Bodrum, Bodrum….

Silvyo OVADYA Toplum 1 yorum
12 Ocak 2022 Çarşamba

Bodrum ülkemizin en köklü ve en popüler yazlık mekanı. Son 44 senedir bilmem kaçıncı gidişim Bodrum’a. Bodrum’da yaşayan Sibel Haleva birkaç hafta önce İstanbul’a gelip bizlere Bodrum’daki 33 Yahudi’nin mezarını barındıran mezarlıkla ilgili yaptıklarını anlattıktan sonra, 4 Ocak 2022 tarihinde – Avram Galante’nin doğum gününde – yapılacak törenlere mutlaka katılmam gerektiğini düşündüm. Eşimin, “Korona, Omikron; oğlun tatilde, iki gün sonra gidecek; sorumsuz” laflarına rağmen gitmeye karar verdim. İşte de çok bağımsız olduğumu sanmayın. Orada da genelde mevcut olmam gerekir. 

Salı sabahı Başkan Vekili Moris Levi, Bet Din üyesi Rav İzak Peres ve Dini İşler Koordinatörü Hayim Hason ile birlikte Bodrum’a uçtuk. Varmak için sabırsızlanıyordum. Ancak pilotlar sayesinde, planlanmış varış saatinden 45 dakika önce Bodrum’a vardığımızda, bizi karşılayacak olan Bodrum Belediyesinden Deniz Bey’i dahi inandıramadık. Pazartesi akşamı meteoroloji yağmur göstermesine rağmen hava çok güzeldi.

Bir süre sonra bizleri aldılar ve Nazım Hikmet Kütüphanesine ulaştık. Orada Belediye Başkanı Ahmet Aras da bizlere katıldı. Koyu sohbetimiz basın toplantısına dek sürdü.

Basın toplantısında Belediye Başkanı Ahmet Aras, günümüz Türkçesinde sadeleştirilen, Avram Galante’nin ‘Bodrum Tarihi’ kitabı hakkında bilgi verdi; Galante’nin özgeçmişini aktardı. Başkan Aras’ın ardından söz alan Yahudi Toplumu Başkan Vekili Moris Levi, Galante ile ilgili ilginç bilgiler aktardıktan sonra bana söz veren Başkan’a, işi kotaran Sibel Haleva’ya, kitabı öztürkçeleştiren Rasim Özgürel’e ve bu işi her yanıyla üstlenen Bodrum Belediyesi Basın Yayın Işleri Sorumlusu Deniz Özbaş’a teşekkür etmek kaldı. Konuyla ilgili Avram Galante’nin bir heykelini yapmak da ilginç bir fikirdi. 

Bu gelişmeler yaşanırken Kütüphane’nin bahçesi belediye meclis üyeleri, basın mensupları, Bodrum’un ileri gelen aydınları ve toplum üyelerimizin adeta hücumuna uğradı. Hayim’le göz göze geldik, mezarlıkta on Yahudi erkek olursa Kadiş duasını okuruz diye anlaştık. Gelenleri saydıkça bu hedefe ulaşmanın mümkün olduğunu anladık. Hanımlar çoğunluktaydı ancak bize en az on erkek gerekiyordu. 

Bodrum’a giderken  bir müzayededen satın aldığım, Galante’nin ‘Bodrum Tarihi’ ve ‘Bodrum Tarihi’ne Ek’ kitaplarının orijinallerini de yanıma almıştım. Onlarla da yeteri kadar sükse yaptım. 1945 yılında yayınlanmış, 1946’da Galante’nin bir mebuseye hediye ettiği iki nüshaydı elimdekiler. Kitabı henüz okumadım. Ancak dili sadeleştiren Arkeolog Rasim Özgürel Beyefendiyle tanışma imkanını buldum. O denli arzulu kaleme almıştı ki kötü olması imkansız bana göre. Kitabın son okumasını da o gün aramızda olan Fatma Hanım gerçekleştirdi. TED Lisesi Kütüphane Sorumlusu Fatma Hanım, kuşağındaki son kitapseverlerden biri olduğu hissini uyandırdı bende. Fatma Hanım kütüphane hususunda da bir hayli bilgili anladığım kadarıyla. 

Basın tanıtımının ardından Sibel, Başkan Aras’a mezarlığın anahtarını armağan etti. Sembolik bir olaydı ancak büyük anlam taşıyordu. Bahçeye çıktığımızda köşede üstü örtülü heykeli gördük. Örtü açıldığında çoğumuz etkilendik. Nitekim çok daha merkezi bir noktaya taşınması fikri çoğu belediye yetkilisi tarafından da benimsenmiş. 

Mezarlıkta Kadiş

 

Belediyenin aracıyla mezarlık alanına geldiğimizde heyecan doruktaydı. 33 mezarın yer aldığı bu küçük alan tamamen korumaya alınmış; kapı konmuş, çeşmesi tesis edilmiş, gereken yerlerde ahşap ve beyaz çakıl taşlarıyla basamaklandırılmış bir alan olmuş. Mezar taşlarını hahamımız Rav Peres ile Hayim Hason okudular. On Yahudi erkek olur muyuz diye merak ederken 14 kişiyi aşmıştık. Rav Peres açıklamalar vererek mezmurlar okuduktan sonra, Kadiş duasını hep birlikte okuyup Avraam Galante anısına aşkava atıldı. 

Daha sonra yemek yediğimiz, Belediye’ye ait eski trafo binasında, yaz-kış Bodrum’dan yaşayan bazı dindaşlarımız bir sinagog ihtiyacını dile getirdiler. Bodrum’da kışları kaç dindaşımızın yaşadığını bilmiyoruz. Ancak Turgut Reis’te yaşayan Sirkeci Sinagogunun eski bir yahidi, minyan tamamlamak için Turgut Reis’teki 19 arkadaşını aradığını ve her birinin gelmemek için ayrı bir bahane ileri sürdüklerini belirtti. Çocuğunu İstanbul’da büyütmek istemeyen bir gencin Bodrum yaşantısı, İstanbul’dan sıkılan eski iş insanlarının sakin yaşam istekleri, boşanmış kişilerin huzur bulmak için yaşam alanı olarak seçmiş oldukları yer, tek başına dul ya da boşanmış hanımların daha ekonomik buldukları, hatta emekli bazı çiftlerin hayatlarının son dönemleri için daha uygun buldukları, tarihi zenginliğini koruyan, modern ve çağdaş bir kasaba… Toplum yetkililerinin düşünmeleri gereken husus bir sinagogun Bodrum’da faal kalıp kalamayacağı… 

Bodrum Yahudi Mahallesine kısa bir ziyaret

 

Bodrum’da bir Yahudi Mahallesi var mıydı? Tabii ki vardı. Deniz Bey bizi bu sokağa getirdi. Biraz ilerledikten sonra kuyumcu dükkanının kapısından fırlayan bir bey bizi televizyondan seyrettiğini, tanıdığını belirtti. Törenleri canlı yayınlayan medya, bizi de meşhur etmişti. Şu anda pansiyona dönüştürülen, eski kiracısı olduğu evden alıp sakladığı Dr. Santo Galanti’nin hekimlik tabelasını bize verdi. Biz de tabelayı Deniz Bey’e ilettik; şu anda tabela Bodrum Belediyesinde.

Kuyumcu ayrıca kapısının arkasında yerleştirdiği, ‘uğurum’ dediği mezuzayı gösterdi ve ekledi: “Bunu kesinlikle vermem”. Onu da kiracısı olduğu evden çöpe atılmasın diye almış…

Bodrum’a gitmeden mimar arkadaşım Hayim Beraha bana şöyle demişti; “Silvyo, oraya gidiyorsun… Mezarlıkta 5x2.5 veya 6x2.5 metre gibi bir yer yaratın, orada Bodrum tarihi ile ilgili birşeyler yapalım.”

Doktor tabelası da oraya yakışır. Yeri temeli olmayan, sundurma şeklindeki bir alanda da gerçekleştirilebilir bu sergi... Ne ilginçtir ki şu anda bir Yahudi diş hekimi aynı sokakta mesleğini icra etmekte. 

Yemekten sonra Deniz Bey bizi Yahudi Mahallesi’nin karşısında bir kahveye götürdü. Tabii otlar satan bu dükkanın bir bölümünün zamanında Yahudiler tarafından ölü yıkama yeri olarak kullanıldığı iddia ediliyor. Arkasında ikinci bir Yahudi mezarlığının mevcut olması mümkün. Yönetime bağlı çalışan mimar arkadaşlar, haritalar üzerinde ve alanda yapmış oldukları çalışmalar sonucunda Bodrum Askerlik Şubesinin de yine Yahudi Mezarlığı üzerine kurulu olduğunu iddia etmekte. Ne bereketli mezarlıklar…

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün