Yeni bir yıl

Eddi ANTER Köşe Yazısı
7 Ocak 2015 Çarşamba

Miladi takvimlere göre yeni bir yıla daha girdik. Güzel temennilerle işe başladık. Her sene olduğu gibi yine, bitmek tükenmek bilmeyen arzu ve isteklerimizi dile getirdik. Bunu yapmak için neden aralık ayının sonunun gelmesini bekleriz diye hiç düşündünüz mü? Kimine göre özellikle yılbaşı gecesinin son saatlerinde tüm dünyadan yayılan olumlu enerji ve dualardan ötürü güçlü bir alan içine gireriz. Bazıları da yeni yıl vakti geçen yılların hesabını yapar. Bir yıl daha mı hayatımızdan eksildi? Bu soruyu, uzun uzadıya düşündüğümde, azalan bir şeyin olması için tamamının ne olduğunu bilmek gerektiğine karar verdim. İşte bu yüzden, kimse ne kadar yaşayacağını bilemeyeceğinden, her yıl hayatımıza bir sene daha eklenir. Ben bir yaş daha deneyimli olurum. Geçen giden bir şey değil, aksine, olan biten, bana veren ve ekleyen günlerdir bunlar. Aradaki fark için kafa yormaya değer. Aynen yarısı boş, yarısı su dolu olan bardağa bakış açısı gibi... Maksat suyu içebilmek ve tadına varabilmektir.

O zaman belli bir zamana odaklanıp sadece o gün dua edip istekte bulunmakla kimi aldattığımızı düşünüyoruz? Allah katında zaman yoktur. O başı ve sonu bilendir. O yüzden dün yaptığım dua ve sevapların, bugün yaptığım iyiliklerden bir farkı yok. Bizler hem bazı konularda her gün aynı davranıp yaşamalıyız hem de farkı yaratmalıyız. Söz konusu iyilik yapmak, sevap işlemek ve dua etmekse bunun azı ortası veya kararı yoktur. Bu konularda yapabileceğinin en fazlasını yapmak makbuldür. Hayatı tekrara sarıp, sıkıcı bir hale getirmek ise başka konularla ilgilidir. Maalesef çoğumuz hayatından akıp giden, azalan günlerin sayısını yaparken her güne de gereken ilgiyi ve hakkını vermeden geçiriyor. Aylar, seneler, yıllar geçiyor. Büyüklerimiz hayata veda ederken küçükler de büyüyor ve hayat geçiyor. Aniden yaş almak ve yaşlanmak sürecine giren kişiler geriye baktığında hayatının nereye gittiğini sorguluyor. Çoğu zaman onu dinleyecek birini bulamazken, işitenlerin de aynı dertten muzdarip olduğunu görüyorlar. O zaman hayatı nasıl yaşamak lazım? Her güne vereceğin kıymet derken kime neye önem vermeliyiz?

Ölüm döşeğinde olan insanlara sorduklarında hiç biri yeni bir ev, farklı bir ülkeye seyahat ya da daha çok hız yapan arabadan söz etmiyor. Hemen hepsi sevgi ve ilgiden bahsediyor. Aile ve arkadaşlarla geçirilen zamanın kalitesinden ve kıymetinden konuşuyorlar. Kimseyi önemsemeden, o ne der bu ne düşünür bakmadan, gönlünden geçenleri, bazen çocuk gibi davranmayı bile arzuluyorlar. Sahi, çocuk olmanın yaşı var mıdır? Bugün çocuklarımıza bile yüklediğimiz sorumluluklar, uyguladığımız baskı ile tüm kuralları göze aldığımızda, onlara çocukluğunuzu yaşamayın, bir an önce büyüyün diyoruz sanki. Büyümeleri için acele içinde değil miyiz? Birine benzemeleri için çaba göstermiyor muyuz? Nedir bunun sonu?

Hayatın anlamı kişiye özeldir yani bugünkü dünyada 7 milyar anlam bulunabilir. Bunun yanında yaşamın amacının herkes için bir olduğuna inanmaya başladım. İnançtan öte sanki biliyorum. Hayır, ben artık biliyorum. Burada yaşamın içinde vazifem olunabilecek en iyi insan olmaktır. Bu olabileceğim en iyi insan olmaktan çok ötedir. Amacım insana, insanlığa ve dolayısıyla O’na hizmet etmektir. Arzu, dilek ve isteklerimle birlikte, dualarımı ederken yaptıklarımın izlendiğini ve çoğu zaman O’nu üzdüğümü bilenlerdenim. Daha iyisini yapmak ve daha iyi bir insan olmak... Evet, benim kendim için yeni gelen yılda dileğim ve hedefim budur. Ya siz hedefinizi belirlediniz mi? İyi bir şey yapmak için hiç bir zaman geç değildir. Yeni yılınız hayırlı uğurlu, sağlık, huzur ve bereket dolu olsun...

Allah’ım benden sevgini ve sevgiyi esirgeme,

Güçsüz anlarımda kendimi güçlü göstermek zorunda bırakma,

Birine ihtiyaç duyduğumda bunu o kişiye söyleyecek cesareti ver bana,

Sağlıklı olup farkında olmadığım her gün için sana hamdolsun.

Bereketi yağmur ve toprak yerine başka şeylerde arayan gözlerimi aç.

Yalvarıyorum Sana,

Bana verdiğin velinimetlerden başım dönmesin ve bana paylaşmayı hatırlat,

Yeni bir yıl değil, her günün yeni bir gün olduğunun bilincini bana bahşet.

Karşımdaki insanı kendim gibi sevebilmem için bana kendimi sevmenin yollarını göster.

Hayat ağacımın kollarını uzun tut, köklerim sağlam ve kalıcı olsun.

Işığını, Nur’unu üzerimden ayırma ne olur.

Yürüdüğüm yolu aydınlat.

Bir Sen varsın gerisi boş, bomboş...