Ferrari`mi henüz satamadim

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
9 Ocak 2008 Çarşamba
‘Unuttum’. ‘Çıldırıcam (çıldıracağım) Adı bir türlü aklıma gelmiyor.’ ‘Dilimin ucunda’ desem, hiç değil. Bu sahne bende giderek sıklaşmaya başladı. Şaka gibi görünse de, konu insanı iyice geriyor. Neyse ki, öğlen yemeğinde sohbet ederken benzer bir olay yaşandı. Üç kişi bir ismi hatırlayamadık. Birisi ‘Menahem’ dedi, öbürü Muharrem anladı ve sonunda ses vurgusundan doğru ismi çıkardık. Ne sevindim bilemezsiniz. Unutan bir tek ben değilim. Ama, tabii isimleri hatırlamak için de sokakta üç kişi dolaşacak değiliz...
Unutkanlık çağımız hastalıklarından biri. Artık yaşla filan ilgisi kalmadı. Yedi günü sekiz günmüşçesine yaşarsak, olacağı bu. Zihnimin bazen lüzumsuz bir ‘databank’ haline dönüştüğünü hissediyorum. Bazı numaraları silmek lazım. ‘Kafandakileri boşalt biraz’ deniyor. Doğrusu, benim için kafamı boşaltmanın en güzel yolu tatil yapmaktır. Bu konuda da AB standartlarını yakalamış değiliz. Avrupalı vatandaş bir yıl öncesinden yapacağı tatilin tarihlerini bilir. Biz nerdee...
Bilmece çözmenin unutkanlığa iyi geldiği söylenir. Bu da geçerliliğini yitirdi. Aynı gazetelerin aynı tip bulmacalarını çöze çöze onlara da alıştım. Genç bir meslekdaşım: ‘Kendine yeni bir uğraş edinmelisin’ diye öğütledi. Aradım, buldum ve paylaşıyorum.
                                                           * * *
Yazar/eğitim görevlisi dostumuz Mario Levi, Moda’daki ‘Mim Sanat Merkezi’nde “yazı yaratımı” dersleri vermeye başladı. ‘Aslında bunlar ders değil, birer sohbet. Kendinizi daha iyi anlatabilmenize ve anlayabilmenize olanak taşıyacak birer sohbet’. Mario Levi’ye göre, öncelikle o iç yolculuğunun kapanmış gibi görünen kapılarının aralanması. Çünkü kapılar açıldıkça herkes kendi yolunu bulabiliyor...
‘Yazı yaratma’ atölyesinde M. Levi’den öğrenebileceğim çok ‘açık kapı’ var. Zaten, o, ‘yazma sanatı’nı anlatırken, ben ondan ‘konuşma sanatı’nı öğrenirim.
Elden ele dolaşan Robin Sharma’nın ‘Ferrari’sini Satan Bilge’ adlı kitabını ben de okudum. Hani iç huzurunu bulmak için Hindistan’a giden ünlü avukatın öyküsü... Nedense, çoğumuz kolay ulaşabileceğimiz mutlulukları bir türlü görmeyiz. Örneğin, Hindistan bir yana, Moda’ya gitmeyi deneyebiliriz.
                                                               * * *
Yaz aylarından stokta bulundurduğum güneş enerjisi kış saati uygulamasıyla, yavaş yavaş kendini tüketecek. Şimdilik, Hindistan’a gitmeyeceğim kesin; Mim Sanat Merkezi ise kesin değil. Dolayısıyla yeni felsefeleri daha küçük adımlarla edinmeye karar verdim. Şimdilik evden iş yerine yolumu uzatıp, yeşili bol olan sokaklardan yürüyüp, derin nefesler alıyorum. Mutluyum, huzurluyum. En azından günü yarılayana kadar!
                                                               * * *
Yaşı, Cumhuriyet’in kuruluşu ile bir olan Şalom’un eski Yazı İşleri Müdürü Salamon Bicerano- Bici, 29 Ekim’de sizi bir kez daha doğum günü pastanız olmadan sevgiyle anacağız.