HAYE SARA - Sadakat

Rav İzak ALALUF Köşe Yazısı
12 Kasım 2014 Çarşamba

Peraşamızda, Avraam’ın sadık kâhyası Eliezer’in Haran’a yaptığı yolculuk ve Yitshak için bir eş arayışı detaylarıyla iki kez anlatılmaktadır. İlk anlatım, olanların doğrudan tanımıdır. Ardından, Eliezer Rivka’nın ailesinin evine ulaştığında kendisine verilen görevi ve bunu takip eden diğer olayları anlatır ve bu da bir tekrar olmasına karşın Tora’ya kaydedilir. 

Hahamlarımız Tora’nın sadece bu olay için neden kadar bu kadar fazla yer ayırdığını merak etmişlerdir. Rav Aha şöyle der: “Ataların hizmetkârlarının sözleri bile, Tanrı için, çocuklarının Tora’sından daha memnuniyet vericidir. Bu, Tora’da birçok kanunun sadece ince detaylardan öğrenilmesine karşın, Eliezer’in sözlerinin ise uzun uzadıya tekrar edilmesinden anlaşılmaktadır,” (Raşi, 24:42) der.

Rav Aha, Eliezer’in konuşmalarının neden bu kadar değerli olduğunu ve neden bu kadar yeri ve dikkati hak ettiğini özellikle belirtmez. Ancak onları ‘Yafa -  Güzel – memnuniyet verici’ olarak tanımlar. Bu da bizlere Eliezer’in yorumları ve davranışlarında özel bir nitelik ve özellik olduğunu gösterir. Tora Eliezer ve söylediklerine verdiği değeri bunları tekrar etmek suretiyle göstermektedir.

Tora’da sözlerin önemi çok yüksektir. Şabat ve sünnet kuralları gibi, özel öneme sahip konular genellikle tekrar edilir. Burada da, bu anlatımda tam olarak neyin bu kadar önemli olduğunu keşfetmek bizim görevimizdir.

Yahudi olmak isteyen biri, bir keresinde Bilge İllel’e ona bütün Tora’yı ‘tek ayak üstünde’, yani Tora’nın temel amacını ya da özünü tek bir cümle içinde formüle ederek öğretmesini istediğinde ona, “Senin sevmediğin bir şeyi başkasına yapma” diye karşılık vermiştir (Gemara Masehet Şabat 31). Rabi Akiva da benzer bir açıklamada bulunur:  ‘Akranını kendin gibi sev’ kuralı,  ‘klal gadol ba Tora’ Tora’nın esaslarından biri olarak öğretilmektedir.  Bu öğretinin bizden ne gibi şeyler beklediği hakkında birçok tartışma yapılmıştır. İllel, Yahudi olmak isteyen kişiye, emrin temelinde olumsuz davranıştan uzak durulmasının amaçlandığını söylemiştir: “Akranını kendin gibi sev. Başkalarının sana zarar vermelerini istemediğin gibi, sen de kimseye zarar verme”. Hahamlarımız, İllel’in sözleri hakkında farklı açıklamalarda bulunur. Ancak Eliezer, “akranını kendin gibi sev” mitsvasına yeni bir boyut eklemektedir. Bu hem olağanüstü, hem de güzeldir.

Eliezer, başka birinin mutluluğu ve başarıları karşısında, bu sanki kendi başımıza gelmiş gibi neşelenmenin mümkün olduğunu göstermiştir. Genelde, başka birinin iyi talihi hakkında bir şey duyduğumuzda, tipik reaksiyonumuz orta derecede tatminden hiç umursamamaya ya da en kötüsü kıskançlığa kadar geniş bir yelpazede değişir. Komşunuzun piyango kazandığını düşünün. Tipik reaksiyon, “Keşke bana çıksaydı” şeklinde olur. Şanslı talihli çok mutlu olur ve belki de şaşkınlıktan hiçbir şey söyleyemez, ama bir arkadaşın bu şekilde tepki vermesi enderdir. Ancak bu tam da Eliezer’in verdiği cevaptır. Tora şöyle der: “Adam ona hayretle bakakalmıştı. Ama Tanrı’nın, görevini başarılı kılıp kılmadığını anlamak için sessiz kaldı”.(Bereşit 24:21) Raşi şöyle açıklar: “Görevinde başarıya yaklaştığını gördüğü için son derece heyecanlandı”. Eliezer neşe içinde, Avraam ve Yitshak için üstlendiği görevin başarıya ulaşmak üzere olduğunu ve onlar için ettiği duaların cevaplandığını  görerek mutlu olmaktadır.

Kişisel olarak, amacının başarısızlığa uğraması için çok nedeni olduğunu düşünebiliriz. Hahamlarımız, Eliezer’in de bir kızı olduğunu ve anlaşılabildiği gibi, onu Yitshak’la evlendirmeyi çok istediğini açıklarlar. Haran’da başarısızlığa uğrasaydı neler olacağını kim bilebilirdi? Belki de kızı, Yitshak’ın eşi olurdu. Ama Eliezer, başarısızlığa uğraması için elinde olan bu güçlü dürtüye rağmen, Avraam’ın umutlarının gerçekleştiğini gördüğünde gerçekten mutlu olmuştur. Bu, “akranını kendin gibi sev” ilkesinin en üst düzeyidir. Bu seviyeye ancak ender kişiler ulaşabilir.

Eliezer, bu emri en üst seviyesinde yerine getirmiştir. Tora bu nedenle Eliezer’i en onurlu şekilde ödüllendirmiş ve Haye Sara peraşasının yarısını onun sözlerine ayırmıştır.