TOLEDOT

Rav İzak ALALUF Köşe Yazısı
18 Kasım 2009 Çarşamba

Dua etmenin gücü...

“Vayetar Yitshak L’Ad... lenohah işto ki akara i”

“Yitshak eşinin karşısında (durarak) Tanrı’ya yakardı çünkü o kısır idi.”

 

Raşi “eşinin karşısında” terimini açıklarken Yitshak’ın Tanrı’ya dua ettiği sırada eşi Rivka’nın karşısında durduğunu anlatır. Atalar ve ata anneler bir süre boyunca hep çocuksuz olmuşlar ancak çok sonraları çocuğa kavuşmuşlardır. Talmud Yevamot 64/A’da bunun nedenini şöyle açıklar. Tanrı her zaman tsadiklerin duasını arzu eder.

Bu midraşı anlamak aslında çok da kolay değildir. Varlığında karşılıksız iyilik ve Hesed’i barındıran Tanrı neden tsadiklerin bir süre de olsa sıkıntı çekmelerine razı gelmiş ve tabiri caiz ise onların dualarını istemiştir. Daha ileride peygamberlerin sözlerine baktığımızda Tanrı’nın korbanlar konusunda çok istekli olmadığını görürüz. Günümüzde korbanlar olmadığından aklımıza Tanrı’nın dualarımız konusunda da istekli olmadığı fikri gelebilir mi?

Dr. Twersky bu midraşı anlamadaki güçlüğü aslında dua kavramını anlamamamıza bağlar. Günlük dualarımız çok kısa sürede bitmekte duaların belkemiğini oluşturan Amida beş dakikadan daha kısa sürmektedir. Talmud Berahot 30/B’de Amida söylemek için kişinin kendisini bir saat boyunca hazırlaması gerektiğini Amida sonrası normal yaşama dönebilmek için de bir saat daha gerektiğini ifade eder. Bir başka deyişle günümüz Tefilalarının tsadikim Tefilaları ile çok fazla ilişkilendirmek yerinde bir karşılaştırma olmayacaktır.

Bereşit 18/33’de Sedom ve Amora için Avraam’ın Tanrı’ya olan duası bir konuşma şeklinde gerçekleşmekte konuşma bittikten sonra Şehina Avraam’dan ayrılmaktadır. Tefila için kullanılan diğer bir sözcük “anlaşma ve sözleşme” anlamını taşır. Bir başka deyişle Tanrı tsadiklerle Tefila süresince bir anlaşma içindedir. Tsadikler dua ederlerken bütün benlikleri ile Tanrı ile bütünleşmeye çalışmakta etraflarında olan olaylarla hiçbir şekilde ilgilenmemektedirler. Bu da onların ruhani düzeyini çok daha yukarılara taşımaktadır.

Tanya kitabının yazarı olan Rabi Şneur Zalman bir ara kendisini bir ikilem içinde bulur. Tora eğitimi konusunda bir dahi olan Vilna Gaon ile Tefila konusunda bir deha olan Mezeriç Magidini ziyaret etmek ve onlardan bir şeyler öğrenmenin önceliğinde kararsızdır. Daha sonra seçimini Mezeritch Magid’inden yana yapar çünkü Tefila’nın söylenmesi konusunda çok eksikleri olduğunu düşünür.

Elbette ki ataların ve ata annelerin Tefilası ile günümüz Tafilalarını karşılaştırmak söz konusu bile değildir. Ancak Yahudi ulusunun ancak Tefila, yakarış, gözyaşı ve ibadet ile biryerlere ulaşabileceğini düşünmek sureti ile Tefilalarımıza daha bir özen göstermek elimizdedir. Bu konuda atılan her adım bizleri ruhani anlamda daha yukarılara taşıyacaktır. Böylelikle belki de bir gün Tefilalarımızda gösterdiğimiz tabiri caiz ise “gereksiz” aceleciliği bir tarafa bırakacak kavana ile bütün toplumumuz için dua etmenin güzelliğini