri kitlesi küçük dükkâna girdi.

Kelebek Korse ne kadar açık kalır, bilmiyorum. Ama dükkânda korselerin yanı sıra, çok kaliteli pamuklu beyaz tişörtler, atletler vs de var. Öneririm; aldım, yıkadım, mis gibiler. Hafta içi tekrar gideceğim. Zira pazar günü dükkânı dolduran bireylerin bel ve basen ölçülerimi paylaşmasını gereksiz buldum.

***

Pazar günü oyunuzu kullanmayı unutmayın.

Son dakika baskılarından uzak durun.

Matematiksel hesapların da yanıltıcı olabileceğini hatırlayın.

 Seçimler hayırlara vesile olsun.