‘Madre Allegre’

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
8 Ağustos 2012 Çarşamba

Salı sabahı ofise girdiğimde, Reklam Sekreterimiz Yeşim Karataş bir kağıt uzatarak, “Bir vefat/teşekkür ilanını kontrol eder misiniz,” dedi. Bir, iki düzeltme yaptıktan sonra ‘Ribbi David Sevi’ ibaresini görünce ‘ribbi’nin üstünü çizdim ve ‘hazan araşi’ (baş hazan) olarak değiştirdim. Öğleden sonra bilgisayarda aynı ilanı görünce düzeltmelerin yapıldığından emin olmak için ekranı büyüttüm.  David Sevi yazısının önünde tekrar ‘ribbi’ unvanını görünce şaşırdım. Ancak metnin Hahambaşılık tarafından onaylandığını anladım. Yine de yeni bir rav’ımız olduğunu gazetemizdeki bir teşekkür ilanından öğrenmek tuhafıma gitti.

Söylentilerin iyisi de kötüsü de hoşuma gitmez. Gelişmeleri ilk ağızdan öğrenmek en sağlıklısı. Denizin içinde bile soru yağmuruna tuttuğum güler yüzlü bir cemaat yetkilimiz konuya açıklık getirdi. “Doğrudur, David Sevi ‘rav’ oldu. Ayrıca konuyla ilgili hazırlanan başka gençlerimiz de var.”

***

Hahambaşı Rav İsak Haleva’nın her yaz yaklaşık aynı tarihte Büyükada’ya geldiğini bilirdim. Yaşça benden büyük olanlar ise bu geleneğin Rav David Asseo’dan beri süregeldiğini ve ziyaretin Teşa BeAv’dan sonraki hafta sonu gerçekleştiğini söylediler. Bu sürede yetkililerle görüşür, ibadete gider, çevresindeki herkesin hatırını sorar. Nitekim Cuma akşam erken saatlerde karşılaştık. Hemen sohbet ettiği masadan kalkıp yanımıza geldi. Rav Haleva’dan aldığım ‘madre allegre’ (mutlu bir anne olasın) duası bana hep huzur vermiştir. Dilerim her yaz kendisini ve Rubissa Rejin Haleva’yı sağlıkla aramızda görürüz.

***

Yaz başında Büyükada halkının ‘faytonlarımızı vermeyelim’ kampanyası amacına ulaştı. Turistler için ayrı, ada yerlisi için ayrı araba kuyrukları oluşturuldu. Arabacılar kendi aralarında bir düzen kurdular. Sonuçta, herkes bu uygulamadan memnun.

Gerçekten faytonlarımız bize kaldı ama motorlu araç sayısı da giderek arttı. Peşlerinden akülü arabalar geldi. Adaya hizmet amaçlı getirilen söz konusu araçlar birçoğumuzun gözlemlediği üzere belediye personelinin mavi gömlekli üniformalarıyla değil, sivil giysileriyle taşımacık yapanların kullanımında. Hizmet verirken sınırları doğru çizmek lazım.

***

Çınar Meydanındaki Adalar Müzesinin bahçesinde bulunan ‘Ada Evi’nin kültürel etkinlerini sürdürdüğünü belki unuttunuz. Bir dostum haftada iki kez Ada Evindeki Yunanca kursuna katıldığını söyleyince göz atmaya karar verdim. Her gün önünden geçtiğim bir mekân olmasına rağmen programa dikkat etmemişim. Hafta sonlarında ilginç söyleşiler ve müzik programları var. Fotoğrafçılıkla ilgileniyorsanız, Ersin Alok’un dia gösterisini kaçırmayın, renkli bir gece olacağı kesin.