ŞOFETİM : Kendinin yargıcı olabilmek

Bu hafta okunan Şofetim peraşası ‘yargıçlar’ konusunu işleyerek başlar.

Rav İzak ALALUF Köşe Yazısı
5 Ağustos 2013 Pazartesi

“Tanrı’n Aşem’in sana kabilelerine göre vermekte olduğu tüm kapılarında kendin için yargıçlar ve polisler ata. Halkı dürüst bir yargı ile yargılasınlar. (Devarim 16/18)”

Pasuğa baktığımız zaman atanacak yargıcın öncelikle ‘kendimiz’ için olması emredilmektedir. Bir anlamda bu pasuktan insan kendi kendisinin yargıcı olmalıdır şeklinde bir sonucu çıkarabilmek mümkündür. Hele içinde bulunduğumuz Elul ayında bunu yapabilmek hepimiz için son derece önemlidir. Kişi kendini yargılayabilir ve bunu  adaletle yapabilirse o zaman başkaları için de dürüst bir yargı söz konusu olabilir.  Bu söylediğimiz Talmudik zaman Rabilerimizin yönlendirmeleriyle de uyum içindedir. “İnsan başkalarının hatalarını düzeltmeden önce kendi hatalarını görmeli ve düzeltmelidir.” Bunun nedeni başkalarını olumlu bir şekilde etkilemenin ancak bundan sonra mümkün olabileceğidir. Pirke Avot “arkadaşını kendini onun yerine koymadan yargılama” ifadesini kullanmaktadır.

Bununla ilgili olarak bir Talmudik öyküye bakalım. Rabi Hanina ben Elazar’ın bahçesinde dalları komşusunun bahçesine de sarkan bir ağaç bulunmaktadır. Komşusu her hangi bir şikâyette bulunmadığı için Rabi dalları kesmek konusunda bir adım atmamaktadır.

Günün birinde bir adam Rabi’nin mahkemesine gelir ve komşusunun bahçesindeki bir ağacın dallarının kendi bahçesine sarktığını söyler ve bundan şikâyetçi olduğunu bildirir. Rabi Hanina’dan bu kişiyi uyarmak suretiyle bu dalların kesilmesini rica eder. Rabi bu konudaki kararı ertesi gün vereceğini söyler ve adamı gönderir. Adam bunu kabul eder ancak bu kadar basit bir konuda neden ertesi güne kadar beklenmesi gerektiğini anlayamaz.

Adam ayrıldıktan sonra Rabi işçiler tutar ve komşusunun bahçesine sarkan dalları kestirir. Ertesi gün adam şikâyetini yineleyerek tekrar Rabi’nin yanına gelir. Rabi adamın komşusunu getirir ve sarkan dalları kesmesi gerektiğini söyler. Komşusu buna karşı çıkar ve “Rabi sizin bahçenizdeki ağacın dalları da komşunuzun bahçesine sarkıyor” diye itirazını sürdürür. Rabi Hanina bahçesine bakabileceğini ve artık o dalların komşusunun bahçesine sarkmadığını söyler.

Rabi Zalmen Marozov bu konuda bizlerin ders alması gerektiğini söyler. Rabi, komşusu şikâyet etmediği halde o ağacın dallarını kestirmiştir. Çünkü başkalarına telkin etmeden önce, başkalarını düzeltmeden önce kendisinin düzeltmesi gerektiğinin bilincindedir. Bizlerin de bu davranışı örnek alması birçok olumsuzluğu engelleyecektir.