ŞEMOT: Kimliğimize sahip çıkmanın önemi

Rav İzak ALALUF Köşe Yazısı
22 Aralık 2010 Çarşamba

Profesör Isaac Heinemann Midraş Şemot Raba’nın açıklamasını okuduktan sonra önemli sorular sorar. Bu soruların ne olduğuna bakalım: Politik, ekonomik veya dini anlamda Mısırlıları İbranileri köleleştirmeye iten faktörler nelerdir? Bu tarihsel bir sorudur. Ancak Midraş’ın sorduğu soru aslında daha değişiktir. Neden İsraeloğulları dünyadaki birçok kavimden daha fazla köleleştirilmeye çalışılmıştır?

Bu iki soru arasındaki fark şöyle algılanabilir. Birinci soru sürgün ve köleliğin görünen nedenini sorgulamaktadır. İkinci soru ise bu nedenlerin altında yatan gerçek nedeni araştırmaya çalışmaktadır. Zamanımızdan yaklaşık 3500 sene önce gerçekleşen bu kölelik tarihin ilerleyen zamanlarında hep bir referans olarak kabul edilmiş ve yer almıştır. Önce klasik kaynakların bu konudaki bakış açılarını öğrenmeye çalışalım.

Başımıza gelen birçok felaket gibi bu sürgünün sebebi de bir günaha bağlanmaktadır. Buradaki günah asimilasyona meydan vermektir. Her şeyden önce İsraeloğulları o topraklara “lagur” ikamet etmek için gelmişler ancak sonuç “yaşevu” yani yerleştiler şeklinde olmuştur. Tora onlar için “vayeahazu ba – sürekli yerleştiler” ifadesini kullanmaktadır ki bu da geçici bir süre için kıtlık yıllarını geçirmek amacı ile buraya gelen atalarımızın bu isteklerinden vazgeçtiklerini ve kalıcı olduklarını anlatmaktadır. Onların kalıcı yerleşimi sonunda kölelik ve sürgüne dönüşmüştür.  Midraş Şemot Raba bu konuda şöyle der:

“Vayakom meleh hadaş. Rabiler bu peraşayı açıklamaya başladıklarında Oşea (5/7)’den bir pasuk getirirler: B’Ad... bagdu ki banim zarim yaledu ata yohelem hodeş et helkeem – Tanrı’ya karşı hainlik ettiler yabancı çocuklar yetiştirdiler şimdi yeni olan onların hakkını yiyecektir.” (Buradaki hodeş sözcüğü bazı açıklayıcılara göre “yeni”  bazılarına göre de “ay” anlamını taşır. Ay anlamını taşıyanlar bu ayın Bet Amikdaşların yıkıldığı Av ayı olduğu konusunda fikir belirtirler.) Bu bize şunu öğretir. Yosef öldüğünde Berit Mila geleneğini ortadan kaldırmak istediler. Gelin Mısırlılar gibi olalım dediler. Onlar böyle yapınca Tanrı da Mısırlıların İbraniler’e karşı olan sevgilerini nefrete dönüştürdü. Oşea’da yer alan “yeni olan haklarını yiyecektir” pasuğunun yerine gelmesi için bunu gerçekleştirdi. Yeni kral yeni kararlar ile Mısır üzerinde hükümdarlık etmeye başladı.”

Yalkut Şimoni buna paralel olarak bir başka pasuğu ele alır: “Vatimale aarets otam – toprak onlarla doldu.” Amfityiyatrolar ve gösteri yerleri onlarla doldu.   

Haamek Davar adlı kaynak da benzer bir görüş sergiler: “Onlar sadece Goşen eyaletini değil bütün Mısır ülkesini doldurdular. Gittikleri her yerde yerleşebildiler ve Mısırlılarla beraber yaşamaya başladılar. Bene Yisrael Yaakov’un Goşen’de Mısırlılardan ayrı yaşamak ile ilgili kuralını bozdukları için cezalandırıldılar. Midraş atalarımızın Mısırlı gibi olmak istediklerini anlatmaktadır. Onlarla karışmalarının bir sonucu olarak ayrı kalmamak için onları taklit etmeye başladılar. Çağlar boyunca bu nedenden dolayı her zaman bize karşı alınan tedbirlerden dolayı sıkıntı çekeriz. Çünkü bulunduğumuz yerdeki toplumla kaynaşmak bizim arzumuzdur.” Hâlbuki Tanrı’nın isteği Yaakov’un yaptığı gibi uzak durmak, karışmamak ve kendimizi koruyabilmemizdir.

İbranilerin yanlışı sonunda köleliği getirir. Onlar kendi kimliklerini kaybedince boyunduruk altına girerler. Böylece Tanrısal kaynaklı ceza gelmekte gecikmemiştir. Mısırlıların sempatisi nefrete dönüşmüş ve İbraniler köleleştirilmiştir. Bu doğal bir sonuçtur. Kendi kimliğini inkâr eden ve bunu sahiplenmeyen toplumlar mutlaka başka toplumlar tarafından boyunduruk altına alınırlar.

Bir başka görüşe göre ise sürgün ve kölelik İbranileri rafine etmek için bir süreç olarak işlemiştir. Çünkü İsraeloğullarına verilen üç hediye sıkıntılar eşliğinde verilmiştir. Bunlar Tora, Erets Yisrael ve olam aba’dır. Tanrı bu süreçte bizim rafine olmamızı istemiş ve bir süre sonra da bizleri boyunduruktan kurtarmıştır. Daha ileride Vayikra kitabının 25/25 pasuğu Bene Yisrael’in Tanrı’ya ait olduğunu çok güzel anlatmaktadır.

“Ki li Bene Yisrael evadim avaday em aşer otseti otam meerets Mitsrayim ani Ad.... E.loehem -  İsraeloğulları benimdir, benim kullarımdır. Onları Mısır’dan ben çıkardım. Ben Aşem sizin Tanrı’nızım.”

Bilginlerin verdikleri mesaj son derece açıktır. Bene Yisrael kendisi olmak zorundadır. Başka halklarla karışması sadece birbirini izleyen felaketler zincirine neden olacaktır. Bene Yisrael fiziksel anlamda zor kullanılarak yok edilemez. Ancak kendimizi korumamızın ve geleceğimizi garanti altına almamızın tek yolu kendi kültürümüzü, Tora’yı öğrenmemiz ve mitsvaları uygulamamızdır.