Generation C

Yapılan araştırmalara göre C nesli bireylerinin neredeyse tamamı bir sosyal ağa üye ve üçte ikisi sosyal medyada her gün kendi durumlarıyla ilgili paylaşımda bulunuyorlar. Her gün mutlaka orijinal bir içerik paylaşıyorlar. C neslinin üçte ikisi her gün sosyal ağlara yeni bir fotoğraf yüklüyor. C nesli, sürekli keşfetme, deneme ve paylaşma yöntemiyle yeni lezzetleri ve tarzları popüler kılarak trendleri oluşturuyor.

Haymi BEHAR Köşe Yazısı
20 Kasım 2013 Çarşamba

Dijital ile iç içe yaşayan insanlara verilen yeni isimlerden biri C jenerasyonu. Daha önce akademisyenler tarafından doğum yılları temel alınarak tanımlanan X-Y-Z jenerasyonlarından farklı olarak C jenerasyonu dijital ile etkileşimi yüksek içerik üretmeyi ve paylaşmayı seven internete sürekli bağlı insanları tanımlamak için kullanılıyor.

İlk olarak küresel araştırma şirketi Nielsen’in ortaya attığı terim pazarlama dünyasında hızla benimsendi. C harfi İngilizce dijital dünya ile ilgili dört önemli terimin baş harflerini temsil ediyor: Creation (yaratıcılık), Connection (bağlılık, çevirim içi olmak), Curation (kürasyon), Community (topluluk).

C neslini tanımlayan ortak özellikler şöyle sıralanıyor:

C nesli sürekli internete bağlıdır

C nesli kendini ifade etmeyi sever

C nesli yaratıcılığa önem verir

C nesli orijinal içerikleri üretip paylaşmayı sever

C nesli trendlerin oluşmasına öncülük eder

 İletişim ve teknoloji devriminin ortaya çıkardığı dijital hayat tarzının en önemli özelliği sürekli olarak internete bağlı yaşamak. Eğer akıllı telefonunuz yanınızda olmadığında kendinizi eksik hissediyorsanız neden bahsettiğimi çok iyi anlıyorsunuzdur.

 Yapılan araştırmalara göre C nesli bireylerinin neredeyse tamamı bir sosyal ağa üye ve üçte ikisi sosyal medyada her gün kendi durumlarıyla ilgili paylaşımda bulunuyorlar. Her gün mutlaka orijinal bir içerik paylaşıyorlar. C neslinin üçte ikisi her gün sosyal ağlara yeni bir fotoğraf yüklüyor. C nesli, sürekli keşfetme, deneme ve paylaşma yöntemiyle yeni lezzetleri ve tarzları popüler kılarak trendleri oluşturuyor. Bu neslin yüzde 85’i satın alma kararlarında yakın çevrelerinin görüşlerini dikkate alarak hareket ediyor. Bu insanları harekete geçirebilmek için şirketlerin sanal dünya ile günlük hayatı doğru şekilde buluşturabilen pazarlama kampanyaları kurgulamaları gerekiyor.

 Bu neslin en önemli özelliklerinden biri de televizyonu çok daha az kullanmaları. Görsel medya tüketiminin önemli bir kısmını mobil cihazlardan yapan C nesli istedikleri içeriği istedikleri zaman, istedikleri yerde tüketmeyi seviyor, bu nedenle de video paylaşım siteleri hayatlarında televizyondan çok daha önemli bir yere sahip.

 Bu yeni dijital hayat tarzı şirketlerin iş yapış şekillerini de derinden etkileyecek. Mobil cihazlardan alışveriş günlük hayatımızın önemli bir parçası haline geldikçe ürünlerin bu cihazlara uygun formatlarda tüketiciye sunabilen şirketler fark yaratacak. Giyilebilen teknolojiler günlük hayatımızın bir parçası olacak.

 Eğer telefonunuzu uyurken bile yanı başınızdan ayırmıyorsanız, aileniz, iş arkadaşlarınız ve yakın çevrenizle telefonda konuşmak yerine WhatsApp’tan mesajlaşıyorsanız, televizyon izlerken tabletinizi de aktif olarak kullanıyorsanız, çok ilgilendiğiniz konularda hiç tanımadığınız insanlarla sosyal ağlar veya forum sitelerinde bilgi paylaşıyorsanız siz de C neslinin bir üyesisiniz.

Dijital hayatınız hayırlı olsun.