Gülerken düşünmek

Joelle PİNTO Köşe Yazısı
26 Şubat 2020 Çarşamba

Gülerken gülmeyi, düşünürken de düşünmeyi tercih eden biriyim. “Gülerken düşünme” dayatması, koronavirüs, yangınlar, depremler, uçak kazaları, ölümler, şehitler, fırlayan dövizlerle başlayan bu yılda beni yoruyor. İstanbullular için artık bir lükse giren boş zamanlarda, gülerken düşünmeme lüksünü de hak ettiğimizi düşünüyorum. Çocukluğumuzda seyrettiğimiz Levent Kırca’nın ‘Olacak o Kadar’ programı gibi güldürürken eleştiren, öğreten ve düşündüren programlar, artık bana uymuyor. Seyrettiğim program veya dizi beni sadece güldürsün istiyorum.  Bu, sadece 25 dakikalık sitcom’lar seyrediyorum anlamına gelmiyor tabii; güzel konulu filmler, dramlar, gerçek hayattan uyarlanmış filmler, tiyatrolar da izliyor, çeşitli konularda kitaplar okuyorum. Nasıl ki bir gazete okuduğunuzda amaç güncel olaylar hakkında bilgilenmek, siyaset, kültür, sanat, spor hatta burcunuz hakkında gündemi yakalamak ise bir komedi filminde de amaç güldürmek olmalı…

↔↔↔

Yine ‘gülerken gülme’ yani sadece gülmek istediğim bir gün, Gupse Özay’ın kaleme aldığı ve başrollerinden birini oynadığı ‘Eltilerin Savaşı’ adındaki filmine gittim.  Filmin konusu farklı tarzlarda iki elti olan Sultan ve Gizem’in ufak ve komik rekabetinin, boyutlarının ne kadar büyüyebileceğini ve hem kendilerine hem de çevresine zarar verebileceğini anlatıyor. Tabii tahmin edilebileceği gibi sonunda tatlıya bağlanıyor ve sinema salonundan gülümseme ile ayrılabiliyorsunuz.  Başrolleri paylaşan Gupse Özay daha geleneksel ve gösteriş meraklısı bir gelini başarıyla canlandırırken, modern, kendi ayakları üzerine basmak isteyen, mütevazı gelin rolündeki Merve Dizdar da en az onun kadar başarılı. Özay’ın Sultan karakteri bana ilk anda ‘Görümce’ filmindeki karakterini anımsatsa da, hem senaryo, hem de Özay ve Dizdar’ın tatlı çekişmesi ve mimikleri izleyiciyi güldürmeyi başarıyor. 

↔↔↔

Elti savaşlarının sadece ülkemize has bir problem olduğunu sanmıyorum zira yılın başından beri felaket haberlerinin yanı sıra, gündemden düşmeyen haberlerden biri de Prens Harry ve Prens William’ın eşleri Kate ve Meghan’ın arasındaki çekişmeler. “Düşeslerin savaşı” kelimesi, “eltilerin savaşı” kelimesinden daha havalı dursa da, kültürel ve sosyoekonomik farklılıkların yanı sıra ana fikir aynı.  Tüm eltilerin savaşında, aslında eltilerin en sevdikleri insan yani kocaları, yani kardeşler en büyük zararı görüyor. Bu geleneksel Türk ailelerinde de, kraliyet ailelerinde de aynı. Elitlerin ve eltilerin savaşı… Eltilerin Savaşı filmine dönersek; çıkarılacak en büyük derste bu; karşımızdakine sevgiyle değil egoyla yaklaştığımızda, yardım etmek yerine mahcup ettiğimizde, sonunda biz de zarar görüyoruz. Film bu mesajı filmin sonlarına doğru ve güldürmeyi bölmeden vermeyi başarsa da, gerçek hayatta eltilerin bitmeyen savaşları kraliyet ailelerine kadar yansıyor. Aslında her film, komedi filmleri bile insanları düşündürüyor. Bir gözüne soka soka düşündürmek ve gülmeyi insana haram etmek var, bir de gerçekten gülerek izlediğiniz bir film veya diziden ders çıkarmak. Farkı da burada…

 

 

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün