Kaçış planı

Rudi DİRİMAN Köşe Yazısı
6 Mayıs 2009 Çarşamba

Baharın göz kırpması ile birlikte, ben de kendimi doğaya  verdim. Havanın güzel olduğu, keyifli bir Pazar gününde bir Tracking turuna katıldım oldukça da keyif aldım.

Pazartesi  gününden itibaren; iş hayatının getirdiği sıkıcı toplantılar, gereksiz mailler, uzun telefon konuşmaları, eve dönüş yolunda ki yoğun trafik , kalabalık metro durakları ve gürültü herkesin hayatında yer almaya başlıyor.Hayatımızda ki bu rutinler ve problemler  bedenlerimizi gereğinden fazla yoruyor ve yıpratıyor.Yorulan bedenlerimizi ve ruhlarımızı dinlendirmek için en iyi fırsat ise tabii ki hafta sonları. Sizlere tavsiyem hafta sonları kendinize vakit ayırmanız ve iyi bir park yeri bulduğunuz için kendinizi mutlu ve rahat saydığınız alışveriş merkezlerinden kurtulmanız.

Pazar günü kendi kaçış planımı hazırladım. Bir spor salonunun organize ettiği Tracking turuna katıldım. Deneyimli ve tam donanımlı hocalar tarafından önceden belirlenmiş turumuza başlamak için bir saatlik bir otobüs yoluculuğu yaptık. Daha sonra Yuvacık Barajı yakınlarında parkurumuza başladık. Kocaeli, İnönü yaylasını da gezimizin varış noktası olarak belirledik. Yaklaşık olarak 18 km yolu, sohbet ederek, fotoğraf çekerek, doğayı seyrederek ve ara sıra da dinlenerek yürüdük. İnönü Yaylası belki dünyanın en güzel doğa harikası değil fakat hafta sonu şehirden uzaklaşıp kendinizi dinlemek istediğinizde güzel bir alternatif olarak değerlendirilebilir.

Tracking yapmak için ideal zamanlar bahar ayları, kışın çok soğuk yazın ise çok sıcak olabiliyor. Yaz gelmeden önce değerlendirilmesi gereken zamanları yaşıyoruz. İnternetten kolayca bu turlardan birine ulaşabilir veya kendi spor salonunuzun organize ettiği İstanbul’a yakın tracking turlarına katıla bilirsiniz. Bölgemiz bu turlar için oldukça fazla alternatif sunuyor. Bu turlara katılacaklara yanına almaları gereken bir kaç önemli eşyayı hatırlatmak istiyorum. En önemlisi rahat bir ayakkabı… Bu hafif bir bot olabilir tabii ideali su geçirmeyen hafif tracking ayakkabılarıdır. Çantanızda bulunması gerekenler ise öncelikle su sonra temiz bir adet çorap ve havlu. Küçük dere geçişlerinde her ne kadar taşlardan zıplamaya çalışsanız da ıslanma ihtimaliniz çok yüksek ve bir de yağmurluk. Küçük süprizlere hazırlıklı olmak gerek.

Yaza girmeden önce bu serin havalarda sizlere tavsiyem bir tracking turuna çıkıp doğa ile başbaşa kalmanızdır. Bedeniniz biraz yorulacak fakat doğa da bulacağınız sessizlik en azından ruhunuzu dinlendirmiş olacaktır. Pazartesi günü ofisinize yeni şarj edilmiş piller gibi daha rahat döneceğinize eminim.

Pazar akşamüstü trackingden sonra ise Beşiktaş-Fenerbahçe maçını seyretmedim. Bunun iki nedeni vardı; birincisi bir gün önce Real Madrid-Barcelona maçını seyrederken büyük keyif almıştım. Bu maçtan sonra Beşiktaş-Fenerbahçe derbisi tatlının üzerine tuzlu yemek gibi olacaktı o yüzden tercih etmedim. İkinci neden ise 18 km yürüdükten sonra bedeninizin tek ihtiyacı derin bir uykuya dalmak oluyor.