Merakli insanlar ne güzel

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
9 Ocak 2008 Çarşamba
Onbeş gün önce e-postama Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden ‘Yayınlar mısınız?’ başlıklı bir yazı geldi. Daha önce yazamadığım için üzgünüm. “Kulak, Burun, Boğaz Ana Bilim Dalı olarak 12 yaş altı işitme problemli, maddi durumu  kötü, hiçbir sağlık güvencesi olmayan fakir çocukların tüm tedavisi ve kullandıkları işitme cihazını ücretsiz karşılayacağız. Çevrenizde bu tür çocuklar varsa lütfen telefonumu verin.”
Sema ONAY / İ.Ü. Rektör Asist._ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
Yurt içi Yayın Koordinatörü
Cep Tel: 0543 291 65 65
            0532 504 02 22
İnsani duyguların hala var olması ne güzel…
*
Ortadoğu’da yaşanan sıcak savaş, kısa süre de olsa, e-postalarımızı ‘hararet’li bir yazı yağmuruna tuttu. Cahil/cühela hakaret içeren yazıları kayda değer görmediğimiz gibi, tehdit unsuru taşıyanlar hakkında da hukuki işlemler başlattık. Ne de olsa, biz de bu vatanın bir evladıyız. Adalet herkes için geçerlidir. Bu bağlamda kişisel postama gelen bir yazı çöldeki vaha kadar içimi aydınlattı.
“Bendeniz Almanya’da hukuk masterini  yapmakta olan bir Türk genciyim. Bugün gazetenizi keşfettim ve inanın çok sevindim. Hala buradasınız ve bir rengin parçasısınız. Sizlerin varlığı ile bu topraklar bir başka güzel, bir başka renkli…
Size başarılar diliyorum
Av. V.A.”
İnsanların geniş bakış açılı, önyargısız olmaları ne güzel…
*
Zaten sıcak geçmekte olan Ağustos ayında, Aya İrini ünlü şef/piyanist Barenboim ve Doğu-Batı Divanı Orkestrası’nı konuk etti.  Geçen sene aynı dönemde trajik anlar yaşadığım bir dinleti sonrasında, bir daha aynı yanılgıya düşmemeye kararlıydım. İKSV yetkilileri bu dönemde Aya İrini’nin bir konser mekanından ziyade bir saunaya dönüştüğünü bilirler. Niye aynı yanlışı tekrarladılar?
Bir zamanlar  açık olan pencereleri ne akla hizmet ise camla örtüldü. Milliyet Pazar’da (20 Ağustos) konserle ilgili genel bir yorum yapan Prof. İlber Ortaylı: “Büyülenerek izlediğimiz konser dolayısıyla Aya İrini’nin içinde üç saat boyunca niye terledik? Herhalde Bizanslı mimarın veya dünya dahisi Sinan’ın hatasından değil. Bizim restoratörlerin 1970’li yılarda eski eserleri beyaz çimentoyla tamir etmelerinden dolayı meydana gelen bir aksaklık…
Öte yanda, Rubi Asa, sanat sayfasındaki yazısında, Barenboim’un şu sözlerini vurguluyor: “Dünyada, iki tür insan vardır: sadece kendileri gibi düşünenlerle konuşmaktan hoşlanan, kendini ancak böyle güvende hisseden insanlar. Bir de değişik görüşleri öğrenmeye meraklı insanlar.”
Barenboim Konseri 16 Ağustos’ta gerçekleşti. Ertesi gece konseri CNN Türk’de izledik. Muhteşemdi. Barenboim’un Avrupa turnesinde yayınladığı bildirgenin  ne olduğunu bilmeden, daha doğrusu böyle bir bildirgenin varlığından bile haberi olmayıp, ‘protest’ takılan toplum bireylerimiz sanırım Barenboim’un “birinci tür” diye tanımladıklarıdır.
Korkmak ayıp değil ki, söyleyebilmek ne güzel…