WEB´DEN SEÇMELER

•Rüşdü Saracoğlu sosyal medya üzerinden Varlık Vergisi´ni güzelleyiverdi, baba mirasına sahip çıktı yani. Cevaplar üzerine ne kadar haklı olduğunu, malları mülkleri alçakça bir işlemle gasp edilmiş, köle gibi kamplarda çalıştırılmış insanları “yabancı” olmakla, “Osmanlı´dan beri ülkenin kaymağını yemek”le filan suçladı. Eleştiriler artınca da üste çıktı, pardon zaten üstteydi, üstünlüğünü şöyle bilgece bir lafla ortaya koydu: “Sürekli suçlayacak birilerini aramayı bırakıp ileriye bakalım.” Etnik-dinsel ayrımcılık ekseninde “gayrimüslim” azınlıkların malları gasp edilmiş, insanlığa karşı suç işlenmiş, hem bunu savunuyor hem savunurken ırkçı-ayrımcı dağarcıktan inciler saçıyor, sonra da futbolcu bilgeliğiyle üste çıkıyor. Ali Duran Topuz – www.gazeteduvar.com.tr

İzak BARON Diğer
9 Haziran 2021 Çarşamba

Bu Haftanın “Takılanlar”ı

  • Ortak payda “Netanyahu’yu indirmekse” ve böylece “maksat hâsıl olmuşsa” bu benzemez kartların kıymetiharbiyesi ne olur ki?

Netanyahu düşürülür ve bu “benzemezler hükümeti” kurulursa uzun ömürlü olmaz.

Ortak payda “Netanyahu’yu indirmekse” ve böylece “maksat hâsıl olmuşsa” bu benzemez kartların kıymetiharbiyesi ne olur ki?

Ancak... Devam ettiği sürece Filistinlilerin üzerine gidilmeyecektir. Çünkü koalisyonu destekleyen İsrailli Arapların “Raam Partisi’ni” dikkate almak zorunda olacaktır. Bu da Türkiye ile yeni sorunların bir süre görülmeyeceği demektir.

İki başkent arasında tansiyonun düşmesi bile beklenebilir.

Güneri Cıvaoğlu

https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/guneri-civaoglu/israilde-gece-yarisi-6521666

 

  • Güvenoyu sürecini uzatması ve son ana kadar ertelemesi mümkün. Netanyahu “büyücülüğünü” göstermek için yeterince zamana sahip olacak

Dünkü yazımda Netanyahu’nun lakabı “büyücü” diye yazmıştım. Fakat 8 benzemezden bir alternatif hükümet çıkarmak “şapkadan tavşan çıkarmak” gibi bir “sihirbazlık”...

Yoksa asıl “büyücü” Lapid mi?

Her şey o kadar basit değil.

Yeni hükümetin güvenoylamasını yapacak olan meclis başkanı Yariv Levin. Netanyahu’nun başında olduğu Likud Partisi’nden.

Levin’i yeni koalisyon içindeki gerilimleri kullanması ve 8 benzemezden sonra anlaşmayı rayından çıkarması için Netanyahu’ya zaman kazandırmaya çalışacaktır. Güvenoyu sürecini uzatması ve son ana kadar ertelemesi mümkün.

Netanyahu “büyücülüğünü” göstermek için yeterince zamana sahip olacak.

“Sağcı” bilinen Bennett’i laik Lapid’le iş birliği yaptığı için “solcu” ilan etti bile.

Güneri Cıvaoğlu

https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/guneri-civaoglu/gece-yarisi-darbesi-6522675

 

  • Arap isyanının Alman antisemitizminden de ilham aldığını, El-Hüseyni’nin, 1941’de Berlin’de Hitler’le bir araya geldiğini, o ziyareti esnasında Arapça konuşan bir radyo kurduğunu ve Yahudi karşıtı propaganda yaptığını, toplama kamplarını ziyaret ettiğini, not olarak bırakmak gerekir

Arap halkı, Arap milliyetçiliğinin tavan yapacağı 1936 yılına dek başına nelerin geldiğini çok fazla anlayamadı. Kendisine kurtarıcı rolü biçtiği Faisal’ın Britanya himayesi altında yaşayan halkına karşı hiçbir ilgisi olmadı. Oysa, onlar kendisini Büyük Suriye’nin kralı, halkının kurtarıcısı olarak görmekteydiler.

Keza, Ürdün Kralı Abdullah da kendisine “al ve yönet” şeklinde bahşedilen topraklarda – muhtemelen – o denli güvence altındaydı ki, dönüp de Şeria nehrinin diğer kıyısında ne olup bitiyor diye bakmadı bile.

Toplamda, Filistin diye adlandırılan topraklarda, Londra’nın zoraki yönetimi altında yaşayanlar burada ayrıştırıldılar, kolonyalist bir siyaset güden Britanya tarafından düşman kamplara bölündüler… Ve bunun farkına varmadılar… Vardılarsa da yapabilecek çok şeyleri olamadı.

Arap tarafı 1917 Balfur deklarasyonu ile kendisine haksızlık edildiğini bağırdı durdu. Oysa bu deklarasyonla Yahudilere verildiği söylenen her neyse, defalarca yayınlanan ve her biri bir öncekinden daha sert “Beyaz Kitaplarla”, geri alınmıştı… Tarihin en kanlı döneminde milyonlarca Yahudi Avrupa’da yok edilirken, Britanya Filistin’e göçü yılda 15.000 kişi ile sınırlamıştı. Bu kota Londra Hükümetinin Arap desteğini elde etmek için, o dönemlerde hiçbir siyasi getirisi olmayan Yahudiler üzerinden verdiği bir tavizdi.

Gelin görün ki bu taviz, Arapların Hitler’i kucaklamalarına engel olamadı. Nazizm’in Yahudilerden arındırılmış bir dünya hedefi, Filistin’deki Arap halkının kanaat önderi olarak kabul ettiği Kudüs Müftüsü Hacı Emin El Hüseyni tarafından heyecanla karşılandı. İroniye bakın ki, kendisi o makama, Balfour Deklarasyonunun yayınlanması sürecinde önemli bir rol oynayan, Manda idaresinin ilk genel valisi Sir Herbert Samuel tarafından atanmıştı… Samuel, Yahudi idi…

Arap isyanının Alman antisemitizminden de ilham aldığını, El-Hüseyni’nin, 1941’de Berlin’de Hitler’le bir araya geldiğini, o ziyareti esnasında Arapça konuşan bir radyo kurduğunu ve Yahudi karşıtı propaganda yaptığını, toplama kamplarını ziyaret ettiğini, not olarak bırakmak gerekir.

Savaş sonrasında, Yahudiler İngilizlerle kavgalıydılar, kotayı kaldırmadılar diye. Araplar İngilizlerle kavgalıydılar, Yahudilere yerleşim hakkı verdiler diye… İngilizler ise Filistin’de ne aradıklarından artık emin değildiler : Ne İsa’ya yaranabilmişlerdi ne de Musa’ya…

Marsel Russo

https://www.reportare.com/kose-yazilari/oyun-oyun-icinde/

 

  • Muhalefet partilerinin ideolojik farklılıklarını bir kenara iterek, popülist bir lidere karşı birleşebilmiş olmalarından çıkartılacak dersler var

Netanyahu’nun gidişinin, iki ülkenin liderleri arasındaki malum geçimsizlik sebebiyle, Ankara cephesinde olumlu karşılanacağına şüphe yok. Ancak bu durum, ikili ilişkilerin rayına oturacağını garanti etmiyor. Türkiye bir süredir, İsrail ile ilişkileri normalleştirme yönünde birtakım diplomatik girişimler yürütmekteydi. Hatta İsrail Enerji Bakanı Yuval Steinitz, uluslararası bir konferansa katılmak üzere Haziran ayında Antalya’ya davet edilmişti. Bu girişimler, El Aksa ve çevresindeki protestoların şiddet kullanılarak bastırılması ve İsrail-Hamas çatışması neticesinde askıya alındı. Diğer bir deyişle, Türkiye-İsrail ilişkileri Filistin sorunu karşısında dayanıklılık testini yine geçemedi. Ankara’nın “ümmet liderliği” iddiası Arap dünyasında karşılık bulmazken, İsrail’i ve ABD’yi hedef alan sert söylemi tepkiyle karşılandı. Dahası, hükümetin Filistin meselesinde Hamas yanlısı duruşu, Türkiye’nin arabuluculuk girişimlerinin dışında kalmasına yol açtı.

Her ne kadar, Müslüman Kardeşler çizgisine yakınlığıyla bilinen Ra’am Partisi’nin koalisyonda yer alması ilgi uyandırıyor olsa da, Bennett’in başbakanlığında Türkiye-İsrail ilişkilerinde “yeni bir sayfa” açılacağı beklentisi tek taraflı iyimserlik içeriyor. Özellikle, Filistin meselesindeki duruşlarını kıyasladığımızda Bennett, statüko yanlısı (çözümsüzlüğün devamından yana) Netanyahu’ya kıyasla daha dindar, ilhak taraftarı ve 1967 sınırları temelinde iki devletli çözüme karşı çıkan bir profil sergilemekte. Sadece ortağı Ayalet Shaked’in Adalet Bakanı’yken Filistinlileri hedef alan sözlerine bakmak dahi Yamina’nın parti ideolojisi hakkında bir fikir verecektir. Elbette, koalisyonu ayakta tutmak için tüm partilerin daha ılımlı bir çizgiye kayacaklarını varsayabiliriz. Ancak net öngörülerde bulunmak için henüz çok erken.

Dolayısıyla, Türkiye-İsrail ilişkilerinin tamiri biraz daha gecikebilir. Son tahlilde, kalıcı normalleşmenin tesis edilmesi, dış politikanın ideolojik eksenden çıkartılarak, ikili ülke arasındaki ilişkilerin gerçekçi bir perspektiften ve karşılıklı çıkar temelinde yürütülmesine bağlı. Bu açıdan bölgede değişen güç dengelerinin doğru okunması ve ona göre pozisyon alınması gerekiyor. Geçtiğimiz hafta, İsrail Dışişleri Bakanı’nın, Hamas ile ateşkesin mimarlarından Mısır’a, 13 yıl aradan sonra yaptığı ilk ziyaret, İsrail ile Birleşik Arap Emirlikleri’nin- çatışmalar ertesinde İbrahim Anlaşması’nı askıya almak bir yana- yeni bir yatırım anlaşması imzalamaları ve son olarak, ABD’de Joe Biden yönetiminin Gazze’nin yeniden inşa planını Hamas’ı saf dışı bırakacak şekilde düzenleme girişimleri bu açıdan önemli gelişmeler.

İsrail siyasetine dönersek, önümüzde çekişmeli geçecek bir on gün var. Böylesi geniş bir koalisyonun hükümet edeceği İsrail’de arzu edilen siyasi değişimin, lider değişikliğiyle sınırlı kalması kuvvetli ihtimal. Dahası, Netanyahu’nun, bu kez muhalefet lideri olarak, tüm enerjisini koalisyonun ömrünü kısaltmak için kullanacağını tahmin etmek güç değil. Ve belki de başaracak. Öyle de olsa, muhalefet partilerinin ideolojik farklılıklarını bir kenara iterek, popülist bir lidere karşı birleşebilmiş olmalarından çıkartılacak dersler var.

Selin Nasi

https://yetkinreport.com/2021/06/05/israilde-netanyahu-gidiyor-gelen-gideni-aratir-mi/amp/

 

  • İsrail’le olan gerginlik yüzünden, Türk Dışişleri Bakanı değil Tel Aviv’e gidip İsrailli yetkililerle görüşmek, Ramallah’a gidip, Abbas’ın kapısını bile çalamadı

İsrail-Filistin çatışmaları sırasında Türkiye de hareketlendi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı’na üye ülkelerin neredeyse tümünün liderleriyle telefon görüşmeleri yaptı. Ancak Mısır’ın önce çıktığı ateşkes sürecinde, Türkiye’nin çabaları etkisiz kaldı.

İsrail’le olan gerginlik yüzünden, Türk Dışişleri Bakanı değil Tel Aviv’e gidip İsrailli yetkililerle görüşmek, Ramallah’a gidip, Abbas’ın kapısını bile çalamadı.

ABD Başkanı Joe Biden, İsrail-Filistin çatışma süreci nedeniyle Sisi yönetimi için esnettiği “demokrasi ve insan hakları değerleri, işbirliğinde ön şart” politikasını Erdoğan yönetimi için değiştirmedi. ABD Dışişleri Bakanı Blinken bölge ülkelerine diplomatik tura çıkarken, Ankara’ya Bakan Yardımcısını göndermeyi tercih etti. Üstelik gelen ABD Başkan Yardımcısı Sherman da en çok insan haklarından, kısıtlanan kişisel özgürlüklerden, demokrasiden bahsetti Ankara ve İstanbul temasları sırasında.

Ankara için bir başka kötü haber ise, Filistin’in yeniden inşa sürecinde Türkiye’nin adının hemen hemen hiç anılmaması. ABD öncülüğünde, İsrail saldırıları sonucunda altyapısı çöken, hastaneleri, ticaret merkezleri vurulan Gazze için bir yeniden inşa seferberliği başlatılıyor. Aslan payını Mısır alacak gibi. Nitekim Ankara’ya gelmeyip, Kahire’ye giden ABD Dışişleri Bakanı Blinken de tüm temaslarında “Mısır’ın Gazze’nin yeniden inşasında oynayacağı kilit role” vurgu yaptı.

Sonuç ne yazık ki Türkiye açısından olumsuz.

Zeynep Gürcanlı

https://www.dunya.com/kose-yazisi/israil-filistin-catisti-kaybeden-turkiye-oldu/623390

 

  • Biden yönetimi karşısında yükselen yeni toplumsal dinamiklerin farkında olarak İsrail hükümetinden politik söylem ve eylem konusunda ABD ile uyumluluk bekliyor

İsrail'i bir fikir olarak kodlayanlar onu genellikle politik otonomiyle, kendi kaderini tayin etmenin hak olduğuyla, dışlanmış ve zulme uğramış dini bir cemaatten eşit bir ulusun özgürleşmesi ile eşleştirdiler.

Şimdi ise 2009'dan bu yana iyice ihmal edilmiş iki devletli çözüm ve İsrail'de yaşayan 2 milyon Arap'a yönelik kamusal kaynakların eşit dağıtılmaması İsrail iç siyasetinin çözüme kavuşması gereken sorunlar olsa da küresel siyasetin de bölgeye dönük gündeminde yer alan konular arasında.

2022'de ara seçimlere gidecek olan Amerika Birleşik Devletleri'nde siyasetin dengelerini korumak hiç olmadığı kadar stratejik değere sahip.

Biden yönetimi işte bu iç politik gerçeklikleri sürekli hatırda tutarak İsrail'in merkezde olduğu yeni bir politik çatallanmayı Demokrat Parti'de görmek istemiyor.

Hem İsrail'e mesafeli yaklaşan yeni siyasal eğilimlerin kontrollü tepkilerini gözlemliyor öte yandan göz ardı edemeyeceği Yahudi seçmene dönük antisemitik saldırıların sınırlandırılmasını hedefliyor.

Biden yönetimi karşısında yükselen yeni toplumsal dinamiklerin farkında olarak İsrail hükümetinden politik söylem ve eylem konusunda ABD ile uyumluluk bekliyor.

Lapid-Bennett arasında kurulması beklenen koalisyon hükümetinin bu açıdan elini güçlendireceği söylenebilir.

En nihayetinde Biden yönetimi İsrail'in çok kültürlü ve çok dinli bir ülke görüntüsü vermesini ve bu özelliklerini siyasi düzlemde de gerçekleştirmesini arzuluyor.

Dr. Gökhan Çınkara

https://www.indyturk.com/node/368751/t%C3%BCrki%CC%87yeden-sesler/biden-doktrininin-ilk-testi-2-i%CC%87srailin-jeopolitik-derinli%C4%9Fi-ve

 

  • Bugünün perspektifinden, İsrail'in 1967 savaşındaki zaferi öncesi tamamen meşrulaştırılmış olan kuşatılma zihniyetini haklı çıkarmak zor görünüyor

İsrail'i ziyaret etmeye başladığımdan beri yaklaşık 40 yıl içinde çok fazla şey büyük ölçüde şey iyi yönde değişti ama çok fazlası da aynı kaldı. Yaşam standartları ölçülemeyecek derecede yükseldi. Altyapı dönüştürüldü. İsrail'in şehirleri modern ulaşım ve modern sanitasyonun tadını çıkarıyor; mükemmel yollar, makul konutlar, iyi derece sağlık ve sosyal hizmetleri var. Yüksek teknolojinin en iyilerine, dünya çapında üniversitelere ve çok sayıda yerli girişimciye sahip. İsrail çölde çiçek açtırdı, Tanrı aşkına, avokado bile ihraç ediyor. Bir ziyaretçi olarak artık 1950'lerde mahsur kalmış bir kibbutz'un (İsrail’de ortaklaşa kullanılan yerleşim bölgelerine verilen isim -ed.n.) komünal zorlukları ile köhne bir uluslararası otel zinciri arasında seçim yapmak zorunda değilsiniz. İsrail birinci sınıf tatil köylerine ve alışveriş merkezlerine sahip.

Sonrasında, bir ziyaretçi olarak söz konusu alışveriş merkezinin girişine geldiğinizde silahlı bir güvenlik görevlisi ve havalimanı tarzı x-ray cihazıyla karşılaştığınızda, dünyanın en yüksek güvenlik bilincine sahip ülkelerinden birinde olduğunuzu hatırlarsınız ki bu güvenlik bilincinin bir nedeni var. İsrail, 1948’de modern bir devlet olarak kuruluşundan bu yana kendi varlığı için endişeli. İlk yerleşimcilerinin çoğu Yahudi Soykırımı’ndan veya Kuzey Afrika’daki savaşlar ve zulümden sağ kurtulmuştu. İsrail’in bugün tadını çıkardığı demokrasi ve refah için en büyük övgüyü ise bu ilk yerleşimcilerin çocukları hak ediyor.

Yine de İsrail modern bir devlet görünüm ve donanımına sahip oldukça, potansiyel düşmanlarla çevrili bir Yahudi devleti kökenlerinin çeşitli katmanlarındaki uyumsuzluk da o kadar büyüyor görünüyor. Bugünün perspektifinden, İsrail'in 1967 savaşındaki zaferi öncesi tamamen meşrulaştırılmış olan kuşatılma zihniyetini haklı çıkarmak zor görünüyor. Son teknolojiye sahip askeri gücü (varsayılan ancak ilan edilmemiş nükleer kapasitesi dahil) İsrail’i kesinlikle yenilmez kılıyor. Ancak güvenlik mecburiyeti (erkek ve kadınlar için zorunlu askerlik hizmeti, çok sayıda yedek asker ve düzenli sivil savunma tatbikatları dahil) her şeye tesir ediyor. Bu arada, bu denli verimli bir organizasyon, aşılama başarısının da nedenlerinden biri.

Mary Dejevsky

https://www.indyturk.com/node/367056/yazarlar/kendini-di%C4%9Ferleri-gibi-tatil-yeri-olarak-tan%C4%B1tmaya-%C3%A7al%C4%B1%C5%9Fan-i%CC%87srail-%C5%9Fimdi-ba%C5%9Fa

 

  • İsrail’i çevreleyen kompozisyon değişmiştir. Amerika’daki Yahudiler, ABD seçkinleri ile Tel Aviv stratejilerinin zıt yönlere sürüklendiği bir alan tespit edilmiş durumda

İsrail özelinde yeni gerçekleri şöyle sıralayabiliriz;

İsrail’i çevreleyen kompozisyon değişmiştir. Amerika’daki Yahudiler, ABD seçkinleri ile Tel Aviv stratejilerinin zıt yönlere sürüklendiği bir alan tespit edilmiş durumda.

Gazze-Batı Şeria-Kudüs’e İsrail saldırılarının siyaseti etkilemediği, ama İsrail’deki Arap-Yahudi vatandaşlar arasındaki çatışmaları etkilediği görülüyor. İsrail’in ezici askeri gücünün/üstünlüğünün tartışmaya açıldığı, uluslararası mahkemelerin, İsrail’i “savaş suçlarıyla” itham edebileceği söylemleri duyuluyor. Nitekim, 13 yıl aradan sonra İsrail Dışişleri Bakanı’nın Mısır’a gitmesi bu sıra dışı gündemin delillerinden sayılıyor.

Amerika Birleşik Devletleri’nin Ortadoğu’yu CENTCOM’un (y)etkisi altına vermesi, NATO’nun öne çıkarılması, cephenin ileri alınması, savaş hattının hemen gerisine kurulması anlamına geliyor. Nereye doğru; Asya-Pasifik’e, Çin’e doğru. Yani bir anlamda içinde bulunduğumuz haziran ayında belirginleştirileceği kestirilen, öncelikle Çin’i hedefe alacak bir NATO- ABD-Avrupa ittifakı hedeflerinin sahadaki karşılığı sayılabilir…

Yani cephe arkasından bahsediyoruz ve üstte Suriye-Irak-İran-Pakistan-Afganistan kolunu, merkezde yine Irak-İsrail-Mısır-Körfez göbeğini düzenliyor, hazır hale yükseltiyor. Bu bağlamda İsrail’in daha az baş ağrıtan müttefik olarak tasarımı görülüyor. Biden yönetiminin, Trump’ı zaten ama Obama’yı dahi aşarak İsrail’e yüklendiğine ilişkin iddianın arkası, “İran ve İsrail neden yumuşatılıyor” sorusunun karşılığı budur.

İleri giderek, bu olası değişiklik ihtimallerinin İsrail’in kuruluş kabullerini/kodlarını da değiştirebilecek potansiyel barındırdığı savunusu bugün için iddialı. Önemsiz denemez. Tezi destekleyen karineler de mevcut. Ancak yaşamsal/bekâ tariflerinin kolay değişmeyeceği, müstakilen İsrail için daha da zor olduğunu söylemek gerekiyor.

Nihayet, İsrail’in yaşadığı değişimin, belki devinim demek daha doğrudur, Türkiye ile ilişkilerini nasıl etkileyebileceği sorusu da caridir. Ama konuyu asıl bağlamında, yani büyük harita üzerinden alırsak gerçek soru; Türkiye-İsrail ilişkilerinin kısa vadeli geleceği değil, Ankara’nın bu ana hesaplaşmada nerede durduğu/duracağıdır…

Nedret Ersanel

https://www.yenisafak.com/yazarlar/nedret-ersanel/yama-2058678

 

  • İsrail basınında çıkan analizlerde “siyasetteki mevcut kördüğümün en büyük sorumlusu” olarak gösterilen Netanyahu, kendisinden kurtuluvermenin çok kolay olmadığı bir figüre dönüşmüş durumda

“Bunca acayip insanın içinde Müslüman bir Arap siyasetçinin ne işi var?” diye sorulabilir. 46 yaşında bir diş hekimi olan Abbâs (kendisini 27 Mart 2021 Cumartesi günkü yazımda konu etmiştim), siyasî ilkelere bağlılığından çok oportünist kimliğiyle tanınıyor. Bir dönem Benyamin Netanyahu’yu da destekleyen Abbâs’ın mantığı, “Zaten işgal devam ediyor, ne elde edebilirsek kârdır” cümlesiyle özetlenebilir. Nitekim Abbâs, geçtiğimiz ay İsrail şehirlerindeki Arap nüfus hafif bir ayaklanma emaresi gösterdiğinde, kendi kamuoyuna çağrıda bulunarak, “Hükümet kurmak üzereyiz, sokaklardan çekilin” çağrısı yapmış isimlerden biriydi. Abbâs’ın koalisyona dâhil olması, İsrail vatandaşı Arapların karşı karşıya bulunduğu bazı problemlerin çözümüne katkı sunma isteğinden kaynaklanıyor. Naftali Bennett, aslında “Abbâs’la asla” noktasında olmasına rağmen, Netanyahu’yu devirebilmek için ona tahammül etmek durumunda kaldı. Koalisyonun Arap üyesine bakanlık koltuğu verilmesi de beklenmiyor. Verilen sözlerin tutulup tutulmayacağını ise önümüzdeki süreçte göreceğiz. Şimdiye kadarki tecrübe, Yahudilerin Arapları sürekli kandırmaya çabaladığı yönünde malum.

Öte yandan, 2009’dan bu yana kesintisiz başbakanlık yaparak İsrail tarihinde bir rekora imza atan Benyamin Netanyahu’nun da öyle kolayca pes edeceğini düşünmemek gerekiyor. Her şeyden önce, yeni kurulan hükümetin İsrail Parlamentosu’nda güvenoyu alması şart. Netanyahu’nun, pamuk ipliğine bağlı olan bu süreci provoke edeceği kesin. Hasbelkader hükümet kurulsa bile, Netanyahu’nun bu defa azgın bir muhalefet sergileyeceği de açık. İsrail basınında çıkan analizlerde “siyasetteki mevcut kördüğümün en büyük sorumlusu” olarak gösterilen Netanyahu, kendisinden kurtuluvermenin çok kolay olmadığı bir figüre dönüşmüş durumda. Bunu düşmanları da çok iyi biliyor. Hakkında açılan davaların akıbeti düşünüldüğünde, anti-Netanyahu blokun en büyük umudu, İsrailli birçok siyasetçi gibi onun da hapsi boylaması. Bu sadece İsrail’de değil, bütün dünyada milyonlarca insanın “ah keşke…” diyerek beklediği bir ihtimal. Ve imkânsız da değil.

Taha Kılınç

https://www.yenisafak.com/yazarlar/taha-kilinc/kordugum-2058677

 

  • Mansur Abbas, Hamas ya da Hizbullah’la savaşa engel olur musunuz sorusuna, “önceliğimiz İsrail’in güvenliğidir” diye cevap verdi.Onunla ittifak protokolünü imzalayan Bennett de zamanında “terör destekçisi” dediği için Mansur Abbas’tan televizyonda özür diledi

Anlaması kolay olmayan, tarihi bir olayla karşı karşıyayız.

Mansur Abbas, Hamas ya da Hizbullah’la savaşa engel olur musunuz sorusuna, “önceliğimiz İsrail’in güvenliğidir” diye cevap verdi.

Onunla ittifak protokolünü imzalayan Bennett de zamanında “terör destekçisi” dediği için Mansur Abbas’tan televizyonda özür diledi.

RA’AM partisiyle ittifak yüzünden koalisyondaki sağ ve aşırı sağ partiler yerden yere vuruluyor, teröristlerle işbirliğiyle suçlanıyor.

Ama sadece İsrail sağı değil, HAMAS da durumdan rahatsız. Dün yaptıkları açıklamada Mansur Abbas’ın Filistinlileri değil sadece kendisini temsil ettiğini söylediler.

Her tarafı “bunu bir yerden hatırlıyorum” dedirten bir hikaye bu.

...

Ama günün sonunda karşımızda insanların birlikte yaşamak için ne kadar esneyebileceği, kendine bakıp muhasebe yapmanın zorluğu, şahinler ve pragmatikleri arasında bitmeyen çekişmeler ve demokratik işbirliğinin zorluğu ve mümkünlüğü hakkında evrensel bir hikaye var.

Ne kadar başarılı olacağını merakla izleyeceğiz.

Orada olacaklar “Kimler kimlerle beraber”i bir suçlamadan çıkarıp, bir fırsata çevirebilir.

Yıldıray Oğur

https://www.karar.com/yazarlar/yildiray-ogur/kimler-kimlerle-beraber-1589669

 

  • İslami siyasetten gelen Mansur Abbas’ın başında olduğu Birleşik Arap Listesi (Ra’am) Yahudi siyaseti içerisindeki çatlaklara oynanması ve hükümetin içerisinde olunması halinde Yahudi partilerinin pragmatik sebeplerle bazı tavizler verebileceği iddiasındadır

“İsrail’in siyasal ve toplumsal mimarisinin ana belirleyeni Yahudiliktir. 2018’de kabul edilen anayasal nitelikli düzenleme ile de bu perçinlenmiştir. Bu düzenleme ile İsrail, yurttaşı olan Yahudilerin olduğu kadar henüz yurttaşı olmayan tüm Yahudilerin de devleti olarak tarif edilmiştir. Ve self-determinasyon hakkı sadece Yahudilere aittir. Yani İsrail tüm yurttaşlarının devleti olmadığını açıkça kanunlaştırmıştır. Kurulan koalisyonda bu düzenlemenin değiştirileceğine dair bir konsensüs olmadığı gibi Arapların mevcut toplumsal-siyasal haklarının düzeltilmesine dair somut bir yol haritası da mevzu bahis değildir. İslami siyasetten gelen Mansur Abbas’ın başında olduğu Birleşik Arap Listesi (Ra’am) Yahudi siyaseti içerisindeki çatlaklara oynanması ve hükümetin içerisinde olunması halinde Yahudi partilerinin pragmatik sebeplerle bazı tavizler verebileceği iddiasındadır. Doğası gereği taktik nedenlere dayanan böyle bir

oluşumun geçici olacağını ve Yahudi olmayan İsrailli yurttaşları ve daha da ötesinde Filistin Sorunu açısından herhangi bir kazanım getirmeyeceğini düşünüyorum.”

Erhan Keleşoğlu

https://www.gazetepencere.com/gzt-pencere-pazar-7/

 

  • Hükümeti kurma görev süresinin bitimine 38 dakika kala kurulan hükümet, yine son dakikalarda tarihe karışabilir. Her şey yolunda gitse dahi taban tabana zıt partilerin bir araya gelmesiyle oluşan koalisyonun ne kadar sürdürülebilir bir uyum içinde iktidarını sürdürebileceği de kendini önümüzdeki süreçte kanıtlamaya muhtaç olacaktır

Netanyahu 12 yıllık kesintisiz iktidarı sonrasında ardında kaydadeğer bir miras bırakacak. Amerikan Büyükelçiliğini Tel Aviv’den Kudüs’e taşıyan, Filistin meseleleriyle ilgilenen bir Amerikan konsolosluğunu kapatan (Biden iktidarında yeniden açılacak), Washington’daki Filistin misyonunu kapatan (Biden tarafından yeniden açıldı) ve İran’la Obama dönemi anlaşmasını yırtan Donald Trump ile iyi ilişkileri, İsrail’e devasa toprak kazanımları sağlayacak Yüzyılın Anlaşması, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn gibi altı Arap ülkesiyle diplomatik ilişkiler kurarak İsrail’in Arap devletleri arasında tanınmasını sağlayan diplomatik zaferlerinin yanısıra iktidarında Filistinlilerle yaşanan çatışmalar ve her iki taraftan giderek artan kayıplar… Tüm bu sayılanlar Netanyahu’ya politik kazançlar olarak geri döndü ve iktidarını güçlendirdi. Ancak uzun zamandır demokles’in kılıcı gibi üzerinde sallanan yolsuzluk suçlamaları Netanyahu’nun mirasının hatırlarda esas izi bırakan kısmı olabilir.

Değişim Hükümeti’nin kurulmasıyla Netanyahu’nun yargılanmasının önü açılmış olacak. Netanyahu’yu üç yolsuzluk dosyası bekliyor. Bunlar Netanyahu ve eşinin yıllar boyunca zengin çevresinden aldığı değerli hediyeleri soruşturan 1000 numaralı dava, Netanyahu’nun İsrail’de tirajı en büyük gazetelerden biri olan Yedioth Ahronoth’un başkanı ve editörü Arnon Mozes ile yaptığı görüşmeler sırasında Yedioth’un en büyük rakibi Israel Hayom’a zarar verebilecek yasaları mecliste geçirmeyi tartıştığı 2000 numaralı dava ve 2014-2017 yılları arasında Netanyahu’nun iletişim bakanlığı görevini de yürütürken “Walla!” adlı haber sitesinin sahibi olan İsrail’in en büyük telekomünikasyon şirketi Bezeq’in hakim hissedarı Shaul Elovitch arasında yapılan karşılıklı anlaşmayı içeren 4000 numaralı dava.İsrail Polisi 2018’de savcılığın Netanyahu ve eşine rüşvet suçlamasında bulunulmasını tavsiye etti. 2019’da da İsrail Başsavcısı Avichai Mandelblit, Netanyahu’ya dolandırıcılık, güveni kötüye kullanma ve rüşvet almakla resmen suçlamada bulundu.Daha önce 2009’da Ehud Olmert de belediye başkanlığı yaptığı döneme dair yolsuzluk suçlamaları nedeniyle istifa etmiş ve 6 yıl hapse çarptırılmıştı. Cezasının dörtte birlik kısmını çektikten sonra 71 yaşında şartlı tahliye edildi. İsrail tarihinin hapis yatan ilk başbakanı Olmert ile Netanyahu’nun benzer bir kaderi paylaşıp paylaşmayacağını ilerleyen süreç gösterecek.

Her ne kadar Değişim Hükümeti’nin birbirine zıt kutupları şimdilik umut dolu mesajlar paylaşsa da henüz parlamentoda güven oylaması yapılmış değil. Süreci hızlandırmak için Likud üyesi parlamento sözcüsünü değiştirmek için ivedilikle hazırlanan başvurudan başbakan koltuğuna oturması beklenen Neftali Bennett’in partisi Yemina vekili Nir Orbach imzasını geri çekerek süreci baltalayan ilk adımı atmış oldu. 59-61’lik kıl payı çoğunlukla hala avantaj sahibi değişim hükümeti koalisyonu meclis güven oylamasına kadar fire vermesi durumunda tüm umutlar suya düşme tehlikesiyle karşı karşıya. Netanyahu bu süreci koalisyon içindeki sağcı vekiller üzerinde baskı kurarak geçirecek ve gemiyi terketmeleri için her tür çabayı harcayacaktır. Hükümeti kurma görev süresinin bitimine 38 dakika kala kurulan hükümet, yine son dakikalarda tarihe karışabilir. Her şey yolunda gitse dahi taban tabana zıt partilerin bir araya gelmesiyle oluşan koalisyonun ne kadar sürdürülebilir bir uyum içinde iktidarını sürdürebileceği de kendini önümüzdeki süreçte kanıtlamaya muhtaç olacaktır.

Sedat Türker

https://daktilo1984.com/forum/bir-cehov-trajedisi-israil-secimleri/

 

Takılan tweetler

  • יעקבברדוגו@bardugojacob

נשיא של כולם .Herkesin başkanı.

https://twitter.com/bardugojacob/status/1400674803992911873

  • Karel Valansi@karelvalansi

İsrail’in yeni koalisyonunun parti liderleri bir arada. İsrail toplumunun çeşitliliğini de bir bakıma simgeliyorlar

  • ivo molinas@basyazar

İşte kurulması beklenen yeni İsrail hükümetinin ortakları:Dindar bir milliyetçi, bir Rus göçmeni, laik bir  tv program sunucusu, eski bir Likud siyasetçisi, eski bir general, eşcinsel siyasetçi, Filistinli bir İslamcı ve bir feminist. Başarılar...

https://twitter.com/karelvalansi/status/1401572080966057987

https://twitter.com/basyazar/status/1401570025551577092

  • Michal Divon מיכלדיבוןميخالديفون@michaldivon

Dubai'de kalıcı bir Holokost anma sergisi #WeRemember

https://www.youtube.com/watch?v=wHXX7HaFc3s

@khaleejtimes

https://twitter.com/michaldivon/status/1401903469515075587

  • Turkish Embassy DC@TurkishEmbassy

Büyükelçi @HmuratMercan  Los Angeles’ta yaşayan Yahudi vatandaşlarımızla biraraya geldi. @TRConsuLA @tyahuditoplumu @ishak5723 @muze500

 

Ağa Takılanlar Öneriyor

  • İsrail'de iktidar değişikliği Türkiye-İsrail ilişkilerini nasıl etkiler? - Dr. Hay Eytan Cohen Yanarocak

https://www.dw.com/tr/israilde-iktidar-de%C4%9Fi%C5%9Fikli%C4%9Fi-t%C3%BCrkiye-israil-ili%C5%9Fkilerini-nas%C4%B1l-etkiler/av-57774640

  • Naftali Bennett: İsrail Başbakanı olmaya hazırlanan aşırı sağcı milyoner

https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-57309797

  • Ürdün’ü ikna etmede İsrail’in en güçlü aracı 'su sorunu' - Doç. Dr. Metin Duyar

https://www.aa.com.tr/tr/analiz/urdun-u-ikna-etmede-israil-in-en-guclu-araci-su-sorunu/2260270

  • İsrail-Filistin çatışmasının temelindeki nedenlere odaklanmalıyız – Bel Trew

https://www.indyturk.com/node/366331/yazarlar/i%CC%87srail-filistin-%C3%A7at%C4%B1%C5%9Fmas%C4%B1n%C4%B1n-temelindeki-nedenlere-odaklanmal%C4%B1y%C4%B1z

  • İsrail’de 12 yıllık Netanyahu dönemi sona eriyor – Dr. Gökhan Çınkara: “Yeni hükümet ile Türkiye-İsrail ilişkileri ısınma sürecine girebilir, özellikle koalisyon ortağı Mansur Abbas ilişkilerde yeni bir kapı olabilir – Senem Görür

https://medyascope.tv/2021/06/03/israilde-12-yillik-netanyahu-donemi-sona-eriyor-dr-gokhan-cinkara-yeni-hukumet-ile-turkiye-israil-iliskileri-isinma-surecine-girebilir-ozellikle-koalisyon-ortagi-mansur-abbas-il/

  • New York Manhattan'ı ve Pek Çok Amerikan ve Avrupa Şehrini Çepeçevre Saran Gizli Tel Ne Anlama Geliyor?

https://onedio.com/haber/new-york-manhattan-i-ve-pek-cok-amerikan-ve-avrupa-sehrini-cepecevre-saran-gizli-tel-ne-anlama-geliyor-985365

  • İsrail'de Bu Hafta Çok Kritik! – Remzi Çetin

https://www.youtube.com/watch?v=qrlfv3S73Js

  • İsrail’in yeni profillerine yakından bakış - Didem Özel Tümer

https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/didem-ozel-tumer/israilin-yeni-profillerine-yakindan-bakis-6524742

  • İsrail Tarihinde Bir İlk | "Erbakan" İktidar Ortağı – Rafael Sadi

https://www.youtube.com/watch?v=Cu83nP1ZzpY

  • Bu ülkenin ihtiyacı olan şey, Yahudi değil “İsrail Milliyetçiliği” – Defne Beri

https://www.turkisrael.org.il/single-post/bu-%C3%BClkenin-ihtiyac%C4%B1-olan-%C5%9Fey-yahudi-de%C4%9Fil-i%CC%87srail-milliyet%C3%A7ili%C4%9Fi

  • ABD-İsrail ilişkisi tazelenebilir – Ali Çınar

https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/ali-cinar/abd-israil-iliskisi-tazelenebilir-6524772

  • Cihat Yaycı, Filistin mutabakatının ayrıntılarını ilk kez Independent Türkçe'ye anlattı

https://www.indyturk.com/node/369741/t%C3%BCrki%CC%87yeden-sesler/cihat-yayc%C4%B1-filistin-mutabakat%C4%B1n%C4%B1n-ayr%C4%B1nt%C4%B1lar%C4%B1n%C4%B1-ilk-kez-independent

  • Dünyada gelişen antisemitizm – Dafne Beri

https://www.youtube.com/embed/NockPN2RxWA

  • Soramazsın: Musevi I 123. Bölüm

https://www.youtube.com/watch?v=NV7wblbcweM

  • İsrail Ajanları Tarafından Planlanmış Bir Efsanevi İnsan Avı: Rega Celladı Herberts Cukurs'un Korkunç Sonu

https://onedio.com/haber/israil-ajanlari-tarafindan-planlanmis-bir-efsanevi-insan-avi-rega-celladi-herberts-cukurs-un-korkunc-sonu-985913

 

Kırmızı Köşe

  • Torun Saracoğlu Varlık Vergisi’ni savundu: “Osmanlı’nın kaymağını yiyenler bunun vergisini vermeliler değil mi?”

https://serbestiyet.com/haberler/torun-saracoglu-varlik-vergisini-savundu-osmanlinin-kaymagini-yiyenler-bunun-vergisini-vermeliler-degil-mi-61653/

  • Rusdu Saracoglu@RusduSaracoglu

Benim dedem Şükrü Saraçoğlu da çok aptalmış herhalde. 1923-1950 arasında tam 27 sene devlette, Cumhurbaşkanlığı dışındaki en üst düzey görevlerde çalışmış ve 1953 te Teşvikiyede kiralık bir apartman dairesinde kiracı olarak ölmüştür.

Karısı ve üç çocuğuna ismi dışında bir miras ta bırakmamış yani sevgili karısını ve öz çocuklarını hiç düşünmemiş. Onun tek aşkı varmış; Türkiye Cumhuriyeti.

Bu tweette tek bir mesaj var: devletin en üst makamları zenginleşme yeri değildir. Başka hiç bir mesaj yok.

  • Nurten Yalçın Erüs@erus_nurten

@RusduSaracoglu  adlı kişiye yanıt olarak

Yıllar sizi radikalleştirmiş, sadece üzüldüm. Varlık V. konulu kitabımın hazırlığında, o dönem ekonomi gazetecisiydim, size bir yorumunuz olur mu diye sormuştum, o dedemin icraati deyip en azından susmuştunuz. Hukuksuzluk,keyfiyet,servet transferi. Lüzum yok değil mi dert etmeye?

  • Die Beste@bestebetul

@RusduSaracoglu  adlı kişiye yanıt olarak

Varlık vergisi ile hayatları dağılıp Aşkalede kampa çalışma kölesi olarak gönderilip, çocuklarının boya kalemlerine kadar vergi ödemek için satmak zorunda kalanlara sor bir de nasıl andıklarını istersen

  • Rusdu Saracoglu@RusduSaracoglu

Çok haklısın. Ama bir devlet adamı harbi finanse edecek parayı bulmak zorunda. Bazıları Aşkaleye gidecekse gitsinler. Neticede burası Yunanistan değil Türkiye Cumhuriyeti.

https://twitter.com/RusduSaracoglu/status/1400808743969898497

  • Y. Emre Kocabasoglu@Kocabasoglu

Hala ısrarla Varlık Vergisi güzelliyor adam. İnanılmaz ya.

https://twitter.com/Kocabasoglu/status/1401168726939078656

  • Rüşdü Saracoğlu sosyal medya üzerinden Varlık Vergisi’ni güzelleyiverdi, baba mirasına sahip çıktı yani

“Sanki hadsizlik yarışması vardı dün, bir başka galip, Rüşdü Saracoğlu sosyal medya üzerinden Varlık Vergisi’ni güzelleyiverdi, baba mirasına sahip çıktı yani. Cevaplar üzerine ne kadar haklı olduğunu, malları mülkleri alçakça bir işlemle gasp edilmiş, köle gibi kamplarda çalıştırılmış insanları “yabancı” olmakla, “Osmanlı’dan beri ülkenin kaymağını yemek”le filan suçladı. Eleştiriler artınca da üste çıktı, pardon zaten üstteydi, üstünlüğünü şöyle bilgece bir lafla ortaya koydu: “Sürekli suçlayacak birilerini aramayı bırakıp ileriye bakalım.” Etnik-dinsel ayrımcılık ekseninde “gayrimüslim” azınlıkların malları gasp edilmiş, insanlığa karşı suç işlenmiş, hem bunu savunuyor hem savunurken ırkçı-ayrımcı dağarcıktan inciler saçıyor, sonra da futbolcu bilgeliğiyle üste çıkıyor. Pardon, zaten üstte, keyfini bozmuyor bile. Yine olsa yine yapılır, diyor. Gerekliydi diyor. Hitlere göre de gaz odaları gerekliydi, toplama kampları gerekliydi, “Yahudiler” Alman’ın ekmeğini yiyordu, değil mi?”

Ali Duran Topuz

https://www.gazeteduvar.com.tr/mafyanin-konustugu-gun-makale-1524473

  • Türk Yahudi Toplumu@tyahuditoplumu

Kasım 1942’de yasalaşan Varlık Vergisi ile memleketin gayrimüslim vatandaşları sahip olmadıkları varlıkların vergisini ödemeye mahkum edilmiş, her şeylerine el konulmuş, Aşkale’ye sürülenler ölüme terk edilmiş, ülkemizde  tükenmelerine yol açılmıştır.

Günümüzde bu politikalarda değişim adımları atılırken, Cumhuriyet tarihimizin en adaletsiz ve kara sayfalarından birini oluşturan “Varlık vergisini” -bir özür dahi dilenmemişken- halen savunan bir zihniyet kabul edilemez.

Sayın @RusduSaracoglu, biliniz ki biz Türk Yahudileri EN AZ sizin kadar bu ülkenin vatandaşları, asli unsurlarıyız, bundan şeref ve gurur duyuyoruz.

Tüm Türkiye’mize böylesi karanlık sayfaların olmadığı yarınlar diliyoruz.

#VarlıkVergisiSavunulamaz

https://twitter.com/tyahuditoplumu/status/1401237644777078786

  • Yasar Abuaf@YasarAbuaf

Mayıs 1943, ailenin varlık vergi borçları Osmanlı Bankası - Yenicami şubesine ödenmiş, aile aklanmış, çekilen sıkıntıları, 3-4 ay süresince  hergün ödenen 1-2 bin tl makbuzlar, daha ne olsun ki, anlatılamaz, maalesef yaşanmış, yazık  olmuş.

Varlık vergisi savunulamaz.

https://twitter.com/YasarAbuaf/status/1401252703175643146

  • Rusdu Saracoglu@RusduSaracoglu

@akinozka  adlı kişiye yanıt olarak

Ben İsak beyle çok konuştum. Siz bilmezsiniz ama Bensiyon Pinto da iyi arkadaşımdır. Musevi cemaatinin başkanıydı uzun yıllar. Kendisini çok severim. Maalesef şimdi rahatsız. Birisiyle tango yapmadan tango öğrenmek lazım.

https://twitter.com/RusduSaracoglu/status/1400887240667054083

  • Benjamen Pinto@bbpinto

Babam Bensiyon Pinto ile olan hukukunuzu biliyorum ve zaten hayal kırıklığımın nedeni bu. Sağlıklı olsaydı size gereken cevabı en iyi şekilde verirdi ve şu an özür dilemiş olurdunuz.

Anılarını yazdığı kitapta altından çekilen halıyı okusaydınız, cevabın bir kısmı da orada.

https://twitter.com/bbpinto/status/1401164891004735499

  • Rayka Kumru, MSx, M.A@raykakumru

Bir insan asla dedesinin davranışından sorumlu tutulamaz. Kimse özellikle ondan torunu diye özür bekleyemez. Ama yaptığınız yorumlardan sonra özür dilemelisiniz @RusduSaracoglu. Savunduğunuz varlık verigisi sebebiyle yıkılan, öldürülülen ve travmatize edilen jenerasyonlarca aile hafızalarında kapkara yerler kaplayan insanlardan, bizlerden özür dilemelisiniz. Önce bugün hayatta olmayanların anısından, sonrasında tekrar tekrar aynı ayrımcı ideolojilerle yüz yüze bıraktığınız bizlerden. Bu yorumları yapmasaydınız asla sorumlu olmayacaktınız. Ama böyle bir konuda ağzınızı, açılmayacak bir şekilde açtınız. Madem açacaktınız, “utanıyorum, üzgünüm, ben değildim ama özür dilerim” diyebilirdiniz. Çok sevdiğinizi iddia ettiğiniz ülkeniz adına güzel bir şeylere vesile olabilirdiniz. Özür dilemeyi asla ve asla bilmeyen bir ülkede, belki başka özürler bekleyen milyonlarca insanın da yüreğine bir gram su serpebilirdiniz. Siz de dedeniz gibi nefreti seçtiniz. Biz de yine, buradayız. Ne kimliğimiz, ne vatandaşlığımız, ne de tarihimizi kanıtlama çabasına girmeden. Sadece buradayız. Bilin.

https://twitter.com/raykakumru/status/1401648512878530563

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün