Nazilere direnen cesur kız: Rivka Kuper Liebeskind

Rivka Spiner’in Polonya’da Akiva Teşkilatına katılmasından, II. Dünya Savaşında direniş grubuna katılmasına, Nazilerin sürdürdüğü katliamdan sağ kalarak, önce Kıbrıs’a yollanması ve sonrasında kaçarak İsrail topraklarına ulaşmasının, cesaret ve azminin öyküsü…

Sara YANAROCAK Kavram
26 Haziran 2019 Çarşamba

Takma adı Vuschka (Vuşka) olan Rivka Spiner 1920 yılında, Polonya’nın Rzeszow kentinde, orta sınıf, dindar ve ulusçu bir aileye doğdu. Babası Hayyim Spiner, annesi Hadassah ve kendisi de Ha Poel Ha Mizrahi’de aktif bir üye idiler. Ayrıca erkek kardeşi Menahem vardı.

Rivka Spiner, 1934 yılında ilkokulu tamamladıktan sonra ailesi onun, İbranice-Lehçe diplomasıyla mezun oluğu İbrani Lisesinde okuması için Krakow’a taşındı. Genç kız, Krakow’da lisede iken, daha evvelki Dati hareketinin aksine, laik Akiva hareketine girmeyi tercih etti. Orada kısa sürede yükselmeye başladı. Kutsal topraklara göçün şart olduğunu henüz o zamanlarda ön gören Rivka’nın Akiva Teşkilatı’nda adı Vuşka idi.

Akiva Hareketi, kendisini tamamen faaliyetlerine adamasını talep ederek, kızın üniversiteye gitmesine mani oldu. Varşova liderliğinde çalışması gerekiyordu. Altı ay sonra Polonya’nın, Yahudi yoğunluğu çok fazla olan gençlerin yaşadığı bölgelerde, okuyan ve çalışan gençlik grupları kurmak üzere üç farklı bölgeye gönderildi. II. Dünya Savaşının patlak vermesinden önceki son etkinliği, hareketin Tatra Dağları’nın eteğinde düzenledikleri ana yaz kampıydı.

Akiva Hareketi’nin lideri ile evlendi

Aralık 1939 yılında Rivka, Polonya’daki Akiva Hareketi’nin lideri Dolek Liebeskind (1912-1942) ile evlendi. Doğuya kaçmak yerine, hareketi yeniden düzenlemek üzere şehirde kaldılar. Savaş başladıktan sonra Dolek, Rivka’yı( Vuşka)’, hareket arşivindeki belgeleri imha etmesi için Varşova’ya gönderdi. Vuşka üç gün boyunca kâğıtları yaktı, 800 üyeden oluşan, 30 kadar Varşova grubunu ziyaret etti. Vuşka oradaki grupların arasındaki ilişkiyi yeniden kurmaya ve faaliyetleri canlandırmaya çalıştı. Yahudi’ye benzemeyen dış görünüşü ve sahip olduğu pozisyon nedeniyle, hareketin üyeleri arasındaki bağlantıyı güçlendirmek ve faaliyetlerine devam etmelerini teşvik etmek için Tomaszow Mazowiecki,  Radom ve Tornow gibi diğer şehirlere gönderildi.

Sağlık memuru olarak çalıştı

Krakov gettosundaki sağlık koşulları kötüleştikçe, seyahatleri arasında Vuşka sağlık memuru olarak çalıştı. İnsanların kafalarına bitlere karşı ilaç tedavisi yaptı. Ayrıca gettoya taşınan Yahudi hastanesinde, ağır hastaların hastaneye nakledilmesini sağladı.

1942’nin başında kuzeni Mire Gola onların gettodaki evine geldi. Mire ve Vuşka birlikte, gettodaki askeri depolarda ordunun yiyecek kutularını istifleyerek çalıştılar. Bu arada teneke kutularının altını çivilerle delerek sabotaj yaptılar. Gola, Komünist Yeraltı Örgütü, Polonya İşçi Partisi’ne katılmak üzere gettodan ayrılana kadar yakalanmadan faaliyetlerine devam ettiler. Vuşka, Akiva Hareketi, Ağustos 1942’de Dewisznice yakınlarındaki Kopaliny çiftliğinde, yer altı savaş organizasyonu haline geldiğinde, gettodan ayrıldı ve direniş grubuna katıldı.

Direniş gurubuna katıldı

Yeni yeraltı örgütünün komutanı (He Halutz Ha Lohem), Vuşka’nın kocası Dolek’ti. Genç kadın merkezdeki iletişimden sorumluydu ayrıca Kopaliny çiftliğinde geçirdiği zaman boyunca, hareket gruplarının bulunduğu her yere sık sık seyahat ediyordu. Vuşka hareketteki direnişçilerin, ormandaki direnişçi partizan gruplara katılmalarını istiyor ve onları ormana gönderiyordu. Vuşka ve Hella Schüpper bir takım noktalar oluşturarak, gençlerin ormanlara doğru giderken, yiyecek ve giyeceklerini depo edecekleri şehirlerin eteklerinde odalar kiraladılar. Polonyalılarla aralarında çıkan kimlik sorgulamaları sırasında büyük tehlikeler atlatıyorlardı. Vuşka ayrıca, Yahudilerin gettoyu rahatça terk etmeleri için sahte kimlikler yapan Shimshon Draenger’le ortak çalışıyordu. Yeraltı hareketlerini arttırmak için gençlere sürekli sahte belgeler hazırlatıyordu.

Pazar günleri Krakov’da, kentin ana caddelerinde sarhoş olarak dolaşan Alman askerlerine karşı operasyonlar düzenleyip, büyük başarılar elde ediyorlardı. Askerleri öldürüp silahlarını alarak kaçan Dolek ve yoldaşları büyük şüphe uyandırıyordu. 25 Kasım 1942’de Vuşka bütün gün sığınılacak güvenli bir ev aradıktan sonra, yorgunluktan tükenmiş bir halde eve döndüğünde, eşi Dolek onun o gece evde kalmamasını istedi. Çünkü kaldıkları ev Almanlar tarafından keşfedilmişti. Ama Vuşka evi terk etmedi. Dolek’in ailesinin evinde kalıp uykuya daldı. Bu arada Dolek evi terk etmişti. O akşam, Almanlar tarafından görevlendirilen Yahudi polisi eve baskın düzenledi ve Rivka Vuşka Liebeskind’i, kocası Dolek’i bulamadığı için rehin aldı. Yahudi polis, Dolek’i bularak, eşinin polis tarafından tutulduğu, ancak kendisinin teslim olması durumunda serbest bırakılacağı söylendi. Ona yalan söylediklerini anlayan Dolek Liebeskind, gizlediği ve onları vurmakla tehdit ettiği tabancasını çıkardı ve polisi vurdu. O ve yoldaşları silahlarını alıp kaçıştılar.

Naziler işkence etti

Tutuklanan Rivka, Naziler tarafından uzun süre işkence gördü ve sorguya çekildi. Kocası Dolek’in kaçmayı başardığını öğrendiğinde kendine güven duydu ve hiçbir sır vermemeyi kesinlikle başardı. 24 Aralık 1942 tarihinde, Dolek, merkezin sığınağında Almanlar tarafından yapılan baskında yakalandı, onlarla yaptığı silahlı çatışma sonucunda öldürüldü.

13 Ocak 1943’te, hapishanede, açlık ve bitkinlikle zayıf kalan Rivka gözaltındayken, tifüs hastalığına yakalandı. Artık neredeyse ölmek üzere iken Birkenau’ya gönderildi. Birkaç kere, gaz odasına gönderilmek üzere seçildiyse de, oradaki yoldaşları ve revirdeki arkadaşı Tila Singer sayesinde katledilmekten kurtarıldı. Aynı yıl içinde annesi, babası ve kardeşini gaz odalarında öldürdüler.

Zaman içinde revirde tedavi olup, iyileşen Rivka, Auschwitz’deki yeraltı grubuna katıldı. Roza Robota o dönemde, Ciechanow Yeraltı Örgütünün savaşçı bir üyesiydi. Roza Robota ve yoldaşları, Ruslar yaklaştığı sırada, Auschwitz’in tahliye edildiği dönemde, krematoryumu havaya uçurmayı planlamışlardı. Kampın içindeki mühimmat fabrikasında çalışan Yahudi mahkûmlar, patlayıcı madde kaçakçılığı yaparak, direnişçilere ulaştırıyorlardı. Rivka, küçük gazyağı ve benzin şişelerini de kaçıran ve hatta Krakov’daki Montelupich hapishanesinden Auschwitz’e gelen hareket üyeleriyle de temas kurdu.

 Bu çalışmalar sırasında, Roza Robota yakalandı ve üç kadın yoldaşıyla birlikte asıldı. Bu arada Rivka kamptaki kadın ve erkek yoldaşların arasında gizlice mektup taşırken yakalandı ve bütün gün dizlerine kadar suyun içinde durarak çalışmaya mahkûm edildi. Yine revirde çalışan Tila’nın yardımıyla hayatta kaldı. Hatta Tila’nın ona yaptığı bir süt enjeksiyonu sayesinde ateşi çok yükselince, karantinaya alındı. ve o ağır cezadan kurtuldu. Sonunda, Ruslar yaklaşırken ve Auschwitz tahliye edilirken, Telefunken’in bir fabrikasında çalıştırılmak üzere, Reichenau’ya götürülmek üzere, bir nakil aracına alındı. O ve kendi hareketinden yoldaşları Ocak 1945’e kadar fabrikada çalıştırıldı. Ruslar daha da yaklaştıklarında, bir çalışma kampından diğerine alınıyorlardı. Sonunda Kont Folke Bernadotte (1895-1948) başkanlığındaki Kızılhaç taşımacılığı ile önce İsveç’e sonra Hamburg’a götürüldüler. Burada tedavi edildiler ve iyileştiler.

Kıbrıs mülteci kampından İsrail topraklarına kaçış

Rivka İsveç’te ‘He Halutz’ grubu ile birleşti ve öğretmenlik yapmaya başladı. Daha sonra öğrencileriyle birlikte Kıbrıs’taki Yahudi Mülteci Kampına gönderildi. Onlarla birlikte ‘Gençlik Aliya’ grubunu oluşturdular. Orada bir ‘Hagana’ kampında sekreter olarak görev yaptı. Kendisi gibi cesur diğer gençlerle birlikte, kamptan sahile açılan gizli bir tünelden geçerek, onları sahilde bekleyen teknelere gizlice bindiler. Yasa dışı bir biçimde, o tarihte İngiliz Mandası idaresindeki İsrail topraklarına ayak bastılar. Ocak 1948’de Caesarea’ya ulaştılar.

Rivka daha sonra Deganya Bet Kibutzuna yerleşti. 1948 yılında, İsveç’te tanıştığı, Lodz Gettosundan sağ olarak kurtulan Shalom Kuper (1918) ile evlendi ve kibutzda danışman olarak çalıştı. Oğulları Yochai 1959’da doğdu. Oğullarından İtay ve Şay adlı iki torunları oldu. Rivka 3 Mayıs 1961’de Kudüs’te görülen ‘Eichmann Davası’nda, Holokost kurtulanı (Survivor) olarak tanıklık etti. 2007 yılında, 87 yaşındayken yaşama veda etti.

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün