KİPUR

Rav İzak ALALUF Köşe Yazısı
11 Eylül 2013 Çarşamba

“Dirşu  Ad… beimatseo,  kerauu biyoto karov – Tanrı’yı erişilebilir olduğu zaman arayın yakın olduğu zaman çağırın.” Burada Gemara bir soru sorar: Tanrı’nın yıl içinde yakın olduğu veya uzak olduğu zamanlar var mıdır? Bunun cevabı Gemara’ya göre evet olacaktır. Çünkü Aseret Yeme Teşuva boyunca Tanrı bizlere daha da yakındır. Bu noktada bizlere sanki bir ikramiye verilmektedir. Teşuva yapmanın sınırları yoktur. Senenin her günü ve her saati kişi teşuva yapabilir. Pasuk “Tanrı’yı erişilebilir olduğu zaman arayın” derken Tanrı’nın bizlere daha yakın olduğu zamanları yakalamamızı salık vermektedir. Roş Aşana ile başlayan ve bu günde sonlanan Aseret Yeme Teşuva bunun için en uygun olan zamandır.

Yukarıdaki pasuğu Masehet Yoma’nın ışığında açıklamaya çalışan Rabi Eli Mansour bir öykü anlatır. Gemara zamanında Rav adındaki büyük bir haham ile bir kasap arasında bir anlamazlık vardır. Kasap Rav hakkında güzel olmayan sözler sarf etmektedir. Aslında Rav gerçekten bu anlaşmazlıkta suçsuzdur. Kasap ise suçludur. Kipur gününe yaklaşıldığında Rav kasabın olduğu yere gider. Amaç kasaba teşuva yaptırabilmektir. Ona bu fırsatı sunmaktır. Yolda başka bir Rabi ile karşılaşan Rav’a arkadaşı nereye gidiyorsun diye sorar. Rav da kasaba gittiğini söyleyince arkadaşı “Rav kasabı öldürmeye gidiyor” şeklinde bir söz söyler. Açıktır ki Rav’ın niyeti sadece kasap ile arasındaki anlaşmazlığa bir çözüm getirmektir. Diğer seçenek aklından bile geçmemektedir. Kasap Rav’ı görünce “sana söyleyecek hiçbir sözüm yok yoluna git” şeklinde bir ifade kullanır. Hemen arkasından da et kesmeye geri döner. Yaptığı yanlış bir hareket sonucunda bir kemik parçası boynuna saplanır ve kasap oracıkta ölür. Gemara, Rav’ın arkadaşının doğru ifade kullandığını öğretir.  Buradaki öykünün esas öğretisi nerede gizlidir?

Rav kasabın ayağına giderek onun teşuva yapmasını kolaylaştırmak istemiştir. Ancak kasap bu fırsatı elinin tersi ile iter. Bu gerçekten çok büyük bir yanlıştır. İşte pasuğun söylemeye çalıştığı da budur. Tanrı’yı erişilebilir olduğu zamanda arayın derken en kolay aranacak zamanın bu günler olduğunu belirtmektedir. Tanrı bu günlerde sanki bizimle beraberdir. Tanrı bizlerin teşuva yapmasını bir anlamda dört gözle beklemektedir. Bu zamanda teşuva yapmak için bir çaba göstermeyi reddetmek aynen Rav’a karşı kasabın davrandığı gibi davranmakla aynı şeydir, aynı derecede bir yanlıştır. Aslında burada peygamber bizlere çok ciddi bir uyarıda bulunmaktadır. Bütün yıl teşuva yapmamak için yaptıklarınız zaten yanlıştır ancak Tanrı bu kadar yakınlaşmışken buna yanaşmamak pek affedilebilir gibi görünmemektedir.

Rabi Eli Mansour şöyle bir örnek verir: Gelin ve damat heyecanla salona girmeyi beklemektedirler. Bu onların bir çift olarak cemaate takdim edilecekleri andır ve son derece önemlidir. Ancak gelin ve damat salonun ortasında yürürken misafirler yemekleri ile ilgilenmekte ve çifte aldırmamaktadırlar. Benzer şekilde Tanrı aramızda bizlerin teşuva yapmasını beklerken bizler onun yerine çok farklı şeylerle ilgilenmeyi seçmiş durumdayızdır. İşte bu durum kabul edilemez bir durumdur. Neila’da tam yedi kez Ad.. U AE:loim cümlesi söylenir. Her cümle söylendiğinde Tanrı göklere doğru bir kat daha yükselmekte ve yedinci kata çıkmaktadır. Bu süre boyunca bizimle beraber olan Tanrı Kendi katına dönmektedir ve bizler artık fırsatı ellerimizin arasından kaçırmış bulunmaktayızdır. Bunun için bu günlerde bizlerin odaklanması gereken en önemli şey teşuva yapmak, davranışlarımız hakkında bir muhasebede bulunmak ve yeni yıl için doğru davranışlarımızın, mitsvalarımızın artması yönünde karar almaktır. 

Peraşamız Ahare Mot incelenmeye değer bir cümle ile başlar:

“Aaron’un, Tanrı’nın Huzuru’na yaklaştıklarında ölen iki oğlunun ölümünden (hemen) sonra, Tanrı, Moşe’ye konuştu.  Tanrı, Moşe’ye ‘Ağabeyin Aaron’a konuş’ dedi. ‘Ayıracın iç kısmındaki (en) Kutsal’a, sandığın üzerindeki kapağın önüne her vakit gelmesin’” (Vayikra 16/1 – 2)

Rabi Şelomo Yitshaki (Raşi), bu peraşa hakkındaki açıklamalarının başında, girişteki önsöz (“Aaron’un oğullarının ölümünden [hemen] sonra…”) niteliğindeki bilgiye neden gerekli ve adeta bir ön söz niteliğinde olduğunu açıklar. Bu önsöz sadece söz konusu emrin ne zaman verildiğini belirtmekle kalmayıp, bir yandan da Tanrı’nın talimatlarının Aaron’un oğullarının ölümüne bir cevap olarak geldiğini de ima etmektedir. Raşi Talmud’daki hahamlardan Rabi Elazar ben Azarya’nın verdiği “gribe yakalanmış adam ve iki doktor” benzetmesini aktarır.

Doktorun biri içeri girer ve hastasına, “soğuk yemekler yeme ve nemli yatakta yatma” der. Başka bir doktor gelir ve “Bay Filanca gibi ölmemek istiyorsan soğuk yemekler yeme ve nemli yatakta yatma” der.

Burada ikinci doktor, hastanın kendine iyi bakması için çok daha güçlü bir uyarıda bulunmaktadır. Bu şekilde söylemese, belki de hasta durumun ciddiyetini anlamayacaktır. Dolayısıyla benzer şekilde, Tora, “Aaron’un oğullarının ölümünden sonra…” demektedir.

Birçok otorite de  “tarihi öğrenmeyen, onu tekrar yaşamaya mahkûmdur” diyerek aynı noktayı vurgular. Kişi, ancak önceki hataları incelerse ve sonuçlarını ciddiyetini kavrarsa, onları yapmaktan kaçınacaktır. Aksi takdirde, tavsiyelerin değeri kolayca kaybolabilir.

Bakın Yirmiyau peygamber zenginin zenginliği ile, bilgenin bilgeliği ile, güçlünün de gücü ile övünmemesi gerektiğini söyler. Aksine güçlü olan gücünü güçsüzleri korumak, bilge olan bilgisini geride kalmış olanları eğitmek, zengin olan da zenginliğini mümkün mertebe zor durumda olanları kollamak için kullanmalıdır. Yirmiyau bu şekilde kapılarımızda adalet ve barışın hâkim olacağını Tanrı’nın da her zaman bizimle olacağını öğretir.

Eğer Yom Kipur yeni bir senenin hemen başında yanlışlarımızdan ders alıp gelecek için olumlu kararlar alma günü ise şu an bunun için en güzel anlardan birindeyiz demektir. Gelin hep birlikte içimizde yeni mitsvalara başlamak için bir karar alalım. Bu kararı hemen uygulamaya koyalım. Tanrı’yı da her zaman yanımızda hatta içimizde hissedelim.

GMAR HATİMA TOVA