Jojo Pinto’yla Maccabi Oyunları üzerine

Temmuz ayında Avusturya’nın başkenti Viyana’da gerçekleşecek Avrupa Maccabi Oyunları’nın tarihi yaklaşırken heyecan da artıyor. Biz de bu heyecanlı süreci Türkiye Maccabiat Komisyonu Başkanı Jojo Pinto ile görüştük...

Rıfat KARAKÖY Spor
1 Haziran 2011 Çarşamba

Maccabiah organizasyonu hakkında biraz bilgi verebilir misiniz, tarihsel süreci nasıl gelişti?

İlk Maccabiah Oyunları 1929 yılında Çekoslovakya’nın başkenti Prag’da gerçekleştirildi. Bu organizasyonda dünyada birçok yerinden ünlü Yahudi sporcular burada ter döktüler. Savaş yıllarında organizasyonun düzenlenmesi konusunda sıkıntılar oldu ancak, İsrail Devleti kurulduktan sonra hem Maccabiah hem de Maccabi oyunları organizasyonu hiç kesilmeden düzenlenmeye devam etti.

Türkiye bu organizasyonda ne zaman yer almaya başladı? Maccabiah ve Maccabi Oyunları’nın Türkiye tarihini bizim için kısaca anlatabilir misiniz?

 T.C. Hahambaşılığı Maccabi Oyunları Türkiye Komitesi’nin organize ettiği ilk katılım 1991 yılında Marsilya’da yapılan Avrupa Maccabi oyunlarıydı. Daha önceleri de Türkiye Musevi toplumundan ferdi veya takım olarak özel girişim ile katılımlar olduğunu biliyoruz. 1991’den sonra düzenli olarak İsrail’de ve Avrupa’da yapılan bütün oyunlara katıldık. Yüzme, tenis, basketbol, futsal ve voleybol branşlarında madalya kazanan sporcularımız oldu.

Bilindiği gibi Maccabiah ve Maccabi Oyunları organizasyonu değişik ülkelerden Yahudilerin yarıştığı bir organizasyon; herkes orada kendi ülkesini temsil ediyor. Türkiye Yahudileri de orada ay yıldızlı formayı temsil ediyor.

Orada bizi temsil edenlerin statüsü milli takım statüsü olarak mı sayılıyor?

İsrail’de dört senede bir yapılan Maccabiah dünya oyunları ve Avrupa Maccabi Oyunlarına katılım, Spor Bakanlığı’ndan alınan izin ve onların gözetiminde katıldığımız oyunlar. Bu nedenle ay yıldızlı formaları taşımamız devlet müsaadesi ve talimatıyla oluyor. Maccabiah’lar ve Avrupa Maccabi Oyunları’nda Türkiye’yi ve Türkiye Yahudi Toplumu’nu resmen temsil etme görevi veriliyor.

Bu sene Maccabi Oyunları’na Türkiye kafilesi kaç kişi ile katılıyor? Daha önceki katılım sayısıyla şimdiki arasında ne gibi farklar var?

Kafile takriben 100 kişi. İdareci, takım sorumluları, sporcu, antrenör, sporcu aile fertlerinden oluşuyor. Daha önceki ortalama kafile büyüklüğü ile çok benzer bir katılım var.

Size göre en başarılı olduğumuz, sizin içinize en çok sinen organizasyon hangisiydi?

En beğenilen Avrupa Maccabi Oyunları İskoçya’da yapılan Stirling/Glasgow oyunlarıydı. Striling Üniversitesi kampüsünda yapıldı. Bütün müsabakalar orada oynandı ve alınan başarılı sonuçlar ve havanın bütün hafta içinde güzel olması herkeste mutluluk yaratmıştı.

Bu sene Viyana’da düzenlenecek 13. Avrupa Maccabi Oyunları hakkında ne düşünüyorsunuz? Şansımızı nasıl görüyorsunuz? Beklentileriniz neler?

Basketbol ve futsalda junior ve open olarak ikişer takımla katılıyoruz ve her zamanki gibi iddialıyız. Badminton Türkiye’de yeni başlayan bir spor. Sporcularımız tecrübesiz, rakiplerimiz hakkında bilgimiz az. Sürpriz beklediğimiz bir branş. Teniste ise yine madalya beklediğimiz bir sporcumuz var.

Son yıllarda sportif olarak Türkiye’de önemli organizasyonlara şahit olduk. Şampiyonlar Ligi Finali, UEFA Kupası Finali, Dünya Basketbol Şampiyonası gibi büyük organizasyonlar ülkemizde düzenlendi. Maccabi Oyunları gibi büyük ve güzel bir organizasyonu da bir gün ülkemiz sınırlarında görebilir miyiz?

Bu konu muhakkak daha ileriki senelerde gündeme gelecektir. İzmir Universiad Olimpiyatları’nın yapıldığı tesislerin uygun olacağını düşünüyorum.

Son olarak Maccabi Oyunları Türkiye Komitesi’nin başında olan kişi olarak, sporcularımıza ve okuyuculara vermek istediğiniz bir mesaj var mı?

Sağlıklı yaşam için spor... Hedeflerine ulaşmak için disiplinli çalışmayı öğrenmek isteyenler için spor, ortak amaçlara varabilmek için ekip çalışması ile insanları birleştiren spor gibi çok önemli fonksiyonları var sporun ve bugün çok başarılı sporcuların sosyal statüleri de gözlerimizin önünde. Bizim Maccabi Oyunları Türkiye Komitesi olarak amacımız, spor yapan kardeşlerimize bir beraberlik, arkadaşlık, ortak hedef ve kendileri ve bizi dünyada en iyi şekilde temsil etme, başarıyı kovalayıp elde etme şansı vermek. Bunun dışında da kültürümüz, tarihimiz gibi konulardan bilinçlendirmek.