“Hayatın her yönü gibi, evlilik de emek istiyor”

Günümüzde kimi aile için kolay, kimi aile için ise büyük emek, sabır ve zaman sonunda alınan o güzel haber: Hamilelik… Hamile kalmadan öncesini, kalabilmek için neler yaşadığını, hamilelik sürecinde evliliğin evrildiği hali, aşkı, aileyi, cinselliği mercek altına alan, kendi deneyimlerini bir günlük şeklinde sunan Sidni Karavil’le ‘Mucizeyi Taşımak’ adlı kitabını konuştuk.

Lili BARDAVİT Yaşam
8 Mayıs 2019 Çarşamba

 


Seni bu kitabı yazmaya yönlendiren sebep neydi? Hamile kalmadan önce böyle bir planın var mıydı?

Kitapta şöyle bir bölüm var, “Hep hamile kalınca kitap yazmak istiyordum. Kitap yazmaya başlayınca hamile kalacağımı kim bilebilirdi?” Hamile kalmaya karar verdiğim süreç yavaşladığım bir dönemdi. Bir şeyler yazmak istiyordum. Kâğıdı kalemi elime alınca, günlük yaşantım ve dolayısıyla hamile kalmak için gösterdiğim çaba ve devamı kâğıda dökülüverdi. Kendimi daha iyi ifade etmek için de güzel bir fırsat yarattığımı fark ettim yazdıkça.

Sence bir hamile senin kitabını okuduktan sonra nasıl bir duyguya kapılır?

Çok samimi bir arkadaşıyla keyifli, ruhuna iyi gelen, hamilelik ve çocuk bakımıyla ilgili yeni bilgilerin yer aldığı sıcak bir sohbet etmenin verdiği rahatlatıcı o duygu. Kendini geliştirmek için yepyeni fikirler edinmiş, ruhuna iyi gelecek aktiviteler yapmak için motive olmuş bir hamilenin hissettikleri…

Hamilelikte yaşadığın duygu gelgitlerin, evlilik ve ilişkiye dair endişelerin, bebeğini doğurduktan sonra değişti mi?

Bebeğimi doğurduktan sonra başka bir ruh haline büründüm tabii. Üç saatte bir emzirme, gaz çıkarma, uykusuz geceler derken evlilik, ilişki ve duygu gelgitleri üzerine düşünecek pek vakti kalmıyor insanın. Ancak kızım Alize altı aylık olduktan sonra, yani hayatın yavaş yavaş normale döndüğü dönemde, endişelerim eşimin de rahatlatıcı yönlendirmeleriyle giderek azaldı.

Aşk, cinsellik, flört konularına da değindin kitabında… Sence çocuk olduktan sonra evlilikte değişen en belirgin durum ne oldu?

Kitabımda hayatın bir parçası olan aşktan ve cinsellikten bahsediyorum. Tüm hissettiklerimi, yaşadıklarımı samimiyetle kâğıda döktüğümden olsa gerek, dünyanın en doğal halleri aşk ve cinsellik de kitabımın bir parçası oldu. Alize doğduktan sonra evliliğim gerçek anlamda evirildi. Değer vermeyi, şükretmeyi, kendinden çok başkalarını düşünmeyi, sabrı ve idareyi, karar vermeyi öğrendim. Dolayısıyla evliliğim hızlı bir ivmeyle kuvvetlendi.

Bütün hamilelere tek bir cümle hediye etmek istesen hangi cümleni seçersin? 

Ruhunuzu beslemeyi ihmal etmeyin. Bir çocuğun ilk yıllarında en çok ihtiyacı olan ruh sağlığı yerinde bir anne…

Evlilik ve çocuk aşkı öldürüyor derler; sen bu konuda neler söylemek istersin? 

Kesinlikle katılmıyorum. Hayatın her yönünde olduğu gibi, evlilik de emek isteyen bir kurum. Doğru çabayı sarf ettiğin sürece evli de olsan, çocuğun da olsa sevgi ve saygıyı kaybetmezsin. Evet, flört etmeye nazaran çok daha fazla emek istiyor ama evliliğin ve çocuğun meyveleri o kadar lezzetli ki, tüm fedakârlıklara değiyor. Ve eşinin hamileyken nasıl yanında olduğunu, bebekle veya çocukla nasıl ilgilendiğini, yanında kocaman bir destek olarak var olduğunu gördükçe ona daha kuvvetli bir şekilde âşık olabiliyorsun.

 

 

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün