Bursaspor ile Sivasspor arasındaki farklar

Vedat LEVENT Köşe Yazısı
5 Mayıs 2010 Çarşamba

Bursaspor şampiyon olur mu? Bursaspor ile son iki senenin Sivasspor’u arasında fark var mı? Bursaspor, 5. büyük olur mu? İçinde bulunduğumuz süreç öncekilerden farklı mı? Daha önce benzer durumda olan Eskişehir, Gaziantep, Kocaeli ve Sivas’la yaşananlar bugün Bursa’ya mı kısmet oldu?

Geçtiğimiz sene bu haftaların gazete manşetlerini süsleyen kırmızı-beyaz renklerin yerini bugün yeşil-beyaz aldı.

Senelerdir ‘Anadolu Devrimi’ ve ‘Beşinci Büyük’ gibi tanımların peşinden gidenler son hafta ülke tarihinde hâlâ sadece dört takımın şampiyonluk yaşadığı gerçeğiyle karşı karşıya kaldılar. Acaba Bursaspor bu kısırdöngüyü kırabilecek mi?

Bu sezon hep bu soruları sorarak geçti. Son iki haftaya girerken hâlâ Gordion’un düğümü çözülmüş değil. Fenerbahçe, bir sürpriz yapmazsa şampiyon olacak. Buna karşın herhangi bir tökezleme durumunda hemen ensesinden gelen ve tek maç oynama avantajı bulunan Bursa belki de ipi göğüsleyen ekip olacak.

Enteresan gelişmelerin yaşandığı bu sezon geçen senenin yıldızı Sivasspor’un korkunç bir düşüş yaşadığını, buna karşın Bursaspor’un şampiyonluğun bütün sezon boyunca en önemli adayı olduğunu gördük.

Acaba Bursaspor’un geçen iki senenin Sivasspor’undan farkı nedir? Bu başarı daim mi kalacaktır, yoksa Sivas’a olduğu gibi sonraki sezon büyük bir düşüş mü yaşanacaktır? İşte size bazı fikirler:

Oyun: Sivasspor’ un bir önceki sezondaki maçlarını gözümün önüne getirdiğimde zirvedeki takımlar haricinde oynadığı diğer takımları çok zorlanmadan yendi. Kadro derinliği de Bursaspor’ a oranla daha zengindi. Üstelik yarışın içerisinde ne Fenerbahçe ne de Galatasaray vardı geçen dönem. Ligin bitimine üç hafta kala liderdiler ve kendi sahalarında İBB’ye kaybetmeseydiler büyük ihtimal şampiyon dahi olacaklardı. Ancak iki takım arasında çok net bir fark var. Sivas şampiyonluğa oynadığı dönemde defansa ağırlık veriyordu. Hücum gücü Mehmet Yıldız’dı. Çok adamla savunma yapılıyordu. Bursaspor daha ziyade atak oyunu tercih ediyor. Oyuncuların birbirine uyumu ileri uçtaki kabiliyetli oyuncuların skora etki etmelerini sağlıyor. Bu sebeple çok gol atıyorlar. Zaman zaman ilk beşte kendine yer bulmuş Bursaspor, genelde büyük takımlardan gelmiş oyunculardan kurulu.

Stres yönetimi:  Özellikle son haftalarda Sivasspor’u bitiren en önemli handikap stresti. Bülent Uygun’da strese yenik düşmüş ve olur olmaz beyanatlar verip takımın moralini düşürmüştü.  Bursaspor, şu ana kadar stresi iyi yönetti. Yapı olarak oldukça soğukkanlı olan Ertuğrul Sağlam, bu meziyeti oyuncularına da aşılamayı başardı.

Şehir ve taraftar kültürü: İki şehir arasındaki coğrafi konum farklılığının yanında aralarındaki sosyo-ekonomik ayrıcalıklar ve bu faktörlerin sağladığı kamuoyu desteği var. Şampiyonluğa koşarken bile tribünlerini doldurmakta güçlük çeken Sivasspor’a karşılık, Bursaspor düşme potasında gezindiği dönemlerde dahi tribünlerini hınca hınç doldurmuş ve seyircisinin desteğini sürekli arkasında hissetmiştir. Bursaspor, bunun yanında Ankaragücü gibi ligde stratejik önemi olan bir takımın sempatisini de kazanmıştır. Anadolu, bir bakıma Bursaspor’u Sivasspor’dan daha çok sahiplenmiştir. Fenerbahçe, bu hafta Anakaragücü’yle oynayacak. Oldukça önemli bir detay.

Klüp gücü: Bursaspor, ekonomik olarak kuvvetli bir kulüp. Federasyonun yönetiminde Bursalı işadamlarının etkisi var. Buna karşı Sivasspor, yabancı bile getirmekte zorlanan, maddi gücü sınırlı bir ekipti. Bu açıdan geçtiğimiz yıllardaki başarısı küçümsenemez.

Medya desteği: Başkalarının da dikkatini çekmiş midir bilmiyorum da, Bursaspor’ un bu görkemli yükselişi sanki biraz medya tarafından da destekleniyor. Daha bir sezon öncesinde ligi haftalar boyunca lider götüren Sivasspor, Bursaspor’un son dokuz haftadır medyada yarattığı bu sinerjiyi bir türlü yakalayamamıştı. Spor medyasında geçen sezon Sivasspor aradaki puan farkını dokuza da çıkarsa şampiyonluğu bir şekilde kaybedeceği yönünde bir inanış hakimdi sanki. Oysa buradaki yaklaşım çok farklı. Bursaspor 13 yıl aradan sonra ilk kez liderliği ele geçirmiş olmasına rağmen gerek yazılı gerekse görsel medyada şampiyonluğun en güçlü adayı gibi lanse edildi.

Sonuç olarak Anadolu’nun şampiyonluk ümitleri yine İstanbul’un elinde. Bu açıdan pek bir şey değişmiş gözükmüyor.

Ancak farklı olan İstanbul’un tökezlemesi durumunda bu sefer Anadolu’nun pek de bu hatayı affedecek gibi görünmemesi.