Marketing, futbol ve homo economicus

Vedat LEVENT Köşe Yazısı
9 Ocak 2008 Çarşamba
Sevgili dostlar;
Futbolun günümüzde inanılmaz bir pazara dönüştüğünü her defasında yazıyorum. 2005 yılında “Futbol Ekonomisi” üzerine üniversite tezimi yazdığım zaman ulaştığım verilerin dudağımı uçuklattığını belirtmem lazım. Sıkı durun. Dünya üzerinde futbol ve futbol ile bağlantılı sektörlere dönen yıllık sıcak paranın 200 milyar Dolar’a yakın olduğu söyleniyor. Bu rakam 20 Afrika ülkesinin GSMH’sine ya da Türkiye’nin dış borcuna yakın.
2000’li yıllarda güç kazanmaya başlayan futbol ekonomisinin ilk “homo economicus”u Fenerbahçe’de de bir dönem top koşturan ünlü Fransız oyuncu, Nicholas Anelka’ydı. Anelka, çok genç yaşta şöhretin basamaklarını tırmanmaya başlamış, en büyük klüplerde boy göstermişti.
Şöhret artışıyla cebe giren para, doğru orantılıdır. Bu gerçeğin ışığında Paris’in en kötü banliyölerinden biri olan Les Trappes’tan edinilen kültür ile küçük yaşta büyük servet edinme olgusunu bir araya koyarsanız, Anelka’nın psikolojik tablosunu çizmeniz pek de zor olmayacaktır. Futbolun bu yeni oyuncu modeli, yükselen grafiğini çok erken terk etmiştir. Arsenal’de hocasına küfür etmiş, kendisini Fransız milli takımından daha üstün görmüş ve şımarıklıkları, popülaritesinin dolayısıyla kariyerinin dibe vurmasına sebep olmuştur. Anelka, eski koltuğuna bir daha oturamayacaktır çünkü futbolun simsarları onun yerine çoktan daha uygun bir aday bulmuşlardır.
Aslında her zaman ünlü bir oyuncu olan David Beckham, sansasyonel eşi, yumuşak karakteri, yakışıklı yüzü ve dünyanın en büyük kulübüne transferi ile tam da aranılan yeni “homo economicus” modeliydi. O da kendine biçilen bu yeni kimliğin hakkını, en iyi şekilde verdi. Dünyanın büyük uluslararası firmalarıyla, önemli sponsorluk anlaşmaları imzaladı. Oyuncudan çok, bir artistti ve her zaman özel hayatıyla ön planda oldu. Adına Hindistan’da film bile çekilen Beckham, geçtiğimiz ay LA Galaxy takımının beş yıllık transfer teklifine olumlu yanıt verdiğini söyledi. Ücret mi? 250 milyon Dolar… Bir başka açıdan bakarsak Beckham, Hollywood’da Fenerbahçe’li Alex’in belki de takımdan kopmasına sebep olacak rakamı üç haftada kazanıyor olacak.
Beckham’ın oynayacağı bir reklam filmi için,  izin gününde uçaklar dolusu ekip geçtiğimiz ay Madrid’e gitmiş, sekiz saatte reklam filmi çekmiş. Filmde Beckham bir kelime bile konuşmuyor. Sadece “eyvallah” hareketi yapıyor. Futbol dünyasının “homo economicus” u olmak böyle bir şey olsa gerek.
Futbolun geldiği nokta, şaşırtıcı… Popülerleşen bu spor, aslında gittikçe halktan uzaklaşıyor artık. Sektör, insanları daha çok tüketmeye itiyor. Kulüpler, statlarına paralı seyircilerin gelmesini istiyor. Bu yüzden, mümkün olduğunca çok kombine bilet satmaya çalışıyor. Hatta Beşiktaş ve Chelsea gibi kulüpler, işi tamamen ticarete döküp en büyük taraftar gruplarını bile kombine bilet uğruna dağıtmayı göze alabiliyor. Futbol simsarlarının yarattığı idoller, oyunlarından çok karizmalarıyla anılıyorlar. Medya hakları için savaşlar çıkıyor…
Futbol nereye gidiyor? En iyisi Beckham’a sormak sanırım…