Umutsuz olmaya gerek yok

Rudi DİRİMAN Köşe Yazısı
15 Ekim 2014 Çarşamba

Türkiye’de uzun süredir siyasi ve ekonomik olarak sorunlar yaşıyoruz, bu siyasal ve ekonomik sorunlar bireylerin günlük hayatını her geçen gün daha fazla etkiler duruma geldi. Büyük şehirlerde yaşamak her geçen gün daha da zor bir hal aldı. Türkiye’de yaşadığınız olaylara, koşullara ve durumlara bir süreliğine ara verseniz ve dışardan farklı bir gözle yaşadıklarınızı analiz edebilseniz, aslında durumun ne kadar da kaotik olduğu ortaya çıkacak. Bu duruma rakamlarla örnek vermek gerekirse, Sağlık Bakanlığı geçtiğimiz günlerde, Türkiye’de antidepresan kullanım oranının son beş yılda yüzde 56 oranında arttığını açıkladı.

Ortalama olarak bir insanın ömrünü 70-75 yıl olarak tanımlarsak, yaklaşık olarak ömrümüzün en azından 7’de 1 bu kaotik ortamda geçmesine neden oldu. Diğer geri kalan bölümlerin daha mutlu huzurlu geçmesi tek dileğim…

Siyasal olarak yaşadıklarımızın yanında sportif hatta futbol olarak uluslararası düzeyde büyük ihtimal ile en kötü, en dip yerdeyiz diye düşünüyorum. Peki, bunun nedenleri tek tek özetlemek gerekirse şu şekilde sıralayabiliriz:

Federasyon başkanının ve millî takım teknik direktörünün siyasiler tarafımdan seçim ile değil direk atanarak göreve gelmesi, taraftarların hâlâ güvenli bir şekilde tribünlere nasıl gireceğinin netleşmemesi, derbi maçlarında taraftarlara verilen derbi yasağı, 2011 şike süreci diye başlayan davaların hâlâ net olarak ne olduğunun anlaşılamaması, yabancı futbolcu kontenjanın kalkmaması, futbolcuların sadece Türk pasaportu olduğu için değerlerinden çok daha fazla para kazanmaları, millî takım maçlarında futbolcuların sırf oynadıkları takım yüzünden kötü tezahürata maruz kalmaları, üç büyük kulübün yöneticilerin bilgi ve birikimleri ile değil egoları ile takımlar yönetmesi, her sezon büyük umutlarla alınan havaalanında karşılanan yabancı futbolcuların aynı hızla gönderilmesi, zengin olan menajerler, derbi maçlarında özelikle kavga eden futbolcular, her aklına geleni söyleyen futbol yorumcuları, bu programları yayınlayan televizyon yöneticileri, yeterlilik sonucu ligi ancak 8. bitiren takımızın Avrupa kupalarına hak kazanmış olmaları…

 

Bunlar sadece benim tek seferde hızlıca sayabildiğim nedenler, şüphesiz unuttuğum atladığım olaylar da vardır. Fakat yukarıda bahsettiğim gibi olayları tek tek değil de geniş pencereden bakarsak moda deyimle, büyük fotoğrafa bakarsak, durumu daha iyi gözlemleyebiliriz. Günlük olaylara değil aslında kalıcı çözümlere bakmamız gerekiyor.

Fakat bunun yanında siyasi olarak karamsar bir tablo görünse de sportif olarak en azından yaşadığımız bu döneme  iyimser olarak bakmak gerekirse, dünya üçüncülüğü  ve  Avrupa Futbol Şampiyonası üçüncülüğü, UEAF kupası şampiyonluğu görmüş oldum. Ülkenin kalkınması için belirli bir planın, uzun süre çalışmanın, bilginin, birikimin ve kaynakların doğru kullanılması gerekiyor. Fakat en azından futbolda uzaktan vurduğunuz bir top gol olabilir, 90+5 gol atabilirsiniz. Yani en azından top yuvarlaktır, futbol başarıları için umutsuz olmaya gerek yok.