2018’de kalsın…

Joelle PİNTO Köşe Yazısı
3 Ocak 2019 Perşembe

Yıl değişimleri en vurdumduymaz olanlarımızı bile birkaç dakikalığına içine dönmeye teşvik eder. Tıpkı gün sonunda alınan bir Z raporu gibi, yılsonunda geçen senesini düşünmeye başlar insan ister istemez.  Bir önceki seneyi farkındalıkla değerlendirmek, bizi aşağı çeken bazı kişi ve olayları bir önceki senede bırakmak (eğer becerebilecek kadar güçlü isek) önümüzdeki 365 gün için gerçekçi bir umuttur; çünkü maalesef her sene iyisiyle kötüsüyle bir akış.  Yine de Pollyanna kıvamına kaçmadan pozitif olmak, gülümsemek, kendimizi geliştirici hedefler koymak daha mutlu bir 365 gün için faydalı.

 

Bazen kontrolünüz dışında 2018’de bırakmak zorunda olduklarınız olabilir; sevdiğiniz bir kişinin ani ölümüyle çocukluğunuzun da bir parçasını geçmiş yılda bırakırsınız mesela. Ya da yine kontrolünüz dışında gelişen bir ekonomik krizle bazı projeleri, işleri, seyahatleri kâğıt üstünde bırakabilir veya ertelemek zorunda kalabilirsiniz. Bunların çoğu kontrolünüz dışındadır. Bir de sizin değiştirebileceğiniz bazı alışkanlıklar vardır ki, işte onları geride bırakmak, kalıplaşmış ‘sağlıklı ve mutlu bir yeni yıl’ a sizi birkaç adım yakınlaştırır. Benim listemde ilk sırada beni üzen insanları 2018’de bırakmak var.  Bence bu çoğumuzun ‘2018’de kalsın’ listesinde bulunması gereken bir madde. Sizi üzen kişi her kimse arkadaş veya sevgili, onu 2018’de bırakın çünkü bazen her şeyi doğru yapsanız da, sevginiz, vaktiniz ve emeğiniz o kişiler için yeterli olmayacak, nereden geldiğini anlamadan tekrar tekrar üzülebileceksiniz. O yüzden yılların emeği, alışkanlık veya ‘düzelir’ gibi düşüncelerle kendinizi kandırmayın.  Onları 2018’de bırakın. 

2018’de kalsın dediğim olaylardan biri ise değişmeyen yaz/kış saati. Ancak maalesef benim kontrolüm dışında. Alarmım çalmadan kalkıp sabah kahvesi içecek zamanım olduğu sabahlar, karanlıkta okul servisine binen çocukları görünce içim cızlıyor.  Gece karanlığında okula gitmenin mutsuzluğunu düşünemiyorum bile. Umarım bu gereksiz saat uygulaması da geçtiğimiz yılda kalır.

Ah şu kilolar! 2018’de kalması gereken en sağlıksız maddelerden biri de onlar. Hem kendim için, hem de çoğumuz için geçerli. Bazılarımız için 7, bazılarımız için 2, bazılarımız için de 12 kilo geride kalmalı. Olabilir ve olacak, ancak sadece hareket etmek yetmiyor. Maalesef çok düzgün yemeden bu iş olmuyor. 

2018’de kalmasını en çok istediğim madde trafik. Hepimizin saatlerini, hatta ucu ucuna konduğunda günlerini harcadığı trafik… Maalesef o da kontrolümüzün dışında. Kendi adıma atabileceğim birkaç adım, belki metroyla gidebileceğim yerler olunca biraz daha sık metro kullanmak veya yürüyerek gidilebilecek yerlere yürümek olabilir. Ancak en azından İstanbul’da oturanlarımız için, yürüyerek ulaşabileceğimiz yer sayısı sınırlı. 

Sosyal medyada geçirilen aşırı zaman… Hepimiz için geçerli.  Geçen seneden biraz aşama kaydettiğimi düşünüyorum. Facebook’a günlerce bakmadığım oluyor ancak WhatsApp gruplarındaki aşırı yazışmalarla galiba yine arayı kapattım. Sanal zaman kaybını 2018’de bırakamayız maalesef, artık akıllı telefonlar hayatımızın bir paçası. Belki günün bazı saatlerinde sanal detoksa başlayabiliriz, bir fikir…

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün