Muhteşem eylülde yer resim gök heykel!

İstanbul dolu dolu gelen yeni sanat sezonuna hazırlanıyor. Başı, her zamanki gibi kentin kültür-sanat tanınırlılığını artırmayı ve halkı sanatla buluşturmayı amaçlayan Contemporary İstanbul ile ardından başlayacak 16. İstanbul Bienali çekiyor. Türkiye ve dünya çağdaş sanatının en iyi örneklerini bir araya getiren bu iki platformun yanı sıra sayısız galeri de yepyeni sergilerle kapılarını açıyor. Gözlere ve ruha şifa olacak bu günlerde bize düşen, olabildiğince bu sanat güneşinden faydalanmak!

TUNA SAYLAĞ Sanat
4 Eylül 2019 Çarşamba

14. Contemporary İstanbul

Bölgesinde en önemli sanat fuarı konumunda olan Contemporary İstanbul, 12 - 15 Eylül tarihleri arasında İstanbul Kongre Merkezi ve Lütfi Kırdar Rumeli Salonunda gerçekleştirilecek.

Bu yıl etkinliğin sanat direktörlüğünü üstlenen ve fuarın genel estetiği ile kavramsal vizyonundan sorumlu olan Fransız sanat araştırmacısı - bağımsız küratör Anissa Touati, ‘Geçmişten Günümüze Akdenizlilik’ kavramını tema olarak belirledi. Bu bağlamda fuar kapsamındaki ‘CIF Dialogues’ konferans programında ‘Akdeniz Ufukları’ teması altında, konuyla ilgili konuşmalar yapılacak. Konferans programı bu sene İngiltere’nin en önemli vakıflarından Delfina Foundation Direktör Yardımcısı Salma Tuqan tarafından belirlenip yönetildi.

Anissa Touati

Mevcut misafir ülkelerin yanı sıra fuara Malta, Azerbaycan, Fransa ve Lübnan’dan bağımsız yedi sanat projesi de getiren Anissa Touati, görevine başlar başlamaz, İsviçre’de çağdaş sanatı destekleyen Luma Vakfı küratörlerinden Julie Boukobza ve Tel Aviv’deki Contemporary Art Center’ın yöneticisi Nicolas Trezzi gibi isimlerden oluşan uluslararası bir komite kurmuştu.

Bu yıl fuarda, 22 ülkeden 75 yerli-yabancı çağdaş sanat galerisi, 510 sanatçı ve 1400’ün üzerinde eser yer alıyor. Fuar kapsamında Lütfi Kırdar’da yer alan teras alanı, dokuz sanatçının katılımıyla ‘Garden of Eden’ isimli bir heykel parkına dönüşecek. Fransız heykeltıraş Elsa Sahal’in, bir dönem Paris’teki FIAC (Foire İnternationale d’Art Contemporain) kapsamında, Tuileries Bahçesinde sergilenen ünlü ‘Çeşme’ yerleştirmesi de sergilenecek yapıtlar arasında. Heykel parkının yanı sıra fuar alanında da heykeller konumlandırılacak. Bunların arasında Renée Levi’nin eserleri de bulunuyor. 

 Recent Acquistions/Son Edinimler

Türkiye’de ilk kez düzenlenecek olan ‘Recent Acquistions/Son Edinimler’ sergisinin küratörü de Hasan Bülent Kahraman... Bu sergide sanatseverler, Türkiye’nin önde gelen koleksiyonerlerinin son dönemde satın aldıkları sanat eserlerini görme fırsatı bulurken, Türkiye’de sanat koleksiyonerliğinin geçtiği dönemsel değişimler hakkında da bilgi sahibi olabilecek. Ayrıca, ‘Recent Acquisitions’ sergisi, fuar sonrasında kitaplaştırılarak meraklıları ile buluşturulacak.

Makinelerin Gözünden Şehirler

2015 yılında NASA’nın düzenlediği ‘Mars Kolonisi’ adlı yarışmada üçüncü olan ünlü Türk sanatçı ve mimar Güvenç Özel’in ‘Derin Şehir’ adlı dijital eseri ilk kez Contemporary İstanbul’da sergileniyor. Özel’in, içinde yaşadığımız şehirlerde sürekli olarak insan faaliyetlerini ve kent formunu belgeleyip denetleyen makinelerin bu şehirleri nasıl gördüğü düşüncesinden yola çıkarak tasarladığı ve izleyicinin makinelerin zihni ile gövdesi arasındaki mekânı deneyimlemesine olanak tanıyan eser, Vodafone Red standında görülebilecek.

 

CI’19 PLUGIN

2017’den beri Siemens Ev Aletlerinin sponsorluğunda düzenlenen, yeni medya ve dijital sanatlara odaklanan Plugin sergisinin küratörlüğünü bu yıl Esra Özkan yapıyor. Plugin, uluslararası bir sanat fuarının geleneksel formatı içinde yeni medyanın farklı sunum olasılıklarını araştıran bir sergi. Bu bölümde bu sene RW. (materyal) teması üzerinde duruluyor. RW. (materyal)’ın nereden geldiği ve nasıl algılandığı, çevresindekilerle nasıl iletişime geçtiği sergi süresince ele alınacak.

 

 

 

Yepyeni bir müzemiz oldu:  ARTER 
13 Eylül’de açılıyor

İstanbullular yeni bir müzeye kavuşuyor. Kentin sanat ajandasında önemli bir yeri olan İstiklal caddesindeki ARTER, artık Dolapdere’de konuşlanmış; koleksiyonu, sergileri, çok disiplinli programı ve yayınlarıyla mülti içerikli bir müze! 2010-2019 yılları arasında sayısız sergiye ev sahipliği yapan Tünel’deki bu mekân, yerini Vehbi Koç Vakfı’na (VKV) bağlı yeni bir sanat kurumu olan ‘Meşher’e bıraktı. 

Bir kültür ve yaşam platformu olmayı hedefleyen Arter, farklı faaliyetleriyle sanatı geniş kitlelerle buluşturmayı amaçlıyor.

Bir VKV kuruluşu olan merkezin açılış programında toplam yedi sergi yer alıyor. Emre Baykal ve Eda Berkmen küratörlüğünde Arter Koleksiyonundan oluşturulan ‘Saat Kaç?’ başlıklı sergi, bellek, zaman ve mekân kavramları etrafında şekilleniyor.

Küratörlüğünü Selen Ansen’in yaptığı ‘Kelimeler Pek Gereksiz’ başlıklı koleksiyon grup sergisi ise, jest, kalıntı ve iz temaları etrafında kurgulanıyor.

Altan Gürman retrospektif sergisi, 1976 yılında hayatını kaybeden sanatçının tüm üretimini bir araya getiriyor.

Ayşe Erkmen’in Arter’in açılış programında yer alan sergisi ‘Beyazımtırak’, sanatçının 1970’lerden bu yana gerçekleştirdiği yapıtlardan retrospektif bir anlayışla seçilenlerle birlikte, bu sergi için özel olarak ürettiği yeni işleri bir araya getiriyor.

Rosa Barba’nın ‘Gizli Konferans’ başlıklı yerleştirmesi sanatçının 2010 -2015 yılları arasında müze depolarında çektiği üç filmden oluşuyor.

İnci Furni’nin ‘Bir An İçin Durdu’ başlıklı kişisel sergisi, sanatçının bu sergi için ürettiği yeni işlerini bir araya getiriyor.

Céleste Boursier-Mougenot’nun ‘offroad, v2’ başlıklı yerleştirmesi, dışarıdaki rüzgârın hızı ve yönüyle etkileşim içinde hareket eden üç kuyruklu piyanodan oluşuyor. 

Program kapsamında ilk dört ay içinde Arter’de yer alacak müzik sanatçıları arasında Aydın Esen, Portrait and a Dream, Elif Çağlar Quartet, Can Çakmur, In Hoodies, Emin Fındıkoğlu Quartet ile Tolgahan Çoğulu ve Sinan Ayyıldız Duo bulunuyor. Meggy Rustamova, Noé Soulier, Gizem Karakaş ve Etem Şahin, Kate McIntosh ise özgün performanslarıyla Arter’in etkinlikleri arasında.

 

Pilevneli Galerilerinde Dört Sergi

Pilevneli Dolapdere ve Pilevneli Mecidiyeköy, Contemporary İstanbul ve 16. İstanbul Bienali ile eş zamanlı olarak sanat mevsimine merhaba diyor. Dolapdere’deki mekânında Tobias Rehberger, Mecidiyeköy’dekinde ise Cleon Peterson, Erdoğan Zümrütoğlu ve Johan Creten’in kişisel sergileri ve yine Tobias Rehberger’in iki eseri yer alacak.

‘Bazen Hiç Olmadığından Daha İyi Olur’

Tobias Rehberger’in son dönem işlerinden ve daha önce sergilenmiş beş heykelinden oluşan yeni sergisi Bazen Hiç Olmadığından Daha İyi Olur’, 9 Eylül - 2 Kasım tarihleri arasında PİLEVNELİ Dolapdere’de yer alacak. Sergide, Rehberger’in ‘Enfeksiyonlar’, ‘Portre Heykelleri’, ‘Yumurta Vazo Heykelleri’, ‘Ret’ adlı çalışmalarının yanı sıra suluboyalar ı ve neon işleri de yer alacak.

Almanya’nın önemli çağdaş sanatçılarından biri olan Tobias Rehberger, mimari ve tasarım alanlarında çalışarak iki disiplinin kesişiminin güzel sanatlarla ilişkisini keşfediyor. Rehberger sokaktaki neon levhalar, cırtbant ile yapılmış lambalar, vazo heykeller gibi eserleriyle sanatını yeni bağlamlardan yaratarak seyircisini bir deneyimin parçası olmaya davet ediyor. Sanatçı interaktif mimari enstalasyonlarının yeni bir örneğini PİLEVNELİ Dolapdere’ye kurmaya hazırlanıyor. Sergisi süresince ve sonrasında galerinin teras katında yer alacak bu enstalasyon, vakit geçirilebilecek bir sosyal platform görevi üstlenerek ziyaretçilerin deneyimine katkıda bulunacak.

‘Tuz Zamanı’

 PİLEVNELİ Mecidiyeköy, 10 Eylül - 27 Ekim  tarihleri arasında Erdoğan Zümrütoğlu’nun son dönem işlerinden oluşan ‘Tuz Zamanı’ isimli yeni sergisine ev sahipliği yapacak. Zümrütoğlu’nun son dönem işlerinin izleyiciyle buluşacağı bu sergide aynı zamanda sanatçının heykeltıraş bakış açısını belgeleyen kilden yapılmış özel bir enstalasyon da bulunuyor.

‘Güneşin İçine Bak’

Los Angeles’ta yaşayan Cleon Peterson’ın son dönem işlerinden oluşan ‘Güneşin İçine Bak’ isimli yeni sergisi 10 Eylül - 27 Ekim tarihleri arasında PİLEVNELİ Mecidiyeköy’de yer alacak.
İlk bakışta, Cleon Peterson’un büyük tabloları ve ‘mural’leri geleneksel tarzda, ahlakî ve siyasallaşmış bir öykücülüğe boyun eğmiş gibi gözükebilir. Sanatçının insansı yaratıklarının neredeyse aynı görünümdeki başka bir gruba dehşet veren bir acı çektirdiği katliam manzaraları korku, tiksinti, öfke, empati, acıma gibi duygularımıza derinlemesine dokunuyor.

‘The Vivisector’

Johan Creten’in The Vivisector’ isimli son sergisi, 10 Eylül - 27 Ekim  tarihleri arasında PİLEVNELİ Mecidiyeköy'de Serginin başlığı, Patrick White’in 1970 yılında yayımlanan ve yaratıcının ıstırabı, gerçeklik arayışı, varoluşun anlamı gibi evrensel düşünceleri inceleyen ‘The Vivisector’ adlı kitabından doğdu. Sergide, çömlekten yapılmış, heybetli, insan benzeri gizemli üç baykuş heykeli (The Nose, Fatigue, The Vivisector), sessiz ve ikircikli bir şekilde bizi karşılıyor. Yüzeylerinin parlaklığının zarafeti nedeniyle kutsal görünümlü heykeller, melankolik bakışlarıyla bizi Mısır tanrıları gibi dikkatle inceliyor. ‘Glory’ serisinin iki başlıca örneği adeta kozmik bir duruşa sahip. ‘View Points’ serisine ait seri ise ziyaretçiyi oturup dinlenmeye ve düşünmeye davet ediyor.

 ‘Pişmanlık’

PİLEVNELİ Mecidiyeköy, 10 Eylül - 27 Ekim tarihleri arasında Tobias Rehberger’in izleyiciyi bir gölge oyununa davet eden çalışması ‘Pişmanlık’ ve fayanslardan oluşan bir diğer enstalasyonuna ev sahipliği yapacak. Sanatçının bu işleri PİLEVNELİ Dolapdere’de 9 Eylül - 2 Kasım tarihleri arasında yer alacak ‘Bazen Hiç Olmadığından Daha İyi Olur’ isimli sergisinin yanı sıra izlenebilecek.

Tobias Rehberger, seyircisini Dolapdere’de davet ettiği deneyimi Mecidiyeköy’e de taşıyor. Rehberger, 2014’te Schirn Kunsthalle, Frankfurt’ta da sergilediği heykeli ‘Pişmanlık’ ile izleyicinin eserden kendi anlamını çıkarmasını istiyor. Sanatçı aynı zamanda fayanslardan oluşan enstalasyonunu PİLEVNELİ Mecidiyeköy’de sunuyor. 2015’te Art Basel Miami Beach’de sergilenen işinde sanatçı, toplumun ‘ahlaki’ koruyucu olarak gördüğü çağdaş medyayı mecazen eleştiriyor.

 

 

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün