Web´den Seçmeler

• Batılı modern antisemitizmin çıkış ve varış noktası da bu temele dayanır. Marksizm ve sosyalizm temelli kapitalizm eleştiri ve itirazları eşitlik ve evrensellik fikirlerine odaklanırken, sağdan yükselen ses antisemitizm ve milliyetçilik olmuştur. NURAY MERT – www.t24.com.tr/k24

İzak BARON Diğer
26 Şubat 2020 Çarşamba

  

  • BATI SİYASET DÜŞÜNCESİNDE MODERNLEŞME KARŞITI SÖYLEMLERİN TAMAMI KAPİTALİZM VE MODERNLEŞMEYİ ‘YAHUDİ’LİKLE ÖZDEŞLEŞTİRİR, KAPİTALİZM VE MODERNLEŞMEYE DUYULAN TEPKİ, ÖFKE VE HOŞNUTSUZLUKLARIN TAMAMI YAHUDİ KARŞITLIĞI ŞEKLİNDE TEZAHÜR EDER

Sağ siyaset ve bu siyasal geleneğin bir ucundan yeşeren İslamcılığın tarih okuması bu yazının konusu olmayacak, ancak İngiliz miti konusunun bu okumanın bir açılımı olduğunu unutmamak gerek. Bu okumanın en önemli kalkış noktalarından biri de kuşkusuz ‘Yahudi komplosu’ fikridir ve sonuçta tarihin yıkıcı gücüne takılan yafta ‘İngiliz-Yahudi medeniyeti’dir. Meselenin Yahudiliğe dair kısmı kuşkusuz Türkiyeli İslamcılara ve hatta genelde İslamcılara özgü ve özgün bir yaklaşım değildir. Tam tersine, Batı siyaset düşüncesinde modernleşme karşıtı söylemlerin tamamı kapitalizm ve modernleşmeyi ‘Yahudi’likle özdeşleştirir, kapitalizm ve modernleşmeye duyulan tepki, öfke ve hoşnutsuzlukların tamamı Yahudi karşıtlığı şeklinde tezahür eder. Sonuçta, Batılı modern antisemitizmin çıkış ve varış noktası da bu temele dayanır. Marksizm ve sosyalizm temelli kapitalizm eleştiri ve itirazları eşitlik ve evrensellik fikirlerine odaklanırken, sağdan yükselen ses antisemitizm ve milliyetçilik olmuştur.

Bu tarih/siyaset anlatılarının en büyük paradoksu, her birinin kendini kendi kültürünün otantik ürünü olarak tanımlamasına karşın, tamamının ortak bir zihniyet havuzundan türemiş olduğudur. Benzer şeyleri tekrarlayıp dururlar, aynı şarkıları söylerler. İçeriğinde tapınak şövalyeleri, Cizvitler, masonlar, mistik referanslı cemiyetler geçen pek çok anlatı, Batı dışı dünyada Batı komplosunun ayrılmaz parçaları olarak algılanmasına karşın, çıkış hikâyeleri fazlasıyla Batı tarihine ilişkin çekişmeler ve tepkilerden oluşur. Tapınak Şövalyeleri, masonlar ve Yahudilere ilişkin efsaneler, monarşistlerin ve Katolik Kilisesi'nin Fransız Devrimi'ne karşı tepkileriyle üretilmiş komplo teorilerinden türemiş ve yaygınlaşmıştır. Bu konuda en erken örnekler Abbé Barruel ve Charles de Cassicour’un Devrim’e ilişkin görüşleridir. Şimdilerde Dan Brown’ın Da Vinci Şifresi başta olmak üzere yeniden popülerleşen yazın türünün öncülerinin başında, Walter Scott’un 19. yüzyıl başlarında yazdığı tarihsel romanların olduğunu da hatırlatalım.

Kısacası, şimdilerde bir kez daha, dünyayı İngiliz-Yahudi işbirliğinin eseri bir üst gücün yönettiği şeklinde çıkan modern mitolojinin büyük bir bölümü Batı dünyasında, modernleşme, kapitalizm ve sekülerleşme süreçlerine dair tepkisel düşüncenin ürünü idi. Batı dışı dünyada, kolonyalizme ve dolayısıyla Batıya karşı tepkisel söylem ve anlatılar, Batı kökenli tepkisel anlatıları sorgulamak bir yana, aynı anlatıları Batı dünyasını kavrama aracı olarak gördüler.    

NURAY MERT

https://t24.com.tr/k24/yazi/ingiliz-miti-komplo-teorilerinin-vazgecilmez-unsuru,2550

 

  • DÜNYA ÇAPINDA ÇEŞİTLİ FESTİVALLERE DE İLHAM KAYNAĞI OLAN 33 YILLIK BURNİNG MAN İSRAİL’DE MİDBURN ADIYLA DÜZENLENİYOR. BURNİNG MAN’İN RESMİ İŞBİRLİKÇİSİ OLAN MİDBURN’ÜN ADI İBRANİCE ÇÖL ANLAMINA GELEN ‘MİDBAR’DAN DEVŞİRME

Planlı ya da plansız, Trump’lı ya da Trump’sız Filistin’in omurgasını oluşturan Batı Şeria hali hazırda Yahudi yerleşimleriyle dolu durumda. Pek de uzak olmayan bir geçmişte “yasa dışı” diye tanımlanan bu yerleşimler Trump’ın planı öncesinde de İsrail tarafından sözde bir zemine oturtulmuştu. Trump’ın Batı Şeria’yı delik deşik eden haritası fiili duruma Washington perspektifinden

uluslararası bir vizyon kazandırmayı başarmıştı; beğen, beğenme...

Ama konumuz Trump’ın planı değil. Burning Man (Yanan Adam) festivalini biliyorsunuz. ABD’nin Nevada eyaletindeki Black Rock Çölü’nde düzenlenen bir haftalık festivalde dev bir ‘Adam’ kuklası ateşe veriliyor.

Dünya çapında çeşitli festivallere de ilham kaynağı olan 33 yıllık Burning Man İsrail’de Midburn adıyla düzenleniyor. Burning Man’in resmi işbirlikçisi olan Midburn’ün adı İbranice çöl anlamına gelen ‘midbar’dan devşirme.

İngiliz The Guardian gazetesine göre İsrail’de 2014’ten 2018’e kadar düzenlenen Midburn’ün organizatörleri bu kez Necef Çölü’nde festival izni alamayınca çözülmeye başladı. Midburn’den ayrılan bir grupsa kendi festivalini düzenlemeye karar verdi. Ancak bir sorun vardı; festival alanı olarak belirlenen yer Batı Şeria’daydı. Ürdün sınırı, Ölü Deniz ve Batı Şeria’nın Eriha kenti yakınlarında belirlenen alanda planlanan festivale 15 bin kişinin katılması öngörülmüştü. Ve her şeyden önemlisi İsrail ordusu festivalin nisanda yapılmasına yeşil ışık yakmıştı.

Festivale Filistinlileri de davet eden organizatörlerden Yaron Ben Shoshan, çabasının siyasi olmadığını vurguladıktan sonra tartışmanın iki toplum arasındaki fikir ayrılığını derinleştirmekten başka işe yaramadığını söylüyor. Shoshan, “Liderlerimize birbirimizle iletişim kurabildiğimizi ve birlikte eğlenebildiğimizi gösterme fırsatı var” diyor.

Oysa bu davetkâr beyan sahadaki gerçekleri yansıtmıyor. İsrail güvenlik güçleri bölgede yaşayan Filistinlilere neredeyse kan kusturuyor. Festivale katılmak isteyen Batı Şerialı Filistinliler önce İsrail ordusundan izin almak zorunda. Festivalin planlanlandığı alan Batı Şeria’da olmasına rağmen Yahudi yerleşimcilerin sahiplendiği bir arazi. Festival planı yapılırken kimse Filistinli yetkililere başvurmamış.

Filistin Kurtuluş Örgütü Genel Sekreteri Saab Erakat -ki kendisi de Erihalı- festivalin, organizatörlerin sömürgeci mantığını ortaya koyan aşağılayıcı bir girişim olduğunu söylüyor.

MENDERES ÖZEL

https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/menderes-ozel/bati-seriada-burning-man-6150896

 

  • EGİAD’IN UZUN ZAMANDIR DEVAM EDEN ISRARI EN FAZLA MUSEVİ CEMAATİ’Nİ RAHATSIZ ETMEKTEDİR

MESELA TÜSİAD, diyelim Ayasofya Müzesi’ni kapsamlı bir şekilde restore etti.

Acaba karşılığında bundan böyle o yere “TÜSİAD Eğitim Kampüsü” adını verebilir mi?

Mevzu daha önce de yazdığımız üzere “Portekiz Sinagogu”.

Evet, harap halindeki bu tarihi ibadethaneyi Ege Genç İş İnsanları (EGİAD) takdir edilecek bir çabayla restore etti ve muhtelif etkinlikler için kullanıma hazır hale getirdi.

Buraya kadar tamam...

Sonrası ise sıkıntılı.

Dernek yönetimi, bahse konu yeri ısrarla “EGİAD Sosyal ve Kültürel Etkinlikler Merkezi” olarak isimlendiriyor.

Hani EGİAD ismi hiç geçmez demiyoruz.

Ama o yer, öncelikle “Portekiz Sinagogu”dur...

Bu tarihi kimlik tartışılmaz şekilde vurgulanır, istenirse altına küçük puntolarla derneğin ismi yazılabilir.

Benzer örnek, Cunda’da “Taksiyarhis Kilisesi”nin restorasyonunda yaşanmıştır.

Tarihi yapı, restore edildikten sonra değerli objelerle kilise bir sanayi müzesine dönüştürülmüş ve “Taksiyarhis” ismi ön plana alınarak, restorasyonun ötesine geçen katkı sebebiyle Rahmi Koç Müzesi ismi, ayrıca göze batmadan belirtilmiştir.

Yine Tatış Ailesi, tarihi Uşakizade Köşkü’nün başka bir isimle anılmasını aklına dahi getirmemiştir.

Bakınız, bu gibi konularda tevazu içeren tutumlar ilgili kişi ve kurumları çok daha fazla yüceltir.

Ayrıca belirtelim ki, EGİAD’ın uzun zamandır devam eden ısrarı en fazla Musevi Cemaati’ni rahatsız etmektedir.

Yanı sıra, gerek TARKEM, gerekse Kemeraltı Derneği, benzer hassasiyet içindedir.

Bir kentin değerlerine sahip çıkmak çok iyi bir şeydir.

Sevgili EGİAD’lılar yaptığınız katkıyı lütfen gölgelemeyin.

SITKI ŞÜKÜRER

https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/sitki-sukurer/bilgi-artik-kolay-hizli-ve-ucuz-41453346

 

  • İSRAİL YÖNETİMİ, ASRIN ANLAŞMASI’NI İÇ POLİTİKAYA YÖNELİK KULLANMAKLA BİRLİKTE ANLAŞMANIN ULUSLARARASI MEŞRUİYETİNİ SAĞLAMAK İÇİN ORTADOĞU, AFRİKA BOYNUZU VE KUZEY AFRİKA’DAKİ MEVCUT ŞARTLARI KULLANARAK ÇEŞİTLİ ARAYIŞLAR İÇİNDE

Netanyahu geçtiğimiz günlerde Sudan Egemenlik Meclisi Başkanı Abdulfettah Abdulaziz el-Burhan ile bir araya geldi. Uganda’nın Entebbe kentinde yapılan görüşmede, Sudan İsrail’den 1993 yılından beri ABD tarafından uygulanan ambargoların kaldırılması ve Sudan’ın teröre destek veren ülkeler listesinden çıkarılması için aracı olmasını isterken, İsrail tarafı ise Sudan’dan hava sahasını İsrail uçaklarına açmasını ve ilişkileri normalleştirmesini talep etti.5 Sudan’ın içinde bulunduğu mevcut durumda paraya ihtiyaç duyduğu kesin. Geçiş süreci yaşayan ülkeye İsrail ile arası en iyi olan Arap ülkesi gibi görülen BAE’nin aracı olması6 Hartum açısından ekonomik durumunu iyileştirmesi için bir umut doğurabilir. Ancak Sudan’da bu tür manevralara el-Burhan’ın tek başına karar vermesi çok mümkün gözükmüyor. Zira Ömer el-Beşir’i yerinden eden devrimin dinamosu sayılan Sudan Zanaatkarlar Birliği (ya da Meslek Odaları Birliği) yaptığı açıklamada, bu duruma dikkat çekerek anlaşmayı reddetmişti.

İsrail’in benzer bir girişimi Fas Krallığı ile sürdürdüğü iddiaları, Tel Aviv’in geniş bir alanda meşruiyet arayışı içine girdiğini akıllara getiriyor. İsrailli kaynakların verdiği bilgiye göre, Tel Aviv yönetimi, Rabat ile ilişkilerin normalleşmesi karşılığında Batı Sahra’daki Fas hakimiyetinin kabul edilmesi için ABD’yi ikna etme sözü verdi. Fas açısından Batı Sahra sorunu oldukça önemli bir sorun. Rabat’ın İsrail ile ilişkilerin normalleşmesi karşılığında Batı Sahra’daki egemenliğini kabul ettirmesi oldukça pragmatik ve tercih edilir bir seçim olarak görülüyor. Bu konuda da zorluklar olmasına rağmen İsrail’in bu girişimi kritik bir önem arz ediyor.

İsrail’in bu diplomatik girişimlerinin başarılı olması halinde, Filistin tarafının yalnızlığına yalnızlık katılacağı söylenebilir.

İSMAİL ÇOKTAN

https://fikirturu.com/2020/02/17/asrin-anlasmasi-filistin-sorununun-yeni-bir-duzleme-gecisi-mi/

 

  • SSCB’NİN YIKILMASIYLA BİRLİKTE, ABD’NİN BİR DÖNEM KITADAKİ YEGÂNE SİYASİ NÜFUZ SAHİBİ GÜCE DÖNÜŞMESİ, AFRİKA SİYASETİ CEPHESİNDEN İSRAİL İLE BAĞLARIN NORMALLEŞMESİNİ BERABERİNDE GETİRMİŞTİR

İsrail-Afrika ilişkilerini 1990’lardan 2000’li yılların ortalarına kadar etkileyen üç temel dinamikten bahsedilebilir: 1. 1993 yılında Özerk Filistin Devleti’nin kabul edildiği Oslo Barış Anlaşması’nın yansımaları İsrail-Afrika ilişkilerinde yeni bir dönemin açılmasına az da olsa katkı sağlamış, İsrail’in Afrika’ya açılma siyasetinin önündeki politik bariyer kalkmıştır. 2. Güney Afrika’daki Apartheid rejiminin yıkılması ve Nelson Mandela’nın iktidara gelmesiyle birlikte İsrail Büyükelçisi ülkeden ayrılmaya zorlanmıştır. 3. SSCB’nin yıkılmasıyla birlikte, ABD’nin bir dönem kıtadaki yegâne siyasi nüfuz sahibi güce dönüşmesi, Afrika siyaseti cephesinden İsrail ile bağların normalleşmesini beraberinde getirmiştir.

İsrail açısından olumlu ve olumsuz bu gelişmeler ışığında, 1990’lı yılların sonlarına doğru, kıtada Sierra Leone, Gana, Eritre, Nijerya, Etiyopya, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Kenya, Kamerun, Angola ve Liberya, (daha sonraki dönemde) Güney Afrika, (Sudan’ın parçalanması sonrasında da) Güney Sudan ile ikili ilişkilerin tesis edilmesi, siyasi, ekonomik ve stratejik çıkarlar yumağında İsrail-Afrika ilişkileri açısından önemli dönüm noktaları arasında sayılabilir. 2000’li yıllarla birlikte İsrail’de sağ siyasetin yükselişi ve Filistin’deki yeni işgal ve yerleşim alanlarının inşa edilmesi kararları, İsrail’in Afrika kıtasında sürdürülebilir ve uzun dönemli dış politika izlemesinin önündeki politik bariyerleri teşkil etmiştir. Bu bariyerlerin İsrail’in Afrika politikasına yansıması, İsrail’i kıtada büyük ölçüde üçüncü taraflar veya aracılar vasıtasıyla etkinlik göstermeye mecbur bırakmasıdır. Kıtadaki ilişkilerini 1956 yılından yakın zamanlara kadar İngiltere, Sosyalist Enternasyonal ve ABD’nin gölgesinde sürdüren İsrail’in, Afrika’daki ilişkilerini içinde bulunduğumuz yeni dönemde yeni stratejisi çerçevesinde Mısır, BAE ve Suudi Arabistan üzerinden sürdürdüğü ise yadsınamaz bir gerçektir.

OSMAN KAĞAN YÜCEL

https://www.aa.com.tr/tr/analiz/israil-in-yeni-afrika-politikasi-bae-uzerinden-yuruyor/1738368

 

Netten okumalar

 

  • BU ÇOK HAVADAN SUDAN BİR HABERDİR - ÇEVİRİ: RAFAEL SADİ

https://odatv.com/bu-cok-havadan-sudan-bir-haberdir-21022009.html

 

  • ARAP-İSRAİL ÇATIŞMASINDAN DERSLER - ABDULMUNİM SAİD

https://aawsat.com/turkish/home/article/2139566/abdulmunim-said/arap-israil-%C3%A7at%C4%B1%C5%9Fmas%C4%B1ndan-dersler

 

  • LİFTA BİR EV, LİFTA BİR RÜYA, LİFTA BİR TARİH... - MALKA AZARYAD

https://www.turkisrael.org.il/single-post/2020/02/18/Lifta-bir-ev-Lifta-bir-r%C3%BCya-Lifta-bir-tarih

 

  • İSRAİLLİLER KALİTE VE FİYAT AVANTAJI NEDENİYLE SAÇ EKTİRMEK İÇİN TÜRKİYE'YE AKIN EDİYOR - TURGUT ALP BOYRAZ

https://www.aa.com.tr/tr/yasam/israilliler-kalite-ve-fiyat-avantaji-nedeniyle-sac-ektirmek-icin-turkiyeye-akin-ediyor/1741544

 

  • ‘İNGİLİZLERİN KABAHATİ’ - GÖKHAN KARAKAŞ

https://www.milliyet.com.tr/gundem/ingilizlerin-kabahati-6151452

 

  • STRUMA GEMİSİNDE HAYATINI KAYBEDENLER SARAYBURNU'NDA ANILDI

https://www.youtube.com/watch?v=wbPDAyfOqE0

 

  • DINGUNOS NO VAN A ENTENDER ESTE TEKSTO!

http://bianet.org/bianet/kultur/220370-dingunos-no-van-a-entender-este-teksto

 

Takılan tweetler

 

Tasvir Sanatları@tasvirsanatlari

Ankara Yahudi Mahallesi’nin öne çıkan geleneksel konutlarına örnekler: Sinagog’un karşısında bulunan ‘Araf Konutu’, Birlik Sokak, No:3 @ankarailkultur

* Evliya Çelebi, “Seyahatname”sinde Ankara’yı “Kentin Yahudileri çoktur. Sade Yahudileri 12 mahalledir” diye anlatır.

 

https://twitter.com/tasvirsanatlari/status/1229682255142019072

 

Sinan Eskicioğlu@SinanEskicioglu

Struma yi bilmeyen var mi? II. Dünya Savaşında Nazilerden kaçan Yahudileri Filistin'e götüren Struma gemisinin İstanbul  açıklarında  Sovyet denizaltısı tarafından batırılmasıdır. #ocakmedya #montag #monday #pazartesi #Struma

 

https://twitter.com/SinanEskicioglu/status/1231952998710022149

 

İsrail'e Dair@e_israil

#Filistin terörünü masum hale getirmeye çalışan arkadaşlar özellikle baksın burası Barzilai Sağlık Merkezi yeni doğan yoğun bakım ünitesi. #Gazze'den atılan füzeler sebebiyle minicik bebekler sığınaklara taşınıyor. Bunu da savunana ne denir bilemedim.

 

https://twitter.com/e_israil/status/1231933447209390080

 

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün