Alikobeni ziyaretleri

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
1 Şubat 2017 Çarşamba

 

Bu kış hava mı çok soğuk, yoksa apartmanımızın hayli ilginç kalorifer sistemi mi arızalı bilmiyorum. Ama sonuç olarak evde çok üşüyoruz. Sabah kalktığımda ilk iş Blanşika’nın ördüğü şalı omuzlarıma atıyorum. Kahvaltı günün en özel saati. Çayımı içmeden kimseyle sohbete girişmem. Geçmiş zamanda gazeteye göz atardım. Şimdi ise cep telefonumu elime alıyorum.

Geçen gün ekranda okuduğum ilk iki e-posta özetle şöyleydi: Bir bankadan gelen ‘güvenliğiniz için banka personeli dâhil kimse ile ve hiçbir işlem için sizi arayanlarla şifrenizi paylaşmayınız’. İkinci mail polis kaynaklıydı. ‘telefonda kendisini polis, savcı, asker olarak tanıtıp, adınız veya banka hesabınız terör örgütüne karıştı diyerek para veya altın isteyenlere inanmayın…’

Bakar mısınız haberlerin içeriğine? Okumadan geçmek de istemedim. Zira benzer olaylar yakın çevremde, kendini bilen birkaç kişinin başına gelmişti.

Cep telefonlarıyla dünya parmağımızın ucunda. Amaç her zaman öğrenmek değil, herkesten önce haber almak. O hale geldik. Telefonu evde unuttuğumuzu fark ettiğimizde yaşanan panik, neredeyse dram niteliğinde. Sıradan bir kullanıcı olarak akşam saatlerine elimde telefonla nasıl bir hareket yaptıysam, ekrana baktığımda ‘WhatsApp’ın kaybolduğunu gördüm. Nasıl bir hayal kırıklığı, daha doğrusu kızgınlık yaşadım, anlatamam. Kimden yardım alabilirim diye düşündüm. Kapı komşum çok sevecen bir gençtir. Uygun saatlerde eve gelir. Bu gece geç geleceği tuttu. Kapı görevlimiz kaloriferden anlamaz ama bilgisayar konusunda neredeyse uzmandır. Gecenin bir vakti de telefon için kapısı vurulmaz. Yapacak bir şey yoktu, sabahı bekleyecektim. Böylelikle cep telefonuyla konuşmanın yanı sıra en çok ‘WhatsApp’ gruplarımın bağımlısı olduğumu fark ettim.

***

Çocukluğumda anneannemle aynı apartmanda altlı üstlü otururduk. Kardeşimle ne zaman kavga etsek ya da aşırı bir yaramazlık yapsak, annem elimden tutar, “Gramami’ye git sana biraz ‘alikobeni’ versin” derdi. Ben de saf saf alt kata inerdim. Alikobeni ziyaretleri uzun yıllar devam etti. Bu sihirli sözcüğün ‘alı-koy-beni’ olduğunu öğrendiğimde bir hayli büyümüştüm. Hâlâ düşündüğümde yüzümde bir gülümseme belirir.

Şimdiki çocukları gördüğümde, değil ‘alikobeni’ye inanmak, kaybettiğim ‘WhatsApp’ı  bile saniyesinde bulurlar…