2 doz Sinovac + 1 doz Biontech=?

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
7 Temmuz 2021 Çarşamba

Bu hafta şikâyet yok, tam tersine itiraf var…

Cep telefonunu henüz kullanmaya başladığım dönemlerde, hem bir yeniliğin getirdiği sevinci hem de uyum sağlamanın sıkıntısını yaşadım.

Bir gün arkadaşımla cep telefonuyla ilgili sohbet ederken, “Boşuna gençlerden yardım bekleme. Ya vakitleri yoktur, ya da acil işleri vardır. Hepimiz deneme/yanılma yöntemiyle öğreniyoruz” dedi. Öyle de yaptım. Ancak teknoloji hep benden birkaç adım öndeydi. Her telefon değiştirdiğimde benzer sorunlarla karşılaşıyordum. Her seferinde deneme/yanılma devreye giriyordu. ‘Deneme’ kısmı iyiydi, ancak ‘yanılma’ya dalgınlık da eklenince, sonuç biraz sıkıntılı oluyordu. Bir keresinde, baş sağlığı dilerken, istem dışı nazar boncuğu emojisini eklemem pek hoş olmamıştı. Nadir de olsa internet üzerinden alışveriş yaptığım bir gün ‘ödendi’ bilgilerini tüm ayrıntılarıyla yanlış yönlendirerek Instagram’da herkesin görebileceği şekilde paylaştım. Neyse ki arkadaşlar fark edip uyarınca hemen sildim.

Bir üst model almak için telefon konusunda bilgisine güvendiğim tanıdığa danıştığımda beklemediğim bir yanıt aldım. “Neden yeni telefon istiyorsun? Elindekinin verileri yeterli gelmiyor mu?”

Doğrusu yeterliden öte, fazla bile geliyor. Böylelikle yeni bir ‘deneme/yanılma’ prosedürü ileri bir tarihe atıldı. Tüketim mekanizması da gereksiz yere devreye girmemiş oldu.

***

Sabahları erken saatte gazete okuma alışkanlığını yitirdim. Çayımı içerken, iki WhatsApp grubuna bakmam yeterli. Haberler, linkleriyle birlikte okunmayı bekliyor! Nitekim Büyükada’da gerek hastane, gerekse sağlık ocağından randevusuz aşı -hem de Biontech- yapılacağını, bu gruplardan öğrendim. Hemen ertesi gün, mesai saati sekizde başlayan hastaneye vaktinden önce gittik. Böylelikle kat görevlisinin dağıtmaya başladığı sıra numaralarını bir an evvel aldık. Koridorlar yavaş yavaş dolmaya başlayınca, sesler uğultuya dönüştüğünden hemşirelerin, “Otuz numaradan sonrakiler, burada bekleme yapmasınlar” çağrısı zar zor duyuldu.

Uzun süre, korunma amaçlı, evde kapanmaya alışmışken, onca insanın arasına karışmak, “Aşılanmaya geldim, ama COVID-19’a burada yakalanacağım” endişesi ile açık havada beklemeyi yeğledim. Avluda uzun süredir görmediğim tanıdıklarla selamlaşırken, yüksek sesle sohbet edenler sayesinde, bir an için kendimi ‘Judeo-Espanyol Konferansı’nda zannettim.

Aşılanıp on beş dakika dinlendikten sonra ailece eve döndük.

Ülkemizde ‘günde bir milyon aşı kampanyası’ başarılı bir şekilde sürdürülüyor. Herkese şifa olsun.

***

1 Temmuz itibarıyla, ‘Çalsın sazlar, oynasın kızlar…’ dönemine hızlı bir geçiş oldu. Sahil lokantalarında burun buruna göbek havaları, kaldığı yerden devam etti. Ege’de ve güneyde sezonluk ev, otel fiyatları tavan yaptı. Kimileri için maske, kola takılan bir aksesuara dönüştü. Normal yaşama dönmek elbette her açıdan yararlı. Onca zaman kapalı kalan iş yerlerinin çalışmaya başlaması, ekonomi çarkının dönmesi şart. Ancak tedbiri elden bırakmamak da, madalyonun diğer yüzü. Varyantlar hala yolda.

***

Marmara’da yaşayanlar kedinin ciğere ‘pıstt’ demesi misali, denize şimdilik (!) karşıdan bakıyor. Kim bilir beki de kimyasal atıklardan, müsilaj için bir aşı icat ederler…

Sağlıkla kalın.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün