Şelah Leha - TSİTSiT

Rav İzak ALALUF Köşe Yazısı
6 Haziran 2018 Çarşamba

Şelah Leha peraşası öncülerin kutsal topraklara yaptığı seyahat ile bilinir. Onların seyahati, sebep oldukları yanlışlar ve bunun sonuçlarını işlerken peraşanın sonunda tsitsit mitsvasının konu edildiğini görürüz. Bu mitsva Tanrı’nın “yap” dediği mitsvalar gurubundadır. Dört köşeli bir giysimiz olduğunda buna mutlaka tsitsit takma zorunluluğu vardır. Köşelere tsitsit takma aslında mitsvanın kelime anlamı olan ‘uzatma’ anlamını da göstermektedir. Günümüzde çok fazla dört köşeli kıyafetler yoktur. Ancak kendimizi tsitsit takmaya zorunlu kılmak için sabah dualarında talit giyeriz. Aynı zamanda içimize giydiğimiz talit katan da bu mitsvayı yapmamız için bizlere fırsat vermektedir. Bu mitsvayı yerine getirmeyen bir kişi olumsuz bir şey yapmaz. Ama bilgeler eline gelen mitsva yapma fırsatını değerlendirmediği için Gemara’nın öğretisine göre kişinin Tanrısal öfke anında sorumlu tutulacağını öğretmektedirler. Talit katan Şulhan Aruh’a göre dışarıda giyilmesi gerekirken Sefarad cemaatleri Kabala’nın öğretisini izleyerek bunu içlerine giyerler.

Tsitsit mitsvasının Şabat’ı ihlal eden kişinin anlatıldığı peraşanın hemen ardından gelmesi de bir tesadüf değildir. Tsitsit bizlere altı yüz on üç mitsvanın hatırlatıcısıdır. Kelime olarak tsitsit altı yüz sayısını vermektedir. Buna sekiz iplik ve beş düğüm de eklediğimizde mitsva sayısını elde ederiz. Tsitsit bizler için bir anımsatıcıdır. Şabat’ı ihlal eden kişi bu mitsvayı yerine getirmediği için bu yanlışa düşmüştür diyen bilgeler tsitsit mitsvasının önemine gönderme yapmaktadırlar.

Elbette mitsvaları hatırlamak için önce onları öğrenmek gerekir. Dubno Magid’i bir adamın öyküsüne yer vererek bunu anlatmaya çalışır. Gittiği büyük bir ziyafette adam elinde bir çan tutan birini fark eder. Adam çanı her çaldığında içeriye yemekler servis edilmektedir. Bunu kendi evinde uygulayabileceğini düşünen adam eve giderken bir çan alır ve bunu eşine uygular. Bilgeler bilmeden böyle bir şeyin olmayacağını vurgularlar ve hatırlatıcı olması için önce öğrenim ve hazırlık gerektiğine işaret ederler.

Büyük bilge Arizal “or makif” dediği kıyafetlerin etrafını saran bir ışıktan söz eder. Kıyafetlerde kutsallık vardır çünkü onlar bizleri örtmektedirler. Kıyafetlerin yaydığı ışık sayesinde tuma bizlere sokulamaz. Kıyafetler içinde en güçlü ışığı yayan da Tsitsit’tir. Pasuk “ote or kasalma” derken kişinin kendisini kıyafetlerin ışığı ile kapladığını anlatır.

Alaha’ya göre iki kıyafetin birden giyilmesi mümkün değildir. Yani kişi palto ve ceketini birlikte giyip çıkarmamalıdır. Bir görüş insanı tembelliğe itmesini engellemek amacını öğretir. Arizal’e göre ise birlikte giyilen kıyafet diğer giysinin ışığını hapseder ve tuma dediğimiz safsızlıkların yaklaşmasına fırsat verir. Bu da kişinin Tora bilgisini unutmasına neden olabilir.

1793 ile 1876 yılları arasında yaşayan bilge Sanz’lı Hayim Halberstam günün birinde bir gelin için para toplamaktadır. Aşağı yukarı bütün para toplanmıştır ama üzerlerine atılacak talit parası eksiktir. O zamanlarda yaşayan ama mitsvalarla çok da ilgisi olmayan bir adam bunu üstlenir ve damada iyi bir talit hediye eder. Adam vefat edince Rabi Hayim cenazesine katılır. Mezarlık girişinde büyük bir rabinin etraftakileri uzaklaştıran bir işaret yaptığını gören Rabi Hayim bunun nedenini sorar. Diğeri cenazesi yapılan kişinin zamanında büyük bir zehut yaptığını ve kendisinin de ona muhatap olmak isteyen olumsuz güçleri uzaklaştırmaya çalıştığını söyler. Talit satın alan kişi bu kadar büyük bir zehut kazanıyorsa bunu kullanan kişinin zehutunu tahmin etmek kolay olmayacaktır.

Arizal en büyük günahlardan biri olan öfkenin kontrolü için öfkelenen kişinin tsitsit bulunan köşeyi tutması gerektiğini söyler. Öfke anlamına gelen ‘laas’ sözcüğü ile köşe anlamına gelen ‘kanaf’ sözcüğünün sayısal değerleri aynıdır. Yosef babasına Mısır’a gelmesi için kardeşleriyle haber gönderdiğinde, “al tirgezu badareh – yolda öfkelenmeyin” demiştir. Bu ifade ile dört tsitsit anlamına gelen “arba tsitsit” ifadesi aynı sayısal değere sahiptir. Bunu bizlere öğreten Rabi Hayim Palaçi öfke kontrolünde tsitsitin önemini bir kez daha vurgular.