Boşluktaki fırsat

Dalia MAYA Köşe Yazısı
2 Nisan 2015 Perşembe

Yer gök Edirne bu günlerde. Geçtiğimiz hafta bir ilki yaşadık Türkiye’de. Bir ilk, bir heyecan, bir duygu seli. Tarihsel bir olayı yaşadık. Cumhuriyet tarihinde ilk defa küllerinden doğan bir sinagog açıldı ve bu açılışa katıldı bir kısmımız. Yalnız biz Yahudiler için değil, aslında belki de tüm Türk vatandaşları adına önemli, tarihe not düşülmesi gereken bir gündü. Büyük Edirne Sinagogu büyük bir ihtişamla 46 yıl sonra yeniden açıldı. Açılışa gidemedim. Ancak, sinagogu bu tarihsel anın heyecanı yatıştıktan sonra, kalabalıklarda değil, daha sakin bir ortamda görmek beni daha mutlu edecek sanki. Tıpkı 1990’larda bir kaç arkadaşla beraber, o zamanlar yıkılmak üzereyken gezdiğim gibi. Heyecanın ve kalabalığın yatışmasından sonra, zamanın boşlukları nasıl doldurduğunu görmek daha fazla ilgimi çekiyor nedense.

O yüzden herkesin Edirne’den bahsettiği şu hafta ben Edirne yazmayacağım.

Başka bir heyecanı, başka bir yaratıcılığı, başka bir yeniyi yazacağım. Aslında bir boşluğu doldurarak kendine yeni bir iş alanı açan bir gencimizden bahsedeceğim. Boşlukta fırsat vardır. Başarı, boşluğu görüp onu değerlendirmekten geçer. Ancak başarı; boş bir alanda yeni bir iş yaratmak olduğu kadar, bolca emek de gerektirir. Ve başarının en önemli etmeni, belki de, girişimcinin daha önce düşünülmemiş bir iş alanını kendisi için değil de, hizmet ettiği kesimler için yaratmasında yatar.

Bugün genç ve yaratıcı, bir o kadar da sade ve yaptığı işte kendinden emin Seren Kohen’den ve ekibiyle birlikte bu yıl üçüncüsünü gerçekleştirdikleri girişimi Mamut Art Project’ten bahsedeceğim.

Mamut Art Project’in kendini yerleştirdiği boşluk, farklı açılardan ve farklı taraflar adına tanımlanabilir. Bir yandan genç, yükselmekte olan sanatçılar. Onlar açısından henüz galerilerle anlaşmalarını yapmaya, kendilerine bir yer edinmeye çalıştıkları zorlu süreçlerinde ürünlerini sergileyecekleri, kendilerini tanıtacakları bir platformun boşluğu. Diğer yandan dünya sanat merkezleri arasında son dönemde hızla yükselen İstanbul’da sanatın yüksek bütçelerle sanatseverlere ve koleksiyonerlere sunulması ve bu noktada gerek sanatseverlerin gerek genç koleksiyonerlerin yetişmesinin ekonomik zorluklarının yarattığı bir boşluk.

Seren Kohen sanat eğitimini New York Üniversitesi Tisch Sanat okulunda fotoğrafçılık dalında tamamladıktan sonra döndüğü Türkiye’de sanat piyasasını tanımak üzere yola çıkıyor. Bir dönem fotoğraf ve film prodüksiyonu alanında çalışıyor. Ancak süreç uzun. Üstelik altıncı hissi ona sürekli sanat organizasyonu yapması gerektiğini söylüyor. Yeni mezun genç sanatçıların kariyerlerinde bir noktadan sonra devam edebilmeleri için anlaşmak zorunda oldukları galerilerle bağ kurabilmelerinin ne denli zorlu bir süreç olduğunu gözlemliyor. Çok büyük zorluklar yaşanan bu dönemde genç sanatçıları geniş kitleler ile nasıl bir araya getirebilecekleri üzerinde düşünüyor. Hem sanatçının geniş kitleye ulaştırılması; hem de geniş kitlenin sanata ulaşabiliyor olması önemli. Dünyada, yükselmekte olan sanatçılar adına ve ulaşılabilir sanat açısından ne yapıldığını inceliyor. Ancak yapılanı aynen almak değil, Türkiye şartlarına uygun bir hale getirerek sunmak önemli. “İnsanın senede bir kere olan, biteceğini bildiği bir şeye biraz daha büyük ilgisi oluyor. Biz de birçok sanatçıyı bir arada gösterebileceğimiz bir şey yapmak istedik” düşüncesi ağır basıyor. Mamut Art Project bu şekilde doğuyor. Bir sanat fuarı. Genç ve yükselmekte olan sanatçının doğrudan sanatsevere ve koleksiyonere ulaşabildiği bir platform. Ama aynı zamanda bir çeşit yarışma. Zira sanatçıyı ve portfolyosunu bir akademisyen, bir koleksiyoner, bir sanatçı, bir sanat danışmanı ve bir de küratörden oluşan bir jürinin belli bir puanlama sistemine göre değerlendirmesinin sonunda bu fuara katılım mümkün olabiliyor. Farklı yıllarda tekrar başvuru mümkün olsa da bir sanatçı fuara ancak bir kere katılabiliyor.

Bu sene ilk defa bir ana sponsorları var. Akkök Holding. Gençlere ve sanata, Mamut Art Project’in ruhunu ezmeden destek vermesi özellikle takdir edilesi. “Benim için Mamut’un ruhunu korumak aşırı önemli. Yerler beton, çok salaş. Biz insanlar burada aşırı rahat etsin istiyoruz. Mesela açılış partimiz mekân içinde. Bu ülkede hiç bir fuarda yapılmayan bir şey bu… Biz burada müzik, parti, içki biraz daha samimi ve genç bir ortam yaratıyoruz. Ve onun bozulmaması benim için çok önemliydi” diye ekliyor Seren Kohen. Nitekim ortam sanat çevrelerinde alıştığımız gibi değil. Ziyaretçiler eşofmanlarını geçirmiş stantlar arasında dolaşıyor, eserleri inceliyor, genç sanatçıları tanımaya bakıyor.

Bir toplumda bir alanın gelişmesi için yetişmekte olan gençlerin kendilerine bir hareket alanı bulması önemli. Mamut, genç sanatçılara böylesi bir hareket alanı, bir platform yaratmış. Anadolu’nun farklı kentlerinden olduğu kadar, İran’dan Hollanda’ya kadar farklı ülkelerden de başvurular almışlar. 990 başvurunun olduğu Mamut Art Project 2015’e 56 sanatçının katılması uygun görülmüş.

Sanatseverler, koleksiyonerler; Mamut Art Project 2015 bitti. Ancak orada çok güzel, çok etkileyici eserler vardı.

Genç sanatçılar; Mamut Art Project 2015 bitti. Ancak gelecek senenin fuarı için başvurular önümüzdeki aylarda açılacak.

Takip edin, kaçırmayın derim.