Yahudilikte Faiz (1)

İki bölümlük bu yazımızda Biblik dönemlerden başlayarak, günümüze dek Yahudilikte faiz konusunun ne şekilde nitelendiğini, ne tür yasaklar konulduğunu, şartlara göre Yahudilerin yaşamının idamesi açısından yasaların nasıl adapte edildiği anlatacağız. İlk bölümde Biblik, Talmudik, Geonim, ilk Rabinik ve 1600 yılına kadar olan son Rabinik dönemlerdeki uygulamaları ele alıyoruz.

Yusuf BESALEL Kavram
4 Temmuz 2018 Çarşamba

Biblik dönemler

Tora (Tesniye, 23: 19-21) bu konuda şöyle bir açıklamada bulunmakta: “Kardeşinden –yiyecek, para veya faiz uygulanabilecek hiçbir şeyi- faiz talep ederek ödünç vermeyeceksin. Bir yabancıdan faiz talep edebilirsin fakat kardeşinden alamazsın…” Bu metin, yaklaşık olarak iki bin yıl sayısız tartışmanın konusu oldu. Çıkış 22:25’te ise ödünç para verme ile ilgili şöyle bir ifade bulunmakta: “Şayet halkıma, seninle beraber olan fakire, ödünç para verirsen; ona kredi açan bir kişi gibi davranmamalısın.” Faiz içeren borçlar konusunda üçüncü bir Tora ifadesi (Levililer, 25: 35-38) ise şöyledir: “Şayet kardeşin fakirleşmişse ve seninle beraberken kendini geçindiremiyorsa, ona senin yanına yerleşmiş bir misafir gibi yardım edeceksin ve o seninle beraber yaşayacak. Ona paranı faiz karşılığında (be neşeh) veya yemeğini bir artış (be marbit) karşılığında vermeyeceksin. Ben Rab’im, seni Mısır diyarından çıkaran, Kenaan topraklarını sana vermek için, Tanrın olmak için seni Mısır diyarından çıkaran Rabbin’im.” Tora’nın bu açıklamaları konusunda yorumlar yapmak için sarf edilen çabalar arasında, MÖ 19 – MÖ 12. yüzyıllar arasında Ortadoğu’da yaşamış eski kavimlerle ilgili sosyolojik araştırmalar da yer almakta. Hammurabi’nin Yasaları’nda para ve yemek için faiz hadleri belirtilmiştir. Ayrıca Tora’da basit insan topluluklarında borç paranın hasat dönemlerine kadar faizsiz verildiğine dair bulgular vardır. Ancak bu tür bir yasamanın sürekli olarak kalıcı olmayan yabancılara (NOHRİ) uygulanmayacağı da doğaldır. Kaldı ki Tora’nın ilk dönemlerinde İbranilerden ziyade Kenaan ülkesinde yaşayan diğer kavimler tüccar olarak adlandırılmaktadırlar.

Tora’da Tanrı tarafından Peygamber Moşe’ye açıklanmış şekliyle yer alan yukarıda bahsi geçen ifadelerden başka Tanah’ta da (Habakuk, 2:6, 18; 2. Krallar, 4: 1-2, vb) yer alan açıklamalar ise daha ziyade peygamberlerin ve dini yazarların yorumlarını yansıtmaktadır. Bu Tora yasalarının uygulanmama durumu ile ilgili kayıtlara bu devirlerde yalnız Diaspora’da rastlanmaktadır. Örneğin Elefantin’deki askeri kolonideki Yahudilerin 5. yüzyılda yıllık yüzde 60 faizle birbirlerine ödünç para verdikleri Arami belgelerinde yer almakta. Eski Yunan ve Romalı yöneticiler de zaman zaman faizin fakirleştirdiği halk kitlelerinin tepkisini dikkate alarak; faiz alınmasını yasaklamışlar fakat bu yasaklar kalıcı olmamıştır.

 Talmudik dönemler

2. Bet Amikdaş’ın yıkılışından sonra Yahudi Alahacılar ve Agadacılar, Sayılar 23:20’deki faizle borç para verme konusunu Yahudi olmayanlara uygulanması gereken bir emir şeklinde saptadılar. Bunlarda Romalıların birinci yüzyıldaki baskıları ve bu tür yorumları içeren Tanaim devrinde ‘Sifre’yi yazan Rabi Akiva’nın Bar Kohba isyanına karışması da etkili olmuştur. Hâlbuki aynı dönemde yaşayan Rabi Yişmael’in ‘Mekhilta’sı da faizsiz paranın Yahudi olsun olmasın herkese ödünç verilebileceğini fakat Yahudilerin tercih edilmesi gerektiği belirtilir. Bir yorumcu da, fakirlerden faiz alınmaması gerektiğini, zenginlerden alınabileceğini belirtir. Üçüncü yüzyıldan itibaren ise; faiz almanın fakir veya zengin her Yahudi’ye yasak olduğu kabul edildi. Bu yasaklamayla ilgili türden yorumlar, Alaha ve Agada kapsamlı Midraşlar’da, Mişna’da, Tosefta, Baraita ve Babil ve Yeruşalayim Talmudlarında görülmekte. Yasayı ihlal edenler ağır bir dille suçlanmakta. Ancak bu tür yasaklamalar, Yahudiler arasındaki ilişkiyi kapsar. R. Hiyya, bunun Yahudilerin geçiminin sağlanması zorunluluğundan kaynaklandığını, Ravina da, yabancılarla ilişkinin azaltılması için böyle bir tutumun izlendiğini savunur. Ayrıca Yahudiler arasında faiz alışverişini sağlamak için Yahudi olmayan bir aracının kullanılmasına da Talmud (Bava Mezia, 61b) karşı çıkmaktadır.

Geonim devri

Bu dönem, yaklaşık olarak 7. ile 11. yüzyıl arasındaki süreyi kapsar. Yahudiler, yeni gelişmekte olan İslam dünyasında zanaatkâr, inşaatçı, tüccar, ziraatçı gibi mesleki sıfatlar taşıyorlardı. Bununla beraber 9. yüzyılın ünlü Gaon’u Amram Gaon, faiz karşılığında yapılan her türlü para alışverişini yasaklar.2

Ancak örneğin meyve alımı karşılığında verilen para alışverişinde, oluşabilecek bir kredi işlemi için buna izin verir ve bunun İslam şeriatında da mümkün olduğunu belirtir. Gerek İslam’ın faize karşı kesin tutumu, gerekse Yahudilerin mesleki etkinliklerindeki serbestisi, Yahudilerin Yahudi olmayanlarla olan ödünç para ilişkilerinde de faiz almama konusunda daha kesin bir tavır almalarını sağlamıştır. 10. yüzyıldaki anonim bir responsaya göre; Biblik ve Talmudik yaptırımlar tekrar vurgulandıktan sonra; sofu Yahudi’nin faizle para verme işinden tamamen imtina etmesi konusunda kendisine inisiyatif tanınır.

İlk Rabinik dönemler (1000-1300)

Bu dönemde Yahudi yaşamının merkezi Avrupa’ya kaymış; Babil’deki akademilerin yerini giderek Fransa, Almanya ve İspanya’daki ünlü okullar almıştı. Bu dönemde Yahudilerin toprak sahibi olmaları hakkı kısıtlanmış ve Yahudilere karşı yasalar, feodal düzenlerce çıkarılmıştı. Ünlü din âlimi Raşi’nin torunu Jacob Meir Tam, bu durumda Yahudi olmayanlardan ödünç para mukabilinde faiz almanın hayatta kalmak için (kedei hayyenu) gerekli olduğunu nitekim krala vergi ödemeleri gerektiğini belirtir.

Bu durum 13. yüzyılın bazı Kabalistlerini rahatsız eder. Ayrıca o çağın Hıristiyan polemikçilerinin de artan Yahudi bankerlerine karşı duyduğu tepkinin de etkisiyle, Narbonne’lu David Kimhi, 15:5 Mezmurlarına dayanarak; bir İbrani’nin bir yabancıdan aldığı faizin anlaşma karşılığında olduğunu, onu soymayacağını ve Yahudi’ye iyi davranan bir yabancının muhakkak ki aynı davranışı göreceğini hatırlatır.

Britanya’da ödünç para veren Yahudiler de, bu devirde Avrupa’dakilere benzer bir tutum izlemişlerdi. Yahudi olmayan kişilerin dışında söz konusu olan faiz (ribid) yerine Yahudiler arasındaki bu tür ilişkilerde ‘şeva’ (kâr) tabiri geçtiği gözlenmekte.

  Son Rabinik dönemler (1300-1600)

Bu dönemlerin ünlü Fransız Yahudi’si filozof ve din bilgini Levi B. Gerşom, Yahudi olmayanlara faiz karşılığında para verilebileceğini, ancak bu konuda dürüst olunması gerektiğini ve faiz veren kişinin aşırı faiz hadleriyle sömürülmemesi gerektiğini belirtir. İspanyol Yahudi’si filozof Albo ise, “İkkarim” adlı eserinde Tora’nın Tesniye Bölümü’nde ödünç para verme konusuyla ilgili ayette yer alan ‘kardeş’ kelimesinin putperest olmayan kişileri temsil ettiğini savunur. Bu durumda örneğin ancak eski ‘yedi millet’ten olan Amoritler veya Amalekler gibi kişilerden faiz alınabilir. Buna karşın İzak Abrabanel, Sabbioneta’da, 1551’de, Sayılar 23:21 hakkındaki yorumlarının son bölümünde paranın da mal gibi bir kâr unsuru olabileceğini ve faizle ödünç para vermenin Yahudiler arasında mümkün olabileceğini belirtir…

Mordehay Farrisol, Ferrara’da birçok önemli bilginin katıldığı seminerde verdiği açıklamada ise, Ortaçağ’ın felsefesine karşıdır: Bir kişinin bir diğerine bedelsiz bir şey verme zamanı geçmiştir. Ancak o kişinin fakir olması durumu bunun haricindedir. Faiz hadleri ise, Yahudilerden para talep eden toplumlarca saptanacaktır. 1558’de Doktor David de Pomis, bilimsel bir eserinde faiz konusuna da değinmekte: “Bir Yahudi bir Hıristiyan’dan belirli bir anlaşma karşılığında faiz alabildiğine göre (Tarşa); Rabinik yetkililerce saptanacak diğer bir anlaşmaya göre de (‘hetter iska –Şulhan Aruh’, YD 167, 177) bu tür işlemler Yahudiler arasında da gerçekleştirilebilir. 17. yüzyıldan itibaren de ‘hetter iska’ (takas odası), Talmudik yasanın tüccarca yorumuna yol açtı. Bu yüzyıldan itibaren ödünç para vermek Yahudilerin temel meşgalelerinden biri olmaya devam etmiş fakat aynı zamanda her türlü ticaret ve zanaatla da iştigal etmişlerdi. Ayrıca Yahudiler hükümet başkanlarının iktisadi ve siyasi danışmanlıklarında da bulunmuşlardı.

Devam edecek.

    1 Bu makale, 22 Nisan 2018’de Bursa’da Kurav tarafından düzenlenen Faiz konulu çalıştayda tebliğ olarak da sunuldu.

 

2 The “Encyclopedia of Judaism”, S. 57