GÜNEY KORE eğitim sisteminin TALMUD eğitiminden esinlenildiğini biliyor muydunuz?

ADL’ye göre antisemitizmde dünyada üçüncü ülke konumundaki Güney Kore’de okullarda Talmud’u çalışma tekniği olan ‘havruta’ sistemiyle ders anlatılıyor; öğrenciler Korece tercüme edilmiş Talmud okuyarak ikili gruplar halinde tartışıyorlar.

Kültür
20 Şubat 2019 Çarşamba

 

Güney Kore’de aileler yılda 17 milyar doları okul dışı özel ders eğitimine harcıyor. Beş yaş çocuklarının yüzde 83’ü bu özel eğitimden yararlanırken oran yükselerek 18 yaşına kadar devam ediyor. Bu yaştaki öğrenciler sekiz saatlik ‘suneung’ üniversite sınavına giriyor. Sınavı geçememek iş bulamamakla eşdeğer görülüyor.

Koreli bir yazarın, çok eskilere dayanan fakat halkına yeni olan bir öğrenme metodu Havruta’yı tanıttığı kitabı yıllardır çok satanlar arasına. Talmud bilginlerinin kullandığı Havruta metodunda ikili gruplar halinde tartışmalar yapılırken, eski dini metinlerle ilgili karşılıklı sorular soruluyor. Havruta İbranicede ‘dost’ kelimesinden geliyor.

Güney Korelilerin çoğu bir Yahudi ile hiç karşılaşmamış. Ülkede mevcut bir Yahudi toplumu bulunmuyor, yalnızca Yahudi ekspatlar ve küçük bir Habad evi bulunuyor. Güney Koreliler Yahudi yaşam biçimi hakkında bir bilgiye sahip değil; fakat Havruta metodunu kabul ederken dikkate aldıkları bir gerçek var o da Yahudilerin dünya nüfusunun yüzde 0,2’sini oluşturmalarına rağmen Nobel Ödüllerinin yüzde 23’ünü almaları. Eğitime bunca zaman ve para harcanmasına karşılık yalnızca bir Korelinin Nobel kazanmış olmasından yola çıkarak Yahudilerin eğitim sistemlerini kendilerine örnek almak istediklerini belirtiyorlar.

Sonuçta ülke çapında onlarca Havruta akademisi ve bağlı şubeler açıldı. Çalışmalar sırasında genelde Korece Talmud kullanılıyor ancak bazen tamamen laik sisteme dayanan müfredat kitapları da bu metotla işleniyor.

Bu akademilerden birini yöneten Kim Jung-wan, bu metodun kullanılmaya başlamasının 40 yıl öncesine dayandığını belirtiyor. Amerikalı Haham Marvin Tokayer’in askeri bir görevdeyken Japonya’da vaiz olarak Talmud hikâyeleri anlatırken bunları kitaplaştırmasının ardından Japoncadan Korece’ye çevrilmesiyle akım 70’lerin ortasında başlamış.

Tokayer’in hikâyeleri müthiş bir başarı yakaladı. Ardından İbranice ve Aramaik dilindeki bin yıllık yasalar ve öğretiler -Talmud- Kore’de çok satanlar arasına girdi. Yüzlerce Talmud çevirisi (İngilizce kaynaklardan) her yaşa göre uygun hale getirildi. Talmud’a olan bu ilgi kısa sürede akademisyenlerin Yahudilerin dini metinleri nasıl çalıştığını incelemesine yol açtı. Güney Koreli eğitimciler İsrail’de Talmud çalışma merkezleri ve yeşivaları ziyaret etti. Öğrencilerin tartışma sesleri kocaman koridorlarda yankılanıyor, öte yandan öğretmenlerden çıt çıkmıyordu. Çift olarak çalışan öğrenciler adeta ağız dalaşına giriyor, metinlerin mantığını çözümlüyor ve öğretmenlerinden gelen yazılı sorulara tartışarak yanıt bulmaya çalışıyorlardı.

Güney Koreli düşünürler için bu aradıkları sırdı. Kitaptan öğrenmeye bir dinamiklik getirecek ve öğretmeni derslerin merkezinden kaldıracak bir yöntem bulunmuştu.

Metodolojinin ana akımda kabulü hızlı oldu. Özel akademilerden konvansiyonel eğitim veren devlet okullarına kadar metot kullanılmaya başlandı.

Geçen aralık ayında öğretmenler sendikası - Korean Federation of Teachers’ Associations, KFTA - Havruta Kültür Birliği ile mutabakat anlaşması yaptı. Bu işbirliği sayesinde devlet okullarındaki öğretmenler Havruta stilinde öğrenme seanslarının nasıl yönetildiğini öğreniyor. KFTA uzmanları, kalabalık ve gürültülü Havutra akademilerini ziyaretinden sonra bu metodun uygulanmasının Kore kültüründe çığır açacağını ve sistemin yalnızca okullarda değil, yuvalarda, evlerde ve hatta iş yerlerinde de uygulanabilirliğinden söz ediyor.

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün