Türkiye’de sponsorluk

Rudi DİRİMAN Köşe Yazısı
27 Ağustos 2008 Çarşamba

Nerede kalmıştık,Türkiye Süper ligi geçen yıl kaldığı yerden başladı.Beşiktaş-Antalyaspor karşılaşmasında Beşiktaş taraftarını kafeslerde görünce tribün terörü olarak geçen yıldan pek de farklı bir yıl geçirmeyeceğimizi anladım.

Asıl bahsetmek istediğim konu ise geçtiğimiz aylarda, spor sayfalarından takip ettiğimiz TürkTelekom’un yeni Galatasaray stadına 2009–10 sezonundan itibaren beş sezon boyunca Galatasaray futbol takımının ana sponsoru olması. Galatasaray’ın yeni stadı Türk Telekom Stadı olara anılacak. Sözleşmenin gizliliği gereği 10 yıl sürecek anlaşmanın maddi boyutu açıklanmadı. Rakam, kimi yayın organlarında 10 yıllığına 40, kimilerine göre 50, kimilerine göre de 70-75 milyon dolar olarak açıklandı. Bu sponsorluk anlaşması Galatasaraylı yöneticilerin uzun süredir gerçekleştiremediği önemli bir atılım olarak kabul edebilir. Galatasaray bundan 4-5 yıl önce stadın yenilenmesini bırakın eski açık tribününü yeniden inşaa etmekte zorluk çekiyordu. Galatasaray ilk önce TOKİ ile anlaşarak stadını yaptırdı. Şimdi de henüz inşaat halinde olan stad için kaynak yarattı.

Bu Galatasaray’ın veya üç büyüklerin isminin marka değeri olarak ne kadar değerli olduğunun göstergesidir. Galatasaray yeniden bir yapılanmaya girmiştir.

Aslında Türk Telekom, Galatasaray’a yaptığı anlaşma gibi aynı yatırımları da üç büyük takıma da  yapacağını açıkladı. Üç  büyüklerin sürekli şampiyon olmasından sıkılan bir taraftar olarak, futbola yapılan bu yatırımın Süper ligden yeni bir takım alarak sadece yeni tek bir takım oluşturmasına ve bu yatırımların da Türktelekom tarafından güçlendirilen bu takım için  kullanılmasını tercih ederdim. Fakat önlerinde desteklenmeyen veya önemi gözardı edilen  başarız  bir sponsorluk olarak,Vestel Manisa örneği varken böyle bir atılımın fazla idealist/riskli olacağını kabul etmemiz gerekir.Hem de verilen meblağ karşısında markanın çizdiği imaj da farklı olacaktı.

Galatasarayın son 5-6 senede mali açıdan gösterdiğ gelişim, üç büyüklerimizin gerek devlet, gerek sponsor gerek ise taraftar desteğiyle birlikte sırtlarının hiç bir zaman yere gelmiyeceğinin en açık göstergesidir. Tekrar tekrar seyrettiğimiz süperlig filminde esas oğlanlanın hiç bir zaman ölmeyeceğinin, figüranlarında başrol oynayamıcaklarını bir kez daha ispatlanmış oldu.

Sponsorlardan gelen bu ücretler ise nerelere mi gidiyor ?

Filmin devamı şöyle;

Avrupada kariyer yapmış ünlü bir futbolcu, jübilesine yakın, hayatında kazanmadığı kadar çok yıllık ücreti bonservisi eline alarak Türkiye’ye gelir. Gazetelerede demeç verir “hayatımın en güzel günlerini Türkiye’de yaşadım bu taraftarın gösterdiği ilgiye çok teşekkür ederim.” açıklamalarıyla filmimiz son bulur.

Mutlu Son.