Mişpatim

Rav İzak ALALUF Köşe Yazısı
18 Şubat 2009 Çarşamba

“İm Kesef talve et ami, et eani imah, lo tiye lo kenoşe, lo tesimun alav neşeh” (Şemot 22-24)

Eğer toplumuma para ödünç verecek olursan ve fakir adam seninle ise ona kredi veren adam gibi davranma ve ondan bir kazanç umma.

Mişpatim peraşasının hemen on emirin yer aldığı peraşadan sonra geldiği görülür. Bu da Yahudi anayasasının sadece on emirle sınırlı olmadığını ve bununla beraber sosyal kanunlar getirdiğini de ifade eder. Gerçekten görülür ki, Mişpatim peraşası bazı sosyal kanunlar ile insanlar arasındaki ilişkileri inceleyen hukuk kurallarını işler. Yukarıda yazmaya çalıştığımız bölümde eğer toplumdan bir kişi başkasından borç para isteyecek olursa bu paranın hemen verilmesini ve hatta bu paranın geri alınınca kar amacı güdülmemesini ister. Büyük din alimi olan Arambam 613 adet mitsvayı açıkladığı kitabında bizi şöyle aydınlatır.

Burada emredilen zorluk çekmek ile karşı karşıya olan insanlardır. Bu bir anlamda, Tsedaka olarak da nitelendirilebilir. Vereceğiniz  bu yardımla eğer onu sıkıntıdan kurtaracak iseniz bu yardımı yapmakta gecikmeyiniz. Burada Tora “İM” eğer veya “o şey olacağı zaman” şeklinde bir ifade kullanır. Ancak Devarim kitabında bu konu tekrar gündeme gelir ve Moşe Rabenu mutlaka yardım edeceğin zaman olarak bu ifadeyi daha kesin bir hale sokar.

Raşi bu konuda paralel bir yorum getirir. Zor durumda olan birinin düşmesine izin verilmeyeceğini ve düşmeden önce kendisine yardım edilmesi gerektiğini söyler.” Bu olayı neye benzetebiliriz? Zorlukla bir eşeğin üzerinde duran adama yardım ederek onun daha iyi ve sağlam bir şekilde oturmasını sağlayınız. Yoksa düştükten ve zarar gördükten sonra ona yardım etmek ve eski durumuna getirmek daha zor olacaktır.

Burada görüldüğü gibi Tsedaka problemi her zaman karşımızı çıkan çok önemli bir sorundur. Bir insanın yetişmesinde aile, doğum yeri ve zamanı ayrıca o yörenin insanları etkili olurlar. Bu da gösterir ki bir insanın en temel eğitimi evde verilir.

İnsanın ekonomik gücü her zaman aynı olmayabilir. Birgün iyi durumda olanlar başka bir gün güç durumda kalabilirler. İyi durumda olduğumuz zaman durumu iyi olmayanları gözetmek ve onlara ihtiyaçları doğrultusunda yardımcı olmak bizi zor duruma düşürmekten kurtaracaktır. Başka bir deyişle zor anlarımızda bizlere yardım elini uzatacak birileri olacaktır. Bu olayın eğitimi almak ve çocuklarımıza öğretmek her iyi insanın bir görevidir.

Pirke Avot bu konuda şunu söyler. Senin üstünde seni izleyen bir göz, duyan bir kulak ve her yaptığını yazan bir el vardır. Kısacası herşey göklerin kontrolü altındadır.