Ara sıra Sirkeci’ye…

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
17 Ekim 2012 Çarşamba

Kendi standartlarım doğrultusunda son derece ulvi bir cumartesi-pazar geçirdim. Hafta arası, Şabat sabahı Sirkeci Sinagoguna gideceğini söyleyen eşime, “Ben de katılacağım” deyince, “Ne yapacaksın orada, hem kadınlar bölümü bile yok,” şeklinde fikir yürüttü. “Sen Sirkeci’nin yerini bilmeden ben yıllarca Lag Ba Omer’e katıldım,” diye yanıtladım. Katıldım ama aradan 10-15 yıl geçtiğinin farkına varmamışım. Hayalimde girişi sağlı sollu yeşillikli küçük koridor, öbek öbek açmış güller ve az ilerisinde sağ tarafta seuda verilen bölüm vardı. Çıkış saati geceye denk düşerdi, gene de orası bana hep aydınlık gelirdi. Geçtiğimiz cumartesi sabahı Sirkeci Bet Avraam Sinagoguna tek başıma gitmiş olsaydım, yerini kesinlikle bulamazdım. İçim çekildi. Aynı tepkiyi Şişli Sinagogunda son olayların ardından alınan önlemlerde vermiştim. Canım avlu gitmiş yerini kapı duvar almıştı. Kader bu; önce güvenlik sonra güzellik. Eşim sinagoga girmeden tallet’i muhafazasından çıkarttı. El yapımı bir kılıf olduğunu unutmuştum. Çok nostaljik göründü gözüme. ‘Yenisini alayım mı?’ diye düşündüm. Sonra öyle kalmasını yeğledim; daha otantikti böylesi. Ardından önce duayı söyleyip talleti takışını izledim. Bu kısacık an bile bana bütün bir Şabat duasından daha kutsal göründü. Zira yıllarca ilk Tefilla’ya giden eşim, her ne olduysa zaman içinde Roş Aşana, Kipur, ve Pesah’ta ibadete gitmeye başladı. Umarım Sirkeci, olgunluk döneminin başlangıcıdır.

Ve keşke diyorum, oğullar babalarını genç yaşta tallet duası yaparken görseler. Zira çocuklarımıza ne kadar anlatırsak anlatalım, onlar sadece gördüklerine inanırlar.

***

Pazar sabahı, Şalom çalışanlarının büyük bir kısmının hazır bulunduğu Neve Şalom Sinagogunda Virna-Nedim Gümüşgerdan’ın kızlarının vijola töreni için bir araya geldik. Bembeyaz çiçeklere bürünmüş sinagog bir gelini karşılarcasına neşeliydi. Tanıdıklardan birkaç nesli aynı anda görmek bambaşka bir mutluluk.

Her ne kadar gün bir vijola kutlaması idiyse de, kortej halinde içeri giren ailede başrol oyuncusu ağabey Can Gümüşgerdan’dı. Teva’da okunan duaların ardından, minik bebeğe Levana Ela verilip kutsandı.

Tören sonrası verilen kahvaltıda Da-Vet Organizasyon mekânı şenlendirirken, Barınyurt La Casa kendini bir kez daha aştı.

Temennim Can’la Ela’nın çok güzel bir çocukluk yaşamaları ve ileriki yıllarda birbirlerine sevgiyle kenetlenmeleridir.