Sizin isminiz ne?

Uzun yıllardır odamda 1970’li yılların sonunda çekilmiş bir fotoğraf bulunur. Büyükada’da Maden’de çekilmiş bu fotoğraf renk kalitesinin haricinde muhteşem bir resimdir. Ağaçlar ve fuşya çiçeklerle bezeli bir arka fon ve bahçede yan yana dizilerek oturmuş yaşları üç ile beş arasında değişen dört tane küçük çocuk.

Joelle PİNTO Köşe Yazısı 0 yorum
12 Aralık 2012 Çarşamba

En sağda sapsarı saçlı boncuk gözlü bir erkek çocuğu, yanında ona kol atmış -bizden sadece bir yaş büyük olmasına rağmen ablamız edasında duran- Mireille Mathieu saç kesimli, gözlüklü bir kız çocuğu, onun yanında bir elinde kova bir elinde kürek olan, saçları iki yandan kuyruk yapılmış ben.   Resmin en solunda ise en küçüğümüz, kırmızı pantolonlu, minik boylu, iri siyah gözleriyle şaşkın şaşkın neler olduğunu anlamaya çalışan kısa saçlı tatlı bir kız çocuğu…

 Bu fotoğraf senelerce benimle gezdi, Büyükada’ya, Amerika’ya gitti ve sonunda İstanbul’a geri döndü. Sarı saçlı erkek çocuğu, Mireille Mathieu saçlı abla, kırmızı pantolonlu ufaklık ve ben hiç kopmadık. Birkaç yılda bir o resmin güncel halini çektirdik; sarı saçlı çocuğun Bar Mitsva töreninde, mavi yolculukta, 30. yaş doğum gününde ve kırmızı pantolonlu küçük kızın düğününde. Geçtiğimiz pazartesi günü aramızdan ilk defa biri, küçük kız anne oldu. 

***

En az kendi çocukluğu kadar tatlı bir bebek doğuran arkadaşım ve eşi, erken doğum olduğundan henüz bebeğin ismine karar verememişti. Nişantaşı’ndaki hastaneden çıktığımda, akşam trafiğine yakalanınca isimler ve bir ismin önemini düşündüm. Aslında bizim zevkimizi değil ebeveynlerimizin zevkini yansıtan, ama anlamıyla, tınısıyla, yazılışıyla, okunuşuyla hayat boyu kimliğimizi belirleyen isimler…

Time Dergisi yazarı Bonnie Rochman, Bebek İsmi Oyunu adlı makalesinde, isimlerin çocukların hayatını nasıl etkilediğine değinirken, Northwestern Üniversitesi’nden Profesör David Figlio’nun önerilerine yer veriyor.  Figlio bebeklere takılan isimlerin okuldaki başarılarından, kariyer seçimine, davranış bozukluklarından, üniversitede seçecekleri dallara kadar etkili olabileceğini anlatıyor; örneğin isimleri kulağa biraz kadınsı gelen erkek çocuklarının okulda davranış bozukluğu gösterebileceğini örnek veriyor. 

***

Benim zevkime göre, isimlerin çok ‘orijinal’ ve zorlama olmaması gerekiyor.  Aklıma hep ‘Okyanus’ örneği geliyor.  Okyanus, ilkokul çağında bir erkek çocuğunun adı. Birkaç ay evvel süpermarketteki genç bir anne, zapt edemediği oğluna beş altı kere “Okyanus, gel oğlum” diye seslendi. Bir türlü yerinde duramayan Okyanus’a “Okyanus parasını ödemeden bunu eve götürmeyiz” gibisinden tavsiyeler vermeye devam etti. Başlar ve bakışlar sıkça anne ve Okyanus’a döndü.  Bunda ismin de katkısı olduğunu sanıyorum.

Bir bebeğe isim koymak sanıldığından zor; anlamı, yazılışı, değişik dillerdeki okunabilirliği, orijinalliği, isimle dalga geçilebilme ihtimali dikkat edilen faktörler arasında. İsim aslında anne babanın zevkini yansıttığı için, ‘renkler ve zevkler ‘denip tartışılmamalı ama yine de Gwyneth Paltrow değilseniz eğer Apple (Elma) koymamanızı öneririm…

1 Yorum