Kendi serveti ile başkanlığa aday: Bloomberg

2020 ABD başkanlık yarışına adaylığını koyan 54 milyar dolarlık servetiyle dünyanın dokuzuncu zengini New York eski Belediye Başkanı Michael Bloomberg’in hayatını mercek altına alıyoruz. Bugüne dek siyasi yarışlarında ne bağış ne de belediye başkanlığı sırasında maaş kabul etmeyen Bloomberg geleneğini bozmuyor. O ‘satın alınamaz’ bir başkan adayı.

Dünya
31 Aralık 2019 Salı

14 Şubat 1942’de Boston, Massachusetts’te dünyaya gelen Michael Bloomberg Yahudi geleneklerine bağlı, Kaşerut kurallarına uyan orta sınıf bir ailede büyüdü. Babası muhasebeci olan Bloomberg’in eğitim hayatı başarılarla dolu. İlk ve ortaokulu Yahudi okulunda okuyan Bloomberg, lisans eğitimini Johns Hopkins Üniversitesinin Elektrik Mühendisliği Bölümünde tamamladı. Bloomeberg, daha sonra Harvard Üniversitesinin İşletme lisansüstü programını bitirdi.

FİNANSAL TEKNOLOJİ DEVİ OLUYOR

Bloomberg eğitim hayatını tamamladıktan sonra Wall Street’te Salomon Brothers firmasında yatırım bankacılığı alanında çalışmaya başladı. Şirkette oldukça yükselen Bloomberg, 1973 yılında şirketin ortaklarından biri haline geldi. 1981’de Salomon Brothers’ın el değiştirmesinden sonra yatırım bankacılığı sektöründen ayrılan Bloomberg, sahip olduğu hisseler sayesinde şirketin satışından elde ettiği parayla kendi şirketini kurdu. Innovative Market Systems / İnovatif Piyasa Sistemleri adındaki şirket teknoloji ve finans piyasalarını birleştirmeye yönelik hizmet vermeye başladı. Şirket aynı zamanda borsada veri analizini kolaylaştıran sistemler kurdu. 1987 yılında isim değişikliğine giden şirket, günümüzdeki Bloomberg L.P. adını aldı. Hızla yükselen Bloomberg L.P. 1989 yılına gelindiğinde 2 milyar dolar değerindeydi. Günümüzde ise Bloomberg L.P., 20 bin çalışan barındıran ve 120 ülkede hizmet veren, 10 milyar dolar değerinde bir şirket. Bloomberg, aynı zamanda medya alanında çalışmalara başlayarak Bloomberg News ve Bloomberg TV’yi kurdu. Bloomberg L.P.’nin Londra’da 2018 yılında açılan ofis binası, mimarinin prestijli ödüllerinden olan Stirling Ödülünü kazandı ve dünyanın en sürdürülebilir ofis binası seçildi. 

 

 

SİYASİ YAŞAMA ATILIYOR

Michael Bloomberg, 2001 yılında politikaya atılarak New York Belediye Başkanlığına adaylığını koydu. 11 Eylül saldırısından birkaç ay sonra, 2002 yılının ocak ayında göreve seçildi. Bloomberg, 2005 ve 2009 yıllarında tekrar seçilerektoplamda üç dönem boyunca belediye başkanlığı yaptı. 2002 ve 2005 yıllarındaki seçimlerde Cumhuriyetçi Parti’nin adayı olarak seçilen Bloomberg, 2009 yılında bağımsız aday olarak seçildi. Belediye başkanlığı boyunca ücret almayı reddeden Bloomberg, 12 sene boyunca bu görevden yıllık sadece sembolik olarak bir dolar aldı. Bloomberg, iş seyahatlerini de kişisel servetinden karşıladı. Bu dönem boyunca Bloomberg L.P.’nin CEO’luğundan çekilen Bloomberg, görevini Daniel L. Doctoroff’a devretti. 2014 yılında Bloomberg şirketinin başına tekrar geçti. 

 

HAYIRSEVERLİKLERİ

Michael Bloomberg, 12 yıllık belediye başkanlığı dönemi 2013’te sona erdikten sonra hayır işlerine yoğunluk vermeye başladı. Bloomberg, silah kontrolüne ve küresel ısınmayı engellemeye yönelik çeşitli hayır kuruluşlarına yaklaşık 8 milyar dolarlık bağış yaptı. Bill Gates ve Warren Buffett gibi diğer milyarderlerin de yapığı gibi, Bloomberg de servetinin yarısını hayır kuruluşlarına bırakacağını açıkladı. Bloomberg 2013 yılında mezun olduğu üniversiteye 350 milyon dolar bağışladı. Bu bağışla birlikte o güne kadar bir eğitim kuruluşuna bağışlanan en yüksek meblağ rekoru Bloomberg’in oldu. Milyarder işadamı 2018 yılında kendi rekorunu kırarak üniversitesine 1,8 milyar dolarlık bir bağış daha yaptı. 

 

ÖZEL HAYATI

Michael Bloomberg’in 1975’te evlendiği ve 1993 yılında boşandığı eski eşi Susan Brown’dan olan iki kızı var. Eski eşi ile ayrılsalar da hala çok yakın arkadaş olduklarını belirten Bloomberg 2000 yılından beri New York Eyaleti Bankacılık Odasının baş amirliğini de yapmış olan Diana Taylor ile birlikte. 

 

YAHUDİLİĞİ VE İSRAİL İLE BAĞI

Bloomberg 2014 yılında ‘Yahudi Nobeli’ olarak da bilinen 1 milyon dolarlık Genesis Ödülü’nün ilk sahibi oldu. Bloomberg bu ödülü kamuya yaptığı hizmetler ve hayırseverlik faaliyetleri nedeniyle aldı. Bloomberg ödülden aldığı parayı bağışladı. Ödülü alırken yaptığı konuşmasında ailesinin kendisine küçüklüğünden beri İsrail’in önemine değindiğini ve İsrail tarihi okuttuğunu belirtti. 

Michael Bloomberg, İsrail’e yaptığı ziyaretlerle de çoğu zaman ses getirdi. 2014 yılında Koruyucu Hat Operasyonu sırasında ABD, Amerikan havayolları uçaklarının Tel Aviv Ben-Gurion Havaalanına iniş yapmalarını yasaklayınca, Bloomberg kendi özel uçağıyla New York’tan Tel Aviv’e uçtu ve İsrail’in güvenli bir yer olduğunun mesajını bizzat verdi.

 

 

BAŞKANLIK KAMPANYASINA BAŞLIYOR

2020 ABD Başkanlığı için muhalefet Demokrat Parti’den adaylığını geç de olsa koyan Bloomberg, diğer adayların aksine seçim kampanyasını seçmenlerden aldığı bağışla değil kendi kişisel serveti ile yürütüyor. Bloomberg’in bağışları kabul etmemesi resmi Demokratik münazaralara katılamayacağı anlamına geliyor çünkü Demokratik Ulusal Komitenin kurallarına göre adayların oylama ve bağışlarda belli kriterleri karşılaması gerekiyor. Büyük çaplı servetiyle diğer parti adaylarının seçim kampanyaları için harcadığı tutardan çok daha fazla harcama yapıyor. Bloomberg’in bir hafta içerisinde televizyon reklamları için 30 milyon dolar harcadığı biliniyor. Harcanan bu rakam diğer adaylarının tüm yıl içerisinde harcadığı tutardan daha fazla. Bloomberg’in başkan seçilme halinde alması gereken yıllık 400 bin dolarlık başkanlık maaşını da kabul etmeyeceği biliniyor. Başkan Donald Trump da bu maaşı eski başkanlar Herbert Hoover ve John F. Kennedy gibi kabul etmeyenlerden.

Bloomberg’in yüksek servetinin oluşturduğu ve Demokratik Parti çizgisine pek fazla uymayan profilinin başkanlık yarışının ilerleyen dönemlerinde onu olumsuz etkileyebileceği düşünülüyor. Buna karşın, Bloomberg’in geçmişte hem özel sektörde hem de devlet bünyesinde başarılı çalışmalar yürütmüş olması seçim kampanyasını olumlu yönde etkiliyor. 

 

Bloomberg’in vaatleri

Bloomberg, seçim sürecinde vadettiği bazı politikalarıyla diğer muhalefet parti adaylarından ayrışıyor. ABD’de sağlık sisteminin özel sektörün elinde olmasından dolayı birçok seçmenin sağlık hizmetlerinden yoksun kalması başkanlık adaylarının sıklıkla değindiği meselelerden biri. Bloomberg, Demokrat Parti adayların neredeyse hepsinin uygulamayı önerdiği ‘herkes için sağlık sigortası’ politikasını gerçekçi bulmadığını ve ABD’nin bu tarz bir uygulamayı karşılayabilecek gücü olmadığını belirtti. Bloomberg, sağlık sigortasının her vatandaşa otomatik olarak uygulanması yerine sadece özel sağlık sigortasını karşılayamayan vatandaşlar için uygulanmasını önerdi. New York Belediye Başkanı olduğu dönemde de sağlık politikalarıyla öne çıkmış olan Bloomberg, New York’taki kapalı restoran, bar, park ve çoğu çalışma alanlarına sigara yasağı getirdi. Aynı zamanda kendisi restoranların menülerine kalori ve besin değerlerinin eklenmesini sağlayan isim. 

Seçim sürecinde en çok tartışılan konulardan biri olan vergi politikaları konusunda Bloomberg, Elizabeth Warren ve Bernie Sanders gibi diğer güçlü muhalefet parti adaylarının aksine, varlık vergisi uygulamasına karşı çıktı. Varlık vergisinin yıllık geliri 50 milyon ve 1 milyar dolar arası olan vatandaşlardan gelir vergisine ilave olarak yüzde 2 oranında alınması planlanıyor. Bloomberg, varlık vergisinin ABD anayasasına aykırı olduğunu belirtti. 

Çevre konusunda duyarlı olduğu bilinen Bloomberg, ülkenin yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımına geçmesi için 500 milyon dolarlık bir yatırım yaptı.  Bloomberg, kampanya sürecinde kongre üyesi Alexandria Ocasio-Cortez’in sunduğu Yeşil Yeni Mutabakat’ını (Green New Deal) desteklediğini açıkladı. Bu önerge, küresel ısınmayla savaşmak adına ABD’de kömür, petrol ve doğalgaz gibi yenilenemez enerji kaynaklarındaki iş gücünü ve dolayısıyla bu kaynakların kullanımı azaltmayı planlıyor. Alternatif olarak güneş paneli ve rüzgar türbini üretiminin arttırılmasını öneriyor. 

Geçmişte ABD’deki silah kontrolü için bağışta da bulunan Bloomberg, silah sattın alımından önce herkesin sıkı bir sorgulamadan geçmesi gerektiğini ve ABD ’deki silah yasalarının sıkılaştırılması gerektiğini belirtti. 

 

 

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün