Holokost Döneminde Yahudileri kurtaran Müslüman kahramanlar: SARAYBOSNA VE BELARUS

Saraybosnalı Roza ve Zakira ile Belaruslu Fatima ile kızı Aysha´nın ´Uluslararası Dürüst´ unvanına layık görülmelerinin öyküsü.

Sara YANAROCAK Kavram
30 Aralık 2020 Çarşamba

Saraybosna: Roza Sober-Dragoje ve Zekira Besrevic

Nisan 1941’de Almanya’nın Yugoslavya’yı işgali arifesinde, Müslüman iki genç kadın, Saraybosna’da, Yahudi Mordo Albahari’nin kuaför salonunda çalışan iki elemandı. Patronun yeğeni olan Yahudi genç kız Gracija Kamhi (daha sonra Dzamonja) de bu salonunda çıraklık yapmaktaydı.

Hırvatistan’ın bağımsız devletindeki ‘Ustasa’ rejimi uyarınca Yahudilere, Sırplara ve Çingenelere acımasızca zulmedildi. Yahudilerin durumu her gün daha kötü hale geldi, yeni düzenlemeler sürekli olarak yasal ve ekonomik durumlarını baltaladı. Giysilerine sarı yıldızlar diktirdiler, zorunlu çalışmaya başladılar ve aşağılanmalara maruz kaldılar. Bunu kamplara yapılan sürgünler takip etti. Bunlar Hırvatistan’daki Djakovo, Lobograd ve hepsinin en kötüsü olan Jasenovac kamplarıydı.

Bir gece evlerine yapılan bir baskınla Kamhi Ailesi tutuklandı. Sadece Gracija ve dayısı Mordo Albahari, çok büyük olan evlerinin bir köşesinde saklanarak tutuklanmaktan kurtuldular. O gece ‘aktion’ olduğunu öğrenen Roza ve Zekira, belki yardımcı olabilirler düşüncesi ile Albaharilerin evine koştular. Gracija’nın ailesinin götürüldüğünü gördüler, ancak Gracija’nın annesi onlara gizlice “Saklandılar” diye fısıldadı. İki genç kadın, Ustasa birimi ayrılıncaya kadar bekledi, sonra Gracija ve dayısını evlerine götürmek için üst kata çıktılar.

Zekira, vatandaşların Yahudilerin işyerlerini ele geçirmelerini sağlayan kanuni ilanları okuyunca, Albahari’ye başvurarak kuaför salonunun işletmesini kendisi ile Roza’ya vermesini istedi. Mordo bu teklifi kabul edince, hükümete başvurarak kuaför salonunu sahiplenip işletmeye başladılar. Dükkân yeniden açıldıktan sonra, Mordo ve yeğeni Gracija’yı gizlice dükkâna getirip, arkadaki bir odada saklamaya başladılar. Gündüz arka odaya yemeklerini götürüyorlardı. Gece ise dükkânın kepenkleri kapandıktan sonra, dayı yeğen ortaya çıkıp özgür olabiliyorlardı. Bu düzenleme, Mordo Albahari ve yeğeninin İtalyan işgali altındaki Mostar’a taşınmasına izin veren kanunun çıkıp ikilinin gizlice Mostar’a gidişine kadar devam etti. İlk kaçma girişimleri başarısız oldu ve dükkâna geri döndüler ama ikinci girişimlerinde Mostar’a varabildiler. Mostar’dan Gracija’nın annesi ve on yaşındaki kardeşi için sahte belgeler gönderdiler. Hepsi birlikte İtalyan kontrolü altındaki Rab Adasına ulaştılar. Eylül 1943’te bu bölgedeki Alman işgali sonrasında, Tito’nun partizanlarına katıldılar.

Gracija, 1990’ların sonunda, “Roza Sober-Dragoje hepimizi kurtarmak için mümkün olan her şeyi yaptı” dedi. Gracija, partizanlara katıldığı zaman dağlarda birlikte savaştığı erkek arkadaşı ile daha sonra evlendi. Bu Yahudi delikanlı da Roza Sober-Dragoje’nin yardımıyla Saraybosna’dan kaçmıştı.

28 Mayıs 2000’de Holokost Müzesi Yad Vaşem, Roza Sober-Dragoje ve Zekira Besrevic’i ‘Uluslararası Dürüst’ unvanı ile onurlandırıldı.

 

Belarus: Fatima Kanapatskaiya ve kızı Aysha (Anna) Tromifova-Kanapatskaiya

Bir gün Kanapatskaiya’ların evine beklenmedik bir ‘misafir’ geldi. Fatima Kanapatskaiya ve kızı Aysha, Tatar kökenli Müslümanlardı. Minsk’te yaşıyorlardı. Eve gelen misafir, Fatima’nın arkadaşı Fruma’nın kocası İsrael Davidson’du.

Minsk, Haziran 1941 sonunda, Sovyetler Birliğine yapılan Alman saldırısından kısa bir sonra işgal edildi. Yahudilerin öldürülmesi 8 Temmuz’da başladı ve 20 Temmuz’da, Minsk Yahudileri ve çevrede yaşayanlar, bir gettoya kapatıldı. İsrael ve Fruma Davidson ile çocukları, Rachel, Mira ve Vladimir de gettodaydılar. İsrael Davidson gettodan Drodzy Kampına nakledildi. Oradan kaçmayı başardı, yaralı ve sakat olmasına rağmen, savaş öncesi yakın arkadaşları olan Kanapatskaiya’ların evine gitti. Onu içeri aldılar, birkaç hafta boyunca onu korudular ve iyileşene kadar yaralarını tedavi ettiler. Ailesini yalnız bırakmak istemeyen İsrael gettoya geri döndü. Ancak 1942’de gettodaki bir katliam operasyonundan sonra, yeniden Fatima’nın evine sığınma kararı aldı. Fatima, ormanda bir kulübede, onun için daha kalıcı bir yer sağladı. Hem Fatima, hem de kızı Aysha, İsrael’le ilgileniyorlardı. Birkaç zaman sonra ormandaki barınak keşfedildi, İsrael şans eseri kaçabildi ve yine Fatima’lara sığındı. Bu süre zarfında, İsrael’in kızı Rachel, arada bir gettodan gizlice kaçıp babasını görmeye geliyordu. Fatima kızın evine her gelişinde ona, gettoya götürmesi için yiyecek dolu sepetler veriyordu.

1943 yılının haziran ayında Minsk Gettosu tamamen tasfiye edilirken, Fruma Davidson ile üç çocuğu oradan kaçmayı başardılar ve onlar da Fatimaların evine sığındı. Bütün aile bir gün orada saklandıktan sonra, partizanların kontrolündeki bir bölgeye kaçtılar. Ormanda, Shalom Zorin’in emri altındaki partizan ünitesine katıldılar. Kızıl Ordu 1944 yazında bölgeyi kurtardı.

Savaştan sonra kurtulanlar Minsk’e döndü. Rachel orada tıp okudu ve İwje’deki katliamdan kurtulan bir başka tıp öğrencisi ile evlendi. Fatima ve Aysha ile dostça ilişkilerini sürdürdüler, o sıralarda onlara maddi yardımda bulundular. 1958 yılında Dr. Rachel Davidson Shmielowitch ve ailesi İsrail’e göç etti. İki aile arasındaki yazışma 1967 yılına kadar devam etti ve ardından temas kesildi. Fatima 1985 yılında vefat etti, bir süre sonra Aysha evlendi ve başka bir mahalleye taşındı. Minsk ve İsrail’de, hem kurtarıcılar, hem de kurtulanlar hikâyeyi çocuklarına anlatmışlardı, ancak iki aile temaslarını kaybetmişlerdi.

2003 yılında, Minsk’te yayınlanan bir Yahudi gazetesinden bir makale, Yad Vaşem’e gönderildi. Makalenin yazarı, Aysha’nın, annesinin kurtardığı Yahudi ailesinden bahsettiğini ve bu yüzden kendisinin de bu makaleyi yazdığını anlatıyordu. ‘Uluslararası Dürüst’ ofisinin idarecileri, Rachel’i  ‘Yahudi Ajansı Kayıp Akrabalar Arama Bürosu’  aracılığı ile buldu. Hemen bir dosya açıldı ve  ‘Dürüstlerin Belirlenmesi Komisyonu’, anne ile kızını, ‘Uluslararası Dürüst’ olarak tanımaya karar verdi. 2004’te Aysha İsrail’e gitti ve ona Holokost Müzesi Yad Vaşem’de gerçekleşen bir törenle Uluslararası Dürüstlerin madalyası ve sertifikası sunuldu. Rachel ve Aysha gözyaşları içinde buluşup sarıldılar. Herkes onlarla birlikte gözyaşlarına boğulmuşlardı.

Aysha, 2010 yılında, İsrail Devleti’nin ev sahipliği yaptığı Beyaz Rusya’dan bir dürüstlük delegasyonu ile İsrail’e geldiğinde ikinci kez Kudüs’ü ziyaret etti. Hep birlikte Holokost Tarih Müzesini gezdiler ve daha sonra onur duvarına kazınmış olan Aysha Tromifova’nın adını görmek için Uluslararası Dürüst bahçesinde toplandılar. Dr. Rachel Shmielowitch orada yaptığı konuşmada, “Kanapatskaiya ailesi, ailemin bir parçasıdır. Hayatta kalmam sadece onların sayesinde olmuştur. Ölüm tehdidi altında olmalarına rağmen, cesaretle ve sevgiyle bizleri korudular ve beslediler. Bu insanlık adına yapılan en güzel bir örnektir. Aysha, gerçek bir ‘Uluslararası Dürüst’tür.  O ve ailesi benim yoğun karanlıklar içindeki yegâne ışığımdı” dedi.

12 Mart 2003 tarihinde, Yad Vaşem Ayshe Anna Tromifova’yı ‘Uluslararası Dürüst’ unvanıyla onurlandırdı.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün