Dolunay ve Tu be Av

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
24 Temmuz 2013 Çarşamba

Oral Çalışlar’ın Büyükada’da her yaz bayraktarlığını yaptığı, ‘Gazeteciler Yemeği’ yaklaşık on yıldır süregeliyordu. Bu etkinliğe ilk yıllar, diğer adalardaki gazeteciler katıldı. Daha ilerde, yayınevi sahipleri ve o aralar şehirde bulunan yabancı gazeteciler de eklendi. Şalom’u temsilen bulunduğum bu gecelerde, birçok dost edinme şansını yakaladım. Aralarında, yılın büyük bir bölümü Büyükada’da yaşamaya başlayanlar da vardı. Artan Ada nüfusunun içinde böylesi bir kesimin varlığı sevindiriciydi. Sahildeki lokantada yenen yemeğe zamanla daha az sayıda gazeteci gelmeye başladı. Buna rağmen, geri kalanlar yaz başı ve yaz sonunda yapılan bu gelenekselleşmiş hoş sohbetlerden vazgeçmek istemedi.

Geçtiğimiz günlerde, Adalar Müzesi Vakfı Başkanı Halim Bulutoğlu ve daha birkaç dosttan bir mesaj aldım. 19 Temmuz Cumartesi Aya Yorgi’de, ‘Yaza Merhaba Gecesi’nde bir araya gelinecekti. Yokuşu yaya çıkmak istemeyenler için belediyenin vasıtaları kullanılacaktı. Ne denli sevindiğimi anlatamam…

Son birkaç yıldır tırmanmakta zorlandığım için tepeye gidemiyordum. Motorlu taşıtların Ada’da gezinmelerine karşı gelmeme rağmen, artık ‘olgunluk’ seviyesinde bulunduğumdan, minibüsle Aya Yorgi’ye çıkmaktan hiç gocunmadım. İnsan her yaşta doğadan yararlanmalı, değil mi?

Bir aydır kuvvetli esen rüzgâr, o gece bizim için sakinlemişti adeta. Altmış kişiydik. Dingin bir ortamda güneşi batırdık. Yemekler zamanında geldi. Sedef Adası’ndan katılan dostlarla, mehtaba karşı şarkılar söylendi. Yıllardır beraber olduğumuz gazeteci arkadaşlardan o gece kimse yoktu. Dolayısıyla bundan böyle, birlikteliklerin belli bir meslek dalı ile bağlantılı olmamasına karar verildi. Nitekim o gece karşılıklı oturduğumuz insanların kimi avukat, kimi mimar, kimi ise editördü. Artık amaç, belli bir kültür düzeyinde, Ada’yı sahiplenen dostların bir araya gelmesi.

* * *

Dolunay zaman zaman hangimize sihirli görünmedi ki?

Tu be Av’ sözcüklerini ilk duyduğumda, “Yanlış söylediler; ‘Teşa be Av’ demek istediler,” diye düşünmüştüm. Sonradan doğrusunu öğrendim.

Geçen sayımızda Kavram Sayfası’nda Nazlı Doenyas’ın yazdığı üzere, acılı bir gün olan Teşa be Av’dan altı gün sonra, çok neşeli ve hayırlı bir bayram olan Tu be Av gelir.

Yeni başlangıçlar, yeni ilişkiler ve yeni ortaklıkların kurulması için doğru bir zaman dilimidir. Bu sene 22 Temmuz’a denk düşen Tu be Av şimdilerde, ‘Sevgililer Günü’ gibi neşeyle kutlanıyor. Bu vesileyle, bu dönemde nişanlanan, evlenen gençlere yeni yaşamlarında ‘gerçek sevgi’yi bulmalarını diliyorum.

Sağlıklı bir ilişki, sadece mükemmellik üzerine kurulamaz. Eşler, duyarlılıkla kendi zaaflarının farkına varıp, bunlarla bilinçli bir şekilde başa çıkmaya, olumsuz yönlerine de, ışık getirmeye çalışmalıdır.