Nazi subaylarına ateş eden balerin

FRANCESKA MANN Nazi subaylarına ateş eden Polonyalı ünlü balerin.

Sara YANAROCAK Kavram
6 Mart 2019 Çarşamba

Franceska Mann (4 Şubat 1917 - 23 Ekim 1943), Holokost’tan kurtulanların eylemleri bağlamında bahsettikleri Polonyalı - Yahudi bir dansçıydı. Auschwitz’e getirilen yeni grubun içinde o da vardı. Grup kampa varır varmaz derhal gaz odalarına yönlendirildi. Gaz odasının soyunma odasına girdiklerinde herkesi beklenmedik olaylar bekliyordu.

Franceska Mann, II. Dünya Savaşı’ndan önce, Varşova’da yaşayan genç bir dansçıydı. İrena Prusicka Dans Okulunda, dans eğitimi aldı. 1939’da, Brüksel’deki uluslararası dans yarışmasında 125 genç balerin arasında dördüncü oldu. Polonya’daki en güzel ve gelecek vadeden dansçılarından biri olarak kabul edildi. Hem klasik, hem de modern dans eden bir sanatçıydı.

23 Ekim 1943’te 1700 kişilik bir hayvan taşıma treni ve perona gelen özel bir yolcu treni peş peşe, Auschwitz II – Birkenau’ya ulaştı. Franceska’nın indiği sığır treni değil, gerçek bir yolcu treni idi. Ayrıca gelen o yolcuların hiçbirinde sarı renkli David Yıldızı yoktu.

 İkinci trenden inen Yahudiler, ‘Üçüncü Reich Dışişleri Bakanlığı temsilcisi’ tarafından sıcak bir şekilde karşılandı. Şu anda bulundukları istasyonun, Güney Amerika’nın farklı ülkelerine seyahat edecekleri, İsviçre sınırını geçmeden önceki son durakları olduğunu belirten Franz Hössler, yolculara sadece birkaç formalite kaldığını anlatmaktaydı. Bu formalitenin ise dezenfeksiyon, duş ve sonunda uzun zamandır bekledikleri özgürlük olacağını söylüyordu. Aralarından birkaç kişi Güney Almanya’da değil, Güney Polonya’da olduklarını ve Hössler’in aslında bir SS- teğmeni (SS-Obersturmführer) olduğunu tahmin etmişlerdi.

Bu yolcuların hepsi, işgal altındaki Polonya’nın en zengin Yahudi ailelerine mensup kişilerdi ve özgürlüğü hayal ediyorlardı. ‘Güney Amerika ülkelerine vize almak’ için gizli bir Nazi programı onlar için oluşturulmuştu. Bu programın merkezi, Varşova’daki Hotel Polsky’deki Gestapo Teşkilatı tarafından kurulmuştu. Paraguay, Panama, Peru, Guatemala ve Bolivya’ya sahte çıkış vizesinin maliyeti, kişi başına 1500 dolardı (bu günkü kurla 20 bin dolardan fazla). Program kasıtlı olarak zenginler için tasarlanmıştı. Plan şeytani bir biçimde tasarlanmıştı. Önce çok az miktarda Yahudi’nin Alman savaş esirlerinin değişimi için tarafsız ülkelere seyahat etmelerine izin verildi. Bu da 3. Reich hazinesine sürekli bir Yahudi para girişi sağladı.

Hotel Polsky- Varşova, Yahudi Gettosunun dışında, Varşova’nın ‘Aryan Bölgesi’ndeydi. Getto ve otel arasındaki kuryelerden biri 26 yaşındaki Franceska Mann idi. Franceska Mann onun sahne adıydı. Polonya’nın en ünlü, yetenekli ve güzel kadınlarından biri olan bir Yahudi balerin ve dansçıydı. Kızlık soyadı Manheimer’di ve kocası Marek Rosenberg, Varşova’da forma imalatı yapan zengin, bir Yahudi tüccarın oğluydu.

Franceska’nın imtiyazlı statüsü, her şeyde kendini gösteriyordu. Mesela pis ve sefil bir haldeki gettoya, kürk mantolarla girişi bile göze çarpıyordu. ‘Aryan Bölgesi’ne istediği zaman girip çıkabiliyordu. Naziler bu konuda gerçek yüzlerini göstermedikleri için, Franceska onların varlıklı Yahudilere özgürlükleri için yardım ettiğine inanıyordu. Çok şey bildiği için ve bazı şeylerden de şüphelendiği için, Gestapo, Auschwitz’e giden ilk trene onun da binmesini emretti. Aslında Franceska, Güney Amerika’ya giden yolun başlangıcı olan bu tren yolculuğunun Auschwitz’de biteceğini, diğer zengin yolcular gibi kesinlikle bilmiyordu. Naziler onları dolandırmış, hem yüklü miktarda paralarını rahatça almış hem de onları Auschwitz’e getirerek bir taşla iki kuş vurmuşlardı.

 

 

Auschwitz’e varış

Auschwitz’e varışta olanları, sadece hayatta kalan, görgü tanıklarının sözlerinden biliyoruz. Birçoğu kampta çalışmaya zorlanan mahkûmlardı. İfadeleri farklılık gösteriyor, ancak bir konuda anlaşıyorlar. Franceska Varşova’nın en güzel kadını, orada Yahudi tarihine cesaretiyle mühür basmıştı.

SS gözetmenleri, gelen zengin Yahudi kafilesini krematoryum II’deki soyunma odasına soktu. Kadınlara soyunmaları emredildi. Kadınların yarısı emre hemen uydu. Ama diğer yarısı bir şeylerin yanlış gittiğini anlayıp, itiraz etmeye başladılar.  Korkunç çığlıklar ve ağlamalar başlayınca SS askerleri tüfeklerini onların üzerine doğrulttular.

Gergin durum Franceska Mann tarafından şekil değiştirdi. Çığlık atan grubun arasından sıyrılarak, bir grup SS askerinin yanına geldi ve bütün erkeklerin şaşkın bakışları arasında striptiz gösterisine başladı.

Çok güzel bir kadının yaptığı striptiz dansı oradaki bütün SS askerlerini adeta hipnotize etmişti. Hiç biri gözlerini ondan ayıramıyordu.  Franceska onlara, en sonunda sadece yüksek topuklu ayakkabılarıyla kalacağını söyledi, teğmen Queckernak elini onun sutyenine uzatıp çıkarmaya çalışınca, göz açıp kapayıncaya kadar, ayakkabısını çıkardı ve sivri topuğuyla teğmenin başına şiddetle birkaç kere vurdu. Teğmen elleriyle kanlı başını tutarken, Franceska teğmenin belindeki tabancayı kaptı ve olayı şaşkınlıkla izleyen, Auschwitz’in en sadist subaylarından biri olan Çavuş Shilinger’e ateş etti. Çavuş midesinden ağır yaralandı. Sonra yine Queckernak’ı vurmak için dönüp ateş etti ama onun yerine Usta Çavuş Emmerich’i bacağından vurdu. Bu olay diğer kadınlar için işaret fişeği etkisi yaratmıştı. Öfkeli ve çaresiz diğer kadınlar da bir düzine SS askerine saldırdılar.

Auschwitz komutanı Albay Rudolf Höss, silah seslerine doğru koşarak geldi, SS adamlarına binadaki tüm çıkışları tutmalarını ve soyunma odasında bulunan tüm Yahudileri öldürmelerini emretti. Bu zengin Yahudi kafilesinden hiç biri gaz odasında ölmedi, öfkeli SS askerleri hepsini silahla öldürdü. Dışarıdaki SS askerleri soyunma odasına daldı ve ne olduğunu anlayarak herkesi katletmeye başladılar.

Shillinger, aynı gün hastaneye götürülürken yolda öldü. Emmerich ömür boyu topal kaldı. Quackernak, 1946’da bir sivil mahkeme tarafından, sivillerin ve Sovyet savaş esirlerinin kitlesel infazlarına katılmasından dolayı asılarak cezalandırıldı. Aynı yıl Höss, müttefiklerin Nürnberg Mahkemelerinde yargılanarak idam  edilme cezasına çarptırıldı. Cezası asılmak suretiyle infaz edildi.

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün