HIV mitleri

HIV ve AIDS birçokları için yakınımızda olmayan, sadece haberlerde ya da filmlerde tanık olduğumuz bir hastalık olabilir. Ancak HIV hakkında genel kamuoyu tarafından bilinen gerçeklerin birçok mitlerden, diğer bir deyişle, gerçek olmayan bilgilerden oluşuyor. HIV’den korunmanın en iyi yolu bilgilenmek ve önlem almaktır

Gençlik - Eğitim
15 Ekim 2014 Çarşamba

Rayka Kumru

 

Uzun boylu, podyumlarda görmeye alışık olduğumuz türden bir kadın odadan içeri girdi. Eğitim ve iş hayatından bahsettikten sonra HIV pozitif olduğunu belirtti. Belirtti! Hemen etrafıma baktım, şaşkın bir surat yakalar mıyım diye. Neticede konu cinsellik olunca, bir de özele inilince surat ifadelerini okumak bir tür hobim haline gelmiş.

Bu kadın, yeryüzünde HIV ve AIDS’e dair tüm mitlere adeta meydan okuyordu. Ne kadar güncel, ne kadar yaygın ve ne kadar beklenmedik zamanlarda hayatımıza girebilecek bir virüs olduğunun ayaklı örneği...

HIV virüsünün yaygınlık ve bulaşma sebepleri arasında bu virüse dair var olan mitler yer almaktadır. Diğer bir deyişle doğru sanılan yanlışlar. Bu yanlışlar o kadar yaygın ki, o kadar çok insan tarafından inanılır hale gelmiş ki, adeta gerçek olmuş. Karşısında ne dersen nafile. Mitleri yalanmadan öncelikle HIV ve AIDS nedir, nasıl bulaşır, bunları bilmek en sağlıklısı.

 

HIV nedir?

HİV yani ‘Human Immunodeficiency Virus /  İnsan Bağışıklık Yetmezlik Virüsü’ vücutta etkisini çok yavaş gösterebilen bir virüstür. Bu yüzden bu virüsü vücudunda taşıyan bireylerde iki ile on yıl boyunca belirtisiz kalabilir. Bakteri ya da mikrop değildir. AIDS ‘Acquired Immunodeficiency Syndrome’ ise, HIV’li bir bireyin virüse müdahale etmediği, ilaç kullanmadığı durumlarda oluşan hastalıktır.

HIV’in tedavisi yoktur, yani virüs vücuda girdiği zaman ömür boyu kalıcıdır. HIV’in ilerlemesini engelleyici bir takım tedaviler vardır. Bu ilaçlar HIV’in ilerleyip AIDS’e dönüşümünü engeller. Yani HIV pozitif (HIV bulaşmış kişiler) olan her insan AIDS’li demek değildir. Fakat AIDS olan her kişide HIV virüsü vardır. Bulaşan da AIDS değil, HIV’dir. HIV’in ilerlemesini önleyici ilaç kullanılmadığında, vücuttaki akyuvarların sayısı düşüşe geçer ve bağışıklık sistemi olumsuz olarak etkilenir. Belli bir seviyenin altına düştüğü zaman da bağışıklık sistemi iflas etmeye yaklaşır ve AIDS başlar.

 

Nasıl bulaşır?

HIV kan yoluyla, vücut sıvılarıyla veya cinsel yolla bulaşır.

HIV’li bir bireyin önceden kullandığı dövme veya şırınga iğnesinin başka bir kişi tarafından kullanılmasından, dezenfekte olmayan manikür - pedikür aletlerinden, test edilmemiş kan bağışlarından, kan kardeşi olmaktan, HIV pozitif bir bireyin jiletini kullanmaktan veya bu kişinin kanının açık yaraya veya göze temasıyla bulaşabilir. HIV pozitif bir annenin sütünden, HIV pozitif bir bireyle korumasız (prezervatifsiz) cinsel birleşme, vajinal, anal ve oral seksten bulaşabilir.

HIV, HIV pozitif bir bireyin hapşırmasından, bu bireyle öpüşmekten, sarılmaktan, aynı bardağı paylaşmaktan, el sıkışmaktan bulaşmaz. Dudaktan öpmek, çok derin ve ağıza darbe/ ufak kanama olmadığı sürece bu virüsü bulaştırmaz. HIV pozitif bir bireyin kıyafetini giymekle, kalemini tutmakla, karşılıklı oturmakla, kol atmakla, arkadaş olmakla ya da tavla oynamakla bulaşmaz.

 

Belirtileri nelerdir? Nasıl tanı konulur?

HIV uzun süre vücutta belirtisiz bir şekilde var olabilir. AIDS’e dönüşünceye kadar belirtisiz kalabilir. Diğer cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlarda olduğu gibi, dışardan bakılarak anlaşılmaz. HIV testi kan testiyle iki aşamada yapılır.

Gelelim mitlere. Kulaktan dolma bilgiler, abartılan senaryolar, yalanlar, korku saçmayı hedefleyen propagandalardan doğma o çok yanlış olup da çok doğru sanılan bilgilere...

 

HIV ve AIDS SADECE AFRİKA’DA VARDIR

Dünya’da HIV ve AIDS’in en yaygın olduğu yer Afrika kıtasıdır. Fakat tüm dünyada yaygınlığa sahip, yer yer ise yükselişte olan bir virüstür. Bu virüsün sadece belli bir bölgede var olduğunun sanılması hem o bölgeye dair önyargıların belirmesinde hem de o bölgelerde yaşamayan kişilerin, bu virüsten ömür boyu muaf olacaklarını düşünmelerine ve gerekli önlemleri almamalarına sebep olur.

 

HOMOSEKSÜEL/GAY HASTALIĞIDIR

HIV ve AIDS özellikle epidemik haline geldiği 80’li yıllarda homoseksüel erkekleri ciddi bir biçimde etkilemişti. Fakat bu, cinsel yönelimle değil, virüsün bulaşma şekli ile alakalıdır. HIV, kan yolu ve cinsel sıvılarla bulaştığı için anal seks ile bulaşma ihtimali daha yüksektir. Anüste cinsel birleşme sırasında gözle görülmeyen ufak yaralar açılabilir. Bu yaralar ve kesikler de HIV’in bulaşmasını kolaylaştırır. Bu virüsün homoseksüellere özgü olduğunun sanılması hem cinsel yönelimi bu şekilde olan bireyleri yabancılaştırmakta ve toplumdan dışlanmalarına sebep olmakta, hem de homoseksüel erkek olmayanların kendileri için gerekli önlemleri almamalarına sebep olmaktadır. Yakın zamanda Amerika’da kadınlarda HIV vakalarının çoğaldığı gözlemlenmiştir. Söz konusu HIV’e geldiğinde, yaşlısı - çocuğu, homoseksüeli - heteroseksüeli, kadını - erkeği veya herhangi birinin diğerine göre hiç bir avantajı yoktur. Avantaj ancak eğitim ve önlem ile sağlanabilir.

 

ANCAK PİS VEYA HASTA GÖRÜNÜMLÜ İNSANLARDA OLUR

AIDS hastalığı olan kişilerin dış görüşünden zaman zaman rahatsız olduklarını anlamak mümkün olsa da, HIV pozitif olan bir kimsenin bu virüsü taşıdığı dışardan bakılarak, mesleki kategori, sosyal sınıf ya da hijyenik olup olmamasına bakılarak anlaşılamaz. HIV vücutta iki ile on yıl arasında hiç belirti vermeden sinsice kalabilir. Yani bu virüs ile enfekte olmuş bir kişi bile kendinde HIV olduğundan bihaber şekilde yaşayabilir.

 

SADECE CİNSEL YOLLA BULAŞIR

HIV sadece cinsel ilişki ile değil, birçok yol ile bulaşabilir. Kan teması ile, dövme, kulak delme ya da şiringa iğnesi paylaşımından geçebilir. HIV pozitif bir anneden bebeğine geçebilir. HIV’li bir kadının sütünden bulaşabilir.

BİZİM ÜLKEMİZDE YOKTUR

Türkiye’de maalesef HIV ve AIDS ile yaşamakta olan bireylerin tam sayısı konusunda kesin bir veri bulunmuyor. Bu da bu virüsün ülkemizdeki bireyleri etkilemediği gibi çok yanlış ve tehlikeli bir varsayıma sebep oluyor.

Nasıl önlem alınabilir?

Çocuklar çok ufak yaştan itibaren kan kardeşliğinin sakıncaları, dövme veya piercing yaptıracaklarsa nelere dikkat etmeleri konusunda uyarılmalıdır.

Herkes kendi eşyasından sorumludur kuralı çocuklara ve gençlere hem kendi bedenlerinin sorumluluğunu hem de mahremiyet duygusunu aşılar. ‘Benim jiletim bir tek benimdir’, ‘benim manikür eşyalarım, cımbızım, göz kalemim bir tek benimdir’...

HIV ve diğer cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlardan korunmanın en etkili yolu cinsel sağlık konusunda bilgilenmek ve korunma yöntemlerine başvurmaktır. Kondomlar (prezervatif, kaput, şapka) cinsel ilişki sırasında bu tip enfeksiyonların bulaşmasını engeller.