YAKIN ŞARK’TA HUDUT MESELELERİ: Aşırı Siyasîleştirmeler, Münasip Unutkanlıklar...

Köşe Yazısı
5 Ekim 2011 Çarşamba

Jose V.ÇİPRUT


2. “ORTA” YAKIN ŞARK (1) (devam): IRAK, İRAN, SUUDÎ ARABİSTAN

IRAK’ın son senelerde yaşadığı güçlükler sınırlarının daha da sızdırgan olmasına yol açmıştır. Irak’la hududunu kontrol edebilmiş, ama Baat’çıları sığındırmış ve Şi’î isyancıların Irak’a süzülmesini mümkün kılmış Suriye’nin rejimi düşerse Suriye’nin İran’la dokuduğu entrikaların Irak üzerindeki etkisinin vebali değişebilir. Irak’ın köktenci gerillalarına S. Arabistan ve Körfez Devletçikleri’nin Sünnî – İran’ınsa Şiî –hizipsel mücahit ve “hayırsever” sermaye akıtmaları Irak’ın hudut dertlerini arttırmaktadır. En baştan beri pazarlık konusu olmuş Irak’ın topraklarının ne siyasî ne de anayasal yoldan çözülebilmiş kat’î ve nihaî sınır çizgilerinin kaderi halen tahmin haricidir. Irak’ın orta/kısa vadede istikrarına belki en büyük tehdit, belirsiz bırakılması muhtemel ham petrol kaynağı Kerkük’ün istikbalidir. Irak’ın kuzeyindeki Özerk Kürdistan Bölgesinin Irak-Türkiye sınırındaki çatışmalara katkısının çapı kesinlikle ispat edilememektedir. Bu Bölge’de Türkiye’nin 6 milyar doları geçen yatırımları PKK’nın güneydoğudan sınır aşırı saldırılarını dindirebilmiştir. Irak’ın Suriye/Ürdün sınırları boyunca geçecek Nabukko doğal gaz boru hattı, Irak-Türkiye ilişkilerine önem katacaktır. Irak’ın 1990’da sınırını ihlâl ettiği Kuveyt’e tazminat borcu bakidir. ABD Gücünün 2011 sonunda terk etmeye başlayacağı Irak artık kendi yağıyla kavrulmaya mecbur kalacaktır(2) . Sınır içi yerel/yöresel güçlük yaratabilir sınır dışı kaynaklar Ortakyönetim Silâhlı Kuvvetlerinin desteğiyle Irak kuvvetleri tarafından iyi kötü izlenmeye başlamışlardır. Irak’ın İran’la (nâmevcut) deniz hududu ananevî problem konusudur. Bugün Irak Deniz Kuvvetlerine eklenmiş Irak Sahil Koruma Kuvveti, Şatt-ül Arab deltasından itibaren Basra Körfezi’nde, Irak’ın İran’la dünlerin yetki/yargı kavgalarına yarınlarda yepyeni mânâ verebilecek durumdadır.

İRAN’ın Helmand ırmağına karışan ayak sularının ve bilhassa kuraklık anlarında Afganistan tarafından sınır ötesi barajlara sevk edilmesiyle, doğal su akımlarının kendisine zarar verir şekilde daraltılmasını İran ezelden beri protesto etmiştir. Irak’ın bir sahile, İranla paylaşabileceği bir deniz sınırına, sahip olmaması İran’ın Irak’la, Basra Körfezinde, Şatt-ül Arab’ın ağzının ötesinden itibaren, sık sık “yargılama yetkisi” uyuşmazlığına düşmesine sebep olmaktadır. İran’ın Tunb Adalarını ve Abu Musa Adası’nı işgal etmeye devam etmesi Birleşik Arap Emirlikleri ile sonu gelmez çatışmalara sebep olmaktadır. Hazar Denizi’nde özgür kıyı sahibi beş ülkeden biri olan İran, Hazar Denizi’nin beş eşit dilime bölünmesinde ısrara devam eden tek kıyı devletidir. İran’ın kendi hudutlarını yönetim/kontrol kabiliyeti bugün fuhuşa, cebri düğüne, zorlanmış hizmete, hatta borç ödemeğe yönelik insan ticaretinin memleket hudutları içinde tertiplenmiş ciddî cürüm örgütleri tarafından mütemadiyen geliştirilmesine imkân bırakmaktadır. Topolojik yönden,  devletin çok sıkı kontrollerine rağmen, İran’ın sızdırgan hudut durumu: bu koca millî sahanın Güneybatı Asya menşe’li heroin’in Avrupa pazarlarına yöneltilmesinde; silâh ve insan kaçakçılığında önemli bir aktarma mevkii haline gelip o niyetle sömürülmesinde; üretilen kara paraların örgütlü çeteler tarafından aklanmasının mümkün kılınmasında; ve, bu yetmezmiş gibi, İran’ın bugün en yüksek opyum bağımlılığı gösteren milletler arasında en önemlilerinden biri seviyesine düşebilmiş olmasında... inanılmaz büyük bir rol oynamaktadır.

SUUDÎ ARABİSTAN’ın Yemen’le hududu bugün nihayet tüm uzunluğunca kesinlikle belirlenmiştir. Kesin hattı çizilmiş bu hududunun bazı kısımlarında, Suudî Arabistan, gene de, içine beton döktürdüğü güvenlik duvarları inşa etmiştir. Bu engellerin “hudut üzerinden yer almakta olan gayrikanunî faaliyetleri önlemek veya da azaltmak amacıyla kurulmuş” olduğu beyan edilmiştir. Suudî Arabistan’ın ve Kuveyt’in İran’la paylaşacakları kıyı hududunu tartışmağa devam etmelerine ilâveten, Mısır’ın hakimiyeti altında kalmış Tiran ve Sanafî adalarına Suudî Arabistan’ın hak iddiası azalmamıştır. Suudî Arabistan’ın hudutları Güney ve Güneydoğu Asya’dan çalışmak için gelmiş ama pasaportları ellerinden alınmış, bedenî sömürme ve cinsel istismara uğramış, maaşı ödenmemiş, arzularına karşı çalıştırılıp loğusalığa düşürülebilmiş ecnebî zavallıların anayurtlarına dönebilmelerine hâlâ mâni olabilmektedir. Nijeryalı, Yemenli, Pakistanlı, Afgan, Somalyalı, Malili, Sudanlı çocukların cebrî dilenmek veya mecburî sokak satıcısı olmak için;  Nijerya asıllı birçok kadınınsa fuhuşa atanmak üzere... S. Arabistan hudutlarından süzdürüldükleri bilinmektedir.  2007’de S. Arabistan’ın hudutlarını aşıp orada yerleşmiş Filistinli ‘mülteci’lerin resmî sayısı 240,015’ti.                

(1) Bak: World Fact Book  (2011); The Ayatollahs’ Democracy: An Iranian Challenge, Hooman Majd (Norton, 2010); Churchill’s Folly: How Winston Churchill Created Modern Iraq, Christopher Catherwood (Basic, 2005); Desert Kingdom:  How Oil and Water Forged Modern Saudi Arabia, Toby Craıg Jones (Harvard, 2010).        

 

(2 )İki yıl evvel imzalanan Güç Durumu Sözleşmesi ABD Gücünün Irak’ı 2011 sonunda tamamen terk etmesini öngörmektedir. Yerel isyancı Sünnî örgütlere katılmak için her ay Irak sınırlarından süzülen 60-80 Sünnî mücahidin yarısı S.Arabistan’lıdır. 2011 Ramazan’ı süresince Irak’ın her yerinde habire kan döktüren müthiş şiddetse hükümetin henüz milli güvenliğini sağlayamadığını hatırlatmaktadır.